Akşam Rose işten çıkmış ve evine dönüyordu . Yanında da Ashley yürüyordu . Zaten evleri arasında bir sokak vardı . Okul iş ve erkekler hakkında konuşurlarken zaten çoktan Rose kendi evine varmıştı . Peki ya Ashley erkek derken Rose kimden bahsetmişti ?
...
Ashley : Sen okulu işi boşverde hayırdır ?
Rose : Efendim.
Ashley : Kanka ben barmenim unuttun mu ? Her yerin üzerinde 2 gözüm var benim .
Rose : Amma dikizcisin .
Ashley : Evet dikizciyim ama konuyu saptırma .
Rose : Konuyu anlamış değilim ki saptırayım .
Ashley : Sen diyorum o çocukla hani ... (Parmaklarını birbirine sürterek)
Rose (Ashley'in omzuna hafiften vurarken) = Ne diyorsun yaaa . Hee Ben senin dediğini anladım .
Ashley : Ne demişim .
Rose : Sen o maviş çocuğu kast ediyorsun değil mi ? Doğru bildim .
Ashley : Evet işte o . Kızım gözlerini senden alamıyor .
Rose : Ne aa şey ımm öyle mi olmuş şey onu tanımıyorum . Hem banane bundan bakarsa bakar göz onun .
Ashley : Kız dur atarlanma hemen . Ben sadece gördüklerimi söylüyorum .
Rose : Ne gördüğünü çok merak ediyorum . Zaten kalkmış çocuğun üzerine sıcak kahveyi dökmüş kızım ben yaa .
Ashley : O sen miydin ? Kız arkandan dedikodu çevirmiş gibi oldum şimdi .
Rose : Anlamadım ?
Ashley : Herkes sana gülüp sakarlığını anlatıyor ne olacak .
Rose : Ne diyorlar demiştin ?
Ashley : Bu arada kafede çalışan tüm kızların dibi düşmüş . Ah bir kez daha gelsede görsek diyorlar .
Rose : Ashleyyyyyy . Kafanı kırdırtma banaa .
Ashley : A ahh o niye . Ben mi diyorum sanki onları .
Rose : Bu konuşma nereye varacak acaba .
Ashley : Bence hiç bir yere varmadan ayrılalım .
Rose : Evet aynen . Zaten eve gelmişiz hadi iyi geceler okulda görüşürüz sıra arkadaşım !
Ashley : Senden kopyala yakışır yapmak için seni bekliyor olacağım sabırsızlıkla . Sıra arkadaşım :))
Rose : Seni gidi senii .
Diye konuşarak ayrıldılar . Rose daha sonra anahtarı kapıya takarak kilidi çevirdi . Sonrasında içeri girerek odasına gitti . Üstünü değiştirdikten sonra banyoya girip elleri ile yüzünü yıkadı . Onun ardındanda mutfağa giderek annesine yemekte yardım etmeye başladı . Çok geçmeden sonra eve babasıda geldi ve akşam yemeğine oturup iştahla pişenleri yiyip bitirdiler .
Yemekten sonra Rose odasına çekilerek uzunca bir süre ders çalıştı . En sonunda derslerde en usta olduğu kanaatine varınca kitapları kapayarak yatağına uzandı . Kulağına da kulaklıkları takmış ve müzik dinliyordu . Acaba gerçek annesi nerede idi . Onu seviyor muydu ? Bu üvey annesi gibi onu en mükkemmel hali ile mi seviyordu ? Gerçek ailesi ile tanışmayı çok isterdi .
...
Sabah olmuş pazar ise bomboş bir şekilde geçmişti . Rose annesi ile alışverişe gitmiş ama kısa süre içinde eve dönmüşlerdi . Şimdi ise pazartesi ve okul haftasının ilk günüydü . Bugün Rose'nin aynı zamanda iş günüydü . Acaba işten kovulmuş muydu ? Patron çektikleri parasızlığı bildiğinden onu işten atacağını zannetmiyordu bu yüzden endişesizdi . Kitaplarını çantasına doldurdu ve hiç kahvaltı etmeden okula gitti çünkü Rose dakik olmak zarındaydı . Hiç bir yere 1 saniye bile olsa da gecikmemek zorundaydı . Annesi sayesinde dakik olabilmişti de .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prıncess : Rose Cınderella
FanficBu yeni Regal Akademi hikayesinde Rose'nin Prenses doğuşunu ele alacağız . ------ - O bembeyaz teni sapsarı saçları masmavi gözleriyle dünyaya gelmişti . Cinderella krallığının yeni varisiydi , o Rose Cindrella . Ta ki olayların ters gidişine kadar...