Hawk'ın Anlatımı İle
Sonunda portalın oraya varabilmiştim . Askerler ise peşimdeydi . Portala yaklaşmadan portalı aktif etmiştim . Daha sonra hızla portaldan atladım . Zaten ne olduysa portaldan hızlı atlamam yüzüne oldu . İlk önce taşa takılıp yere yapıştım . Sonra kalkıp yoluma devam edecekken bu seferde başka biri bana çarpıp ikimizi birden yere sermişti .
Üzerimden kalktığımı anladıktan sonra onun tarafa bile bakmadan yere kaldım ve kısık bir ses ile ' Şimdide yer paspası olduk iyi mi ? ' dedim . 'Zaten başımda bir be...' derken duraksadım çünkü bana çarpan kişinin yüzünü şuan görmekteydim . Biraz utangaç tavırlı Rose idi bu . Dediklerimi duymuştu da . Ah Hawk neden böyle konuşup durarsın ki ?
Rose : İyi misin ?
- Aaa evet iyiyim iyiyim .
Çok mutsuz gözüküyordu . Dur bir saniyeeeee . O ağlamış mıydı ??? Hemen löp diye olaya atladım . ' Sen iyi değilsin galiba , yoksa ağladın mı sen ? ' diye sordum . Rose de bana bakmamak için direniyordu ama bu sorumu duyar duymaz anında yüzünü bana dönmüştü . Şaşkınlığını attı ve ' Belli mi oluyor ' dedi . Bende ' Bir prens için çok beli ' dedim . Rose ise ' Bakıyorum da artık kendini saklamıyorsun . ' dedi . Bende anında konuştum tabiki . ' Senden saklayacak bir sırrım yok . Sende bizdensin çünkü . ' dedim . Tabi Rose bu söylediğimi anlamamıştı . Bende hemen lafı çevirdim . ' Sen neden ağladın böyle ? ' diye sordum . Rose ise ' Öylesine ' diyerek omuz silkti . Bende buna inanacak değildim tabi ki . ' Buna inanacağımı düşünmedin değil mi ? ' dedim . Rose de 'Önemsiz şeyler dedim ya . ' diyerek sesini hafiften yükseltti . Sonrada tekrar sakinleşip özür diledi . Bende ' Neden özür diliyorsun ? ' diye sordum . Daha sonrasında ' Ne olduğunu anlatabilirsin ' dedim .
Rose biraz düşündükten sonra ' Ashleyde olmadığına göree olur birazda sen dinle . ' dedi . Ben ' Bunu duyduğuma sevindim ama burada böyle ayak üstü olmayacak herhalde . Hadi şuradan uzaklaşalım ' dedim . Rose hemen yanına bir adım atıp omzumdan arkama baktı . Sonrada şunları dedi . ' Demek geçit bura vaov ' . Ne de zekiymiş . Koluna Ambrosia'nın bana yapıştığı gibi yapıştım ve çekiştirdim . Gerçi kimse Ambrosia kadar yılışık olamazdı ama neyse . Bir bank bulunca hemen o tarafa yöneldim ve oturduk . Hızla konuya girmesi için ' Anlat bakalım ' dedim .
Umarım şöyle dünyadan uzaklaşma sonuçlu bir olay yaşamıştır diye düşünürken o başından geçen tüm olayları bana anlattı . ' Okul çıkışı olunca kafeye doğru yürüdüm . Kafeye varmıştım . Tam içeri girmiştim ki patronumuz durdurdu beni . Bir anda ayak üstü kovdu beni işten . ' Bende ' Bunun için ağlanır mı ? ' diye sordum . O da ' Bunun için değildi . Bu olay için sadece üzülmüştüm ' dedi . Daha sonrasında da asıl olayı anlattı . ' Ben eve geldim . İki kere zile bastım ama kimse açmadı . Bende anahtarı çıkarıp içeri girdim . İçeride annemlerin olduğunu gördüm . Ne yapıyorlar diye bakındım . Meğersem doğmamış kardeşimle konuşuyorlarmış . Kapıda en az 15 dakika beklemişimdir ama beni fark etmediler bile . Daha sonrasında 2 -3 kere bağırdım . Bir keresinde çığlık bile atmıştım ama umurlarında bile değildim . O zaman anladım ki artık oraya ait de değildim . ' .
Bunları anlatınca bir anda tekrar ağlamaya başladı . Hatta tutmaya çalıştığını bile fark etmiştim . Eğilip ona bakarken bir anda kafasını kaldırıp bana sarıldı . AMA BEN HİÇ KİMSEYE BU KADAR YAKIN OLMAMIŞTIM Kİİİ . Bırak bir prensesin yanına yaklaşmayı ekip ve Ambrosia dışında hiçbir kız ile konuşmamıştım . Şimdi ise bir prensese sıkı sıkı sarılmaktaydım . Rose ise 'Üzgünüm Ashley ile bunu yapmadan duramazdık . ' dedi . Ah Ashley bilmez miyim ? Astoria ile de çok yakınlardı . Tabi Astoria'nın birinci önceliği notları olduğundan biricik kankasından saniyesinde vazgeçmişti .
Bende en sonunda Rose'ye sarıldım ve o iyileşene yine neşeni kazanana kadar ayrılmadım . Gerçi bu sarılma çokta sakinleştiriyormuş . Resmen rahatlamıştım . Sanki başımda bir bela yokmuş gibiydi . Kendimi daha fazla kaptırmadan ayrıldım . O sırada bizim çocukları köşenin başında gördüm . Dur dur yok canım olamaz . Onlar bizi izliyorrrr . Hemen ayağa fırladım . Rose bir anda kalkışıma şaşırmıştı tabi . Bende ona dönüp şeylemeye başladım . O sırada da fark edildiklerini anlayan arkadaşlarım köşe başından çıkıp yanımıza geldiler . Hızla Travis'in yanına geçip 'Siz ne zamandır orada durmuş bizi izliyordunuz ? ' dedim . Traviste sırıtarak ' O banka oturduğunuzdan beri ' dedi .
Daha sonrasında yanından gittim ve banka geri oturdum . Artık bence anlatma sırası gelmişti . Hızla telefonu çıkardım ve ' Arkadaşlar hazır buradasınız size göstermem gereken bir şey var . ' dedim . Telefondaki zar zor çektiğim bilekliğin resmini açtım ve ekibe tuttum . Rose geriden geriden bakmaya çalışıyordu ama tabiki de göremiyordu . Astoria ' Bu ne demek oluyor Hawk ' diye sorunca Bende ' Size yapacağımı söylemiştim ' dedim . Sonrasında ise LingLing ' Kız onu demiyor . Bu ne alaka diye soruyor ' dedi . Bende ' İşte prensesin taktığı krallığına ait bir sembol bilezik . ' dedim . Tam o sırada Joy ' Ama bu Rose ... ' derken hemen Shawn ağzını kapadı . Tabi bu bize yetmemişti . Rose arkamdan çıkıp ' Rose derken . Benden ne saklıyorsunuz siz ? ' diye sordu .
İşte o sırada aklıma parlak bir fikir gelmişti . Rose'ye döndüm ve ' Sen ev istiyordun değil mi ? ' diye sordum . Sonrasında ' Sana çok iyi bir ev bulabilirim ' dedim . Herkes şaşkınca bana bakarken Rose'nin kolundan tuttuğum gibi portala sürükledim . Astoria bunu fark edip ' Ne yaptığını sanıyorsun Hawk . Sakına portaldan geçirmeyi düşünme bile ' dedi . Tam portalın önünde durup Rose'nin kolundaki bilekliği gözlerine gözlerine gösterdim . Hepsi şaşkınca seyrederken bende ' Eve dönme vakti ' dedim ve portalı açtım .
Rose : Eee bu şeyden geçmeyeceğiz değil mi ?
- Tabi ki de geçeceğiz .
Rose : Burası sizin ...
- Evet burası bizim dünyamız . Dünyamızı görmeye hazır mısın ?
Rose : Şey ben ...
Astoria : Hadi hadi hadi . Vakit kaybetmeden (Rose'yi ittirerek)
Rose bir anda geri çekildi .
Ben ona şaşkınca bakarken o tüm olası durumları saydı . 'Ya portalın içinde kalırsam . Ya başka dünyaya gidersem . Ya yaşlanırsam . Ya bebek halime dönersem . Ya ölürsem ... ' derken sözünü kestim ve ' Ya bir şey olmadan dünyamızı görürsen ' dedim .
Astoria bu sözüme bıkkın bir şekilde göz devirdi ve portaldan geçti . LingLingte onun arkasından gitti . Giderken ise ' Hadi sizi bekliyoruzz ' dedi . Shawn da yüzü bize dönük bir şekilde portaldan geçti . Joy ' MMMM Çok ta acıkmıştım . Eve dönmek leziz olacak ' diyerek portaldan geçti . Arkamızdaki Travis Rose'yi iterek ' Önden prensesler ' dedi . Ben ona sinirli bir bakış atarken Rose endişeli olduğu için onu takmadığını anlamıştım .
Şimdi yapılması gereken tek şey onu elinden tutup portala sokmak . En kötü ne olabilir ki . Sizi kim el ele görebilir veya .
Her neyse işte gidiyoruz !
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar bu bölümde bu kadardı . Umarım bölümü beğenmişsinizdir .
Yoksa bu bölüm bir tutam HaSe başlangıcı mıydı ?
Yeni bölümler için takip etmeyi unutmayın . ( Hem instagramı hem Wattpad'ı)
İnstagram : Regall_Academy

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prıncess : Rose Cınderella
FanfictionBu yeni Regal Akademi hikayesinde Rose'nin Prenses doğuşunu ele alacağız . ------ - O bembeyaz teni sapsarı saçları masmavi gözleriyle dünyaya gelmişti . Cinderella krallığının yeni varisiydi , o Rose Cindrella . Ta ki olayların ters gidişine kadar...