BÖLÜM 4

8 2 0
                                    

Poşetin içinde hediye paketi çok güzel olan bir şey vardı. Açtım ve bir an gözlerime inanamadım. Bu sabahtan beri geçirdiğim kaçıncı şoktu bu? Bana Queen albümü almıştı. Tabi ya, biliyordu o grubu ne kadar çok sevdiğimi.
" Theodore, sana ne kadar teşekkür etsem az. İyi ki varsın, iyi ki bizimlesin."
'İyi ki bizimlesin' derken gozlerimde yaşları hissettim.
Diana:
-Peki ya benim sürprizimi beğendin mi?
"Beğenmez olur muyum hiç? Tek kelimeyle bayıldım."
"Bu akşam isterseniz benim evime gidelim. Gece saati yaklaşmadan evlere dağılırız, olur mu?"
Theodore:
-Bana uyar
Bende olabileceğini söyledim.
Akşam oldu ve biz Diana'nın evine gittik. Theodore'a uzun zamandır ne anlatamadıysak herşeyi konuştuk. Biraz vakit geçirdikten sonra Theodore ve ben Diana'nın evinden ayrıldık. Yolda dün gece gördüğüm rüyayı anlattım.
"Theodore biliyor musun, dün gece rüyamda seni gördüm. Her zamanki gibi en sevdiğimiz kafede buluşmuştuk. İnanabiliyor musun, rüyam gerçek oldu. Geldin."
Rüyama oldukça şaşırmışa benziyordu.
"Evet geldim. Burada kalacağım zamanı sizinle ve olabildiğince güzel geçirmeye çalışacağım."
"Emin ol Diana ve ben yanında olduğumuz sürece her anın güzel geçecektir."
"Bu biraz egolu bir yaklaşım olmadı mı?" dedi ve güldü.
"Gerçekler egoluysa bunların hepsi gerçek." dedim ve bende güldüm. Benim evime oldukça yaklaşmıştık. Ona veda ettim ve eve girdim. Camdan ona el salladım. Teyzesinin evi benim evimin çok yakınındaydı. Bu yüzden yolu uzun sürmeyecekti.
Bugün gerçekti. Theodore gelmişti. Hala inanamıyorum. Hayal gibi geliyor ama hepsi gerçekti. Küçükken parka gidip çiçek toplardık, oyunlar oynardık. Ah eski günler! Keşke her zaman çocuk kalsak... Sabah kahvaltısına Diana'yı ve Theodore'u çağırmaya karar verdim. Ama bunun için uyumalıydım.
•••
Sabah erkenden uyandım. Diana'yı ve Theodore'u aradım. Diana telefonu açtı ve kahvaltı davetimi kabul etti. Fakat Theodore telefonu açmadı. Tahmin ettiğim üzere uyuyor olmalı. O erken kalkmayı sevmezdi. Aksine her zaman kalkmaktan yanaydı.
Bir süre sonra Theodore beni aradı.
"Günaydın Melanie."
Sesi uykulu geliyordu.
"Günaydın Theodore. Hadi kalk seni kahvaltıya bekliyorum."
"Kahvaltı mı dedin sen? Senin leziz kreplerini çok özledim. Hemen geliyorum" dedi ve telefonu kapattı.
Ardından kapı zili çaldı. Diana ve Theodore gelmişti.
"Biiz geldiik" dedi Diana.
"Hoşgeldiniiz"
Theodore çok aç görünüyordu.
"Masa harika görünüyor. Bir an önce başlasak mı?"
Hep beraber masaya oturduk ve kahvaltımıza başladık. Theodore:
"Melanie, gerçekten her zamanki gibi çok lezzetli krepler."
Diana atladı.
"Gerçekten Melanie. Hayatımda bir sürü krep yedim ama hiçbiri seninkiler kadar güzel değildi. İçine özel bir şey mi katıyorsun yoksa?"
"Uum abartmayın. Sizin bu düşünceleriniz beni çok mutlu ediyor."
Saatlerce sohbet ettik. Sonuçta kaç yıldır görüşmemiştik.
Diana:
"Theodore anlatsana, Amsterdam nasıl bir yer?"
"Güzel fakat San Francisco kadar değil. Bir gün bize ziyarete gelin. Ne demek istediğimi anlayacaksınız."
"Geliriz tabii."

MUCIZE✨🧚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin