"Jungkook beni rahat bırak, bak senin yüzünden kısmetim kapanıyor." diyerek. Jungkook'u olabildiğince yanımdan itip bozulan saçlarımı düzelttim.
"Bakın şuan sinirlenmeye başladım." Nayeon sinirli bir şekilde dibimizden ayrılmayan erkeklere baktı "Geçen yıldan beri kestiğim çoğu yakışıklı karşımda basketbol oynuyor ve siz aptallar bizim yanımızdasınız !" Nayeon'un kurduğu cümle karşısında geriye kalan üç kız olarak hızlıca kafamızı sallayarak durumu onaylamıştık.
"Elinde ki su şişesinden biraz daha su içmemeye devam edersen ben içeceğim." Jin oturduğu yerden eğilerek Jimin'in elinde tuttuğu şişeyi almaya çalışmıştı.
"Olmaz Jin. Ben bunu şu kas bozuntusu erkeklerle olurda maç yaparsak diye aldım." Jimin elindeki şişeyi sahiplenici bir şekilde sıkı sıkı tuttu.
"Ne alaka sizin aklınızla zorunuz mu var ?" Sana oturduğu yerde gerinirken söylediği şeyle bende onaylamıştım dediklerini.
"Bak şimdi öyle deme. Jimin o kas bozuntuları ile maç yaparken terleyecek sonra tişörtünü çıkartıp elindeki su şişesinden su içecek ve" Taehyung elleriyle saçma işaret yaparken konuşmaya devam etmişti. "Final olarak su içerken bazı damlalar çıplak vücuduna değecek yani bam Jimin'in göbeği parlayacak." Taehyung'un saçmalamaları karşısında midem ağzıma gelirken Mina gözlerini devirerek bizim gibi mal insanlarla tanıştığı için kendine sövüyordu.
"Bende iki gram akıl vardı onu da size vermekten bende kalmadı." Namjoon kafasını telefonundan kaldırarak söylediği şey karşısında Jungkook onun taklidini yapmıştı.
"Bari maça çıkacak mısınız bize onu söyleyin ?" merakla sorduğum soru karşısında Yoongi uyuşuk ses tonuyla konuştu.
"Hayır bugün onlarla maç yapmayacağız çünkü onlarla olan maçımız haftaya galiba" Yoongi'nin dedikleri karşısında kızlarla kendimizi çığlık atmamak için zor tutmuştuk.
"Beynimin oksijen ve besin kaynağına ihtiyacı olduğu için sizi terk ediyorum sümsükler." söylediklerimle beraber yerimden doğrularak saha banklarının yerinden kalktığımda, Jungkook bana almam gerekenleri söylemişti onu daha fazla dinlememek için arka dönüp gideceğim sırada Mina da benimle gelmek istediğini söyleyerek ikimizde sokağın köşesinde ki markete doğru gitmiştik konuşarak.
Mina ile okulun hafta sonu düzenlediği karma kurslar sayesinde tanışmıştım. İkimizin sınıfı arasında bir kat olsa da bu dostluğumuza mani olmamıştı. Mina hakkında en önemlisi Jimin ile olan ilişkilerini sınıf arkadaşlığından flört seviyesine taşımalarıydı.
Bu sene bir çok arkadaşımız kendisine flört bulurken ben vaktimi Jungkookla ders çalışmakla geçiriyordum. Jungkook ve ben ne kadar bizi aptal gibi gösteren hareketler sergilesek de oldukça fazla ders çalışan bir ikiliydik çünkü lise eğitim hayatımızın sonuna doğru yaklaşıyorduk.
İkimizde garip bir şekilde ders çalıştığımız ilk vakitlerde birbirimize karşı yardım ederken şimdilerde sadece zorluk çıkartmaktan başka bir halta yaramıyorduk.
Hakkını yememeliyim ki Jungkook'un bazı notlarını ders çantasından çaldığım olmuştu.
"Şimdi yavaşça kafanı sağa çevir ve çikolata rafında duran Bryce bak." Mina'nın söylediği isim karşısında kalbim kulaklarıma varmıştı. Bryce iki yıldan beri hoşlandığım çocuktu ve bu sırrımı sadece kızlar biliyordu çünkü erkeklere söylersem başıma abi rolü kesileceklerini az buçuk biliyordum.
Bryce bizim okulun çevresinde bulunan okullardan birinde okuyordu ve duyduğuma göre annesi Amerikalı, babası Koreliymiş şahsen uzaktan bir kaç arkadaşı ile konuşmasına denk geldiğimde harika bir aksanı olduğunu fark etmiştim.
Bryce kendi okulunun basketbol takımında kaptandı. O yüzden sürekli onu izlemek için kızlarla sahil kenarında olan basketbol sahasına gidiyorduk."Bu fırsatı kaçırma derim hemen git bir konuş." Mina'nın dedikleri karşısında elimi kalbime koyarak düzen vermeye çalışmıştım.
"Mina kendimi şuan hiç olmadığım kadar cesaretli hissediyorum."
"O yüzden git ve konuş hemen erkeğini bir başkası kapmadan." dedi
"Ya aptal gibi donarsam karşısında ?" diye sordum.
"Ben buradayım olurda rezil olursan market çalışanı gibi davranır seni oradan uzaklaştırırım." Mina'nın dedikleriyle beraber biraz güvenim yerine geldiği için ellerimi rast gele raflara atarak kucağımı yiyecek paketleri ile doldurduğumda aklımda ki plana uymak için Bryce'ın olduğu rafa gittim.
"Rica etsem bana şu naneli ve bitter çikolatayı verebilir misiniz ?" diye sordum. Önce bana sonra dolu olan ellerimi gördükten sonra Bryce'ın yüzünü büyük bir gülümseme kaplamıştı.
Ama öyle gülme içim gidiyor yakışıklım.
İstediğim çikolata türlerini rafa uzanarak alıp, bana verdiğinde kibarca teşekkür etmiştim.
"Bence sana yardım etsem daha iyi olacak. Baksana yükün altında kaybolmuşsun." dedi. Siktir o bana şimdi ilk cümlesini mi kurdu. Mutluluktan her an bayılabilirdim.
"Şey teşekkür ederim." dedim
"Ben Tzuyu bu arada" kollarımın arsında ki bir kaç paketi alırken bana tekrar ölüm sebebime neden olacak gülümsemesini tekrardan bahşetmişti.
"Ben de Bryce tanıştığımıza memnun oldum Tzuyu" onun konuşmasıyla içimin titrediğini hissetmiştim.
&
"Marketi mi aldınız çünkü onca saat gelmediğinize göre sebebi ancak bu olabilir." dedi Jin elimizde ki poşetleri alırken.
"Ben nasıl desem" yanaklarımın kızardığına şuan yemin edebilirdim.
"Ne yaptın yoksa bensiz oğlan mı ayarladın kendine !" Sana hızla oturduğu yerde doğrulunca Taehyung onu geri arkasına yaslanmasını sağlamıştı.
"Tzuyu ile Bryce flörtleşti ve ilk randevuları için telefon numaralarını aldılar." dedi Mina.
Jungkook kulaklarına ilişen cümleyle yudumladığı meyve suyunu hızla ağzından püskürtmüştü."Bir Bryce eksikti amına koyayım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Andria ₣ Tzukook
FanfictionTzuyu: Siktir git Jungkook Tzuyu: Sana kaç defa dedim ilkimi veremem Jeon Jungkook en yakın arkadaşına karşı aşık bir aptaldı. Jeon Jungkook & Chou Tzuyu Yarı Texting/Romantik-Komedi Uyarı!Kitapta küfür ve argo vardır. 2021©|nnayeeon