Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tzuyu,
Jin ?
"Jungkook, merak etme kameramı aldım çünkü bu sefer büyük sıçtın"
"Ne saçmalıyorsun Jin ?" Dedi.
Aklıma gelen senaryolar ile gerilmeye başlamıştım. Telaşla gözlerimi Jungkook'un üzerinde gezdirdiğimde eli ayağına dolaştığını görmüştüm. Galiba birazdan ve daha önce gerçekleşen olayların hepsi benim sayemde gerçekleşmiş ve gerçekleşecekti.
Ellerimin arasında kaçmaya çalışan kedi çırpınmaya çalıştıkça daha sıkı tutmaya başladım. Bakışlarımız en nihayetinde Jungkook ile kesiştiğinde ikimizde yandığımızı belli edercesine gözlerimizi büyüttük.
"Şu Tzuyu senin eski sevgililerini toplayıp konuşmuştu ya işte o kızların bir kaç abisi ve arkadaşları seni dövmeye geliyorlar"
Ne kadar suçlu olsam da şuan gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda, Jin de bana eşlik etmeye başlamıştı.
İkimizde gülmekten yerlerde yatmış hatta elimdeki kediyi bile bu yüzden kaçırmıştım. Bunu gören Jungkook'un morali bozulsa da laf sokmaktan geri kalmamıştı. "Beni dövmeye geliyorlar ve siz ikiniz sadece gülüyor musunuz! "
Jungkook'un dedikleriyle daha çok kahkaha atarken gözlerimden yaş geldiğini fark etmiştim. Jungkook bu sinir bozucu duruma dayanamamış olmalı ki kediler için kullandığımız su hortumunu ellerinin arasına alarak Jin ile benim üzerime tutarak bizi ıslatmaya başlamıştı.
Ben ve Jin tam anlamıyla daha ıslanamamışken parkın giriş kısmında bir yığın erkek grubunun buraya geldiğini görmüştüm.
Jungkook gerçekten büyük sıçmıştı.
Jungkook yattığım yerden elimi tutarak beni ayağa kaldırdığında daha ne olduğunu kavrayamadan çitlerin üzerinden atlamayı planlayarak koşmaya başlamıştık. Bizi gören etrafımızdaki insanlar olayları anlamaya çalışırken arkamızdan gelen bir yığın erkek grubu önlerine geleni ezerek bizim gibi koşmaya başlamıştı. Parkdan çıkmak için son bir çitin üstünden atlarken Jungkook'un ayağı takılarak kaldırımda biraz yuvarlanmıştı fakat kendini hızla toparlayarak elimi tutup geri koşmaya başlamıştı.
"Daha hızlı koşsana Jungkook!" Ben Jungkook'un aksine daha fazla telaş yaparak arkamızdakilerden kurtulma çabalarına girmiştim.
&&&
"Yüzünü biraz daha yaklaştır ve lütfen artık surat asmayı keser misin ?" Elimde ki oksijenli suyu pamuğa döktükten sonra surat asan Jungkook'a söylenmeye başlamıştım.
"Senin için demesi kolay dayak yiyen bendim." Yanıma kaşları çatık bir şekilde oturan Jungkook'un dedikleriyle beraber oksijenli suyu acımadan patlayan dudağına sertçe bastırmıştım. Ailem çok şükür ki evde yoktu. O yüzden Jungkook'u evin içine sokarak pansuman yaparken birilerine hesap verme durumuna düşmeyecektim.
Odamdan getirdiğim fondötenle yenilerde aldığım makyaj fırçasını ellerimin arasına aldıktan sonra fondöteni Jungkook'un göz altlarına sürerek morlukları kapatmaya çalışacaktım.
"Sen de iyice abartmaya başladın en azından iyi tarafından bak şuan yaşamıyor da olabilirdin." Fırçayı göz altlarına götürerek fondöteni yaymaya başladım. Dayak yediği için ufacıkta olsa vicdanım sızlıyordu ama hak ettiğini en çok ben bilirdim.
Neticede eski sevgilileri benim artık bir rakibimdi ve rakiplerim söz konusu olunca Jungkook'un yüzünden milyonlar olabilirdi ve ben sadece abartısız bir şekilde binlercesine şahit olmuşumdur. Üzüldüğüm tek nokta ise yakışıklı yüzü şimdilik iyinin kötüsü olmuştu yada daha kötüsü olmuş da olabilirdi.
"Çirkin mi görünüyorum ?" dedi Jungkook
"Yani" Diyerek yüzüme tebessüm oluşturdum fakat bu duruma karşı onun yüzü düşmüştü. O yüzden ellerimi yumruk haline getirerek omzuna vurduktan sonra cümleme devam ettim. "Tamam tamam bak acıdım şimdi sana hem iki şaka yapıyoruz hemen ciddiye alıyorsun olmaz ama böyle. Bak sana söylüyorum nazlı olan kız evidir."
Elimdeki fırçayı kenara bırakıp, ona acil yardım çantasından yuvarlak bantları uzattım.
