1.Bölüm

120 36 20
                                    

Ben Nihal Gültekin.26 yaşındayım.Lise sondan sonra okumadım.Karadağ ailesiyle aramızda bir kan davası var.Önceden iki aile de çok iyi anlaşırdı.Hatta ben içlerinden birine sevdalıydım.Ta ki onlar oyununu oynayana kadar. Ben hem ailemi koruyorum,hem de babamın intikamını almaya çalışıyorum....

Saat 07:30'da çalacak alarmımdan önce,katilimizin oğlu Erim aradı.Sahilde buluşmak istediğini söyledi.Kabul ettim.Belki dersiniz niye bu kadar rahatsın diye ama,onun zararsız olduğunu biliyorum.

Hemen bir şeyler atıştırıp çıkacaktım.
Yeşil çay hazırlamak için  mutfağa indim.Bir tane çay alıp,fincana koydum.Üstüne biraz kaynar su döktüm ve içmeye koyuldum.Odama doğru çıktım ve fincanı bir kenara bırakıp,beni güçlü gösterecek bir şeyler giymeye koyuldum.

Siyah pantalon,kırmızı bir bluz ve topuklu uzun siyah çizmelerimi giydim.Dudağıma kırmızı bir ruj,gözlerime ise bir rimel sürdüm.Uzun kahverengi saçlarımı açıp,hafiften bir bukle şekli verdim.

Çantamı aldım ve sekiz yıldır yanımdan ayırmadığım o baş belası suç makinesini aldım.Hızlı bir şekilde aşağıya inip,babaanneme işim olduğunu söyleyip çıktım.

Evimizin önünde park halinde duran arabama bindiğimde,Erim'in zararsız olduğunu düşünüp,rahat bir nefes aldım.

Radyodan Musa Eroğlu'nun söylediği Mihriban türküsünü açtım ve yoluma devam ettim.

Yaklaşık yarım saat sonra olmamı söylediği yerdeydim.O da oradaydı.

Arabadan indiğimde yanına doğru ilerledim.Mesafeliydik.

Mesafeler...

"Neden çağırdın beni buraya?"dedim

"Babam yakında hapisten çıkıyor."dedi.

"Nasıl çıkıyor?"dedim inanamazmış gibi.

"Çıkıyor işte.Ayağını denk alsan iyi olur."dedi.Bu söylediği beni iyice öfkelendirmişti.

"Sen kimsin lan.Baban kim.Baban çıkıyor ama olacaklara katlanamıyacak.Merak etme yakında bir babanda olmayacak."dedim.

Öfkelendi.İçinden bir küfür savurdu ve arabasına doğru ilerledi.

Arkasından seslendim;

"Neden buraya sorgusuz,sualsiz geldim biliyor musun?Çünkü zararsızsın."dedim.

"Zararsız"dedi ve devam etti"Güzel kelime"dedi ve arabasına binip,defolup gitti.

İnsanlar.Hepsi birer zehirli pislik.

Onlardan nefret ediyorum.Onlarında benden nefret etmesi için elimden geleni yapıyorum...

Çünkü onlar senden nefret ettiğinde yalnız kalabiliyorsun.

Ne güzel.

Karanlığa çekiliyorsun,iç sesinle deliriyorsun.

Ne iyi.

Düşünüyorum bazen...

Ne güzel kıyafetlerim var,ne güzel bir fiziğim var,durumum ne kadar iyi.

Ama o yok...

Babam yok...

Şimdi yanımda olsa "Sakın yapma.Ağlama.Şayet bana bir şey olursa onları sen koruyacaksın."derdi.

Evet ,güçlüyüm baba.

Ama sen yoksun...

Yırtınına kadar kimsenin olmadığı sahilde bağırdım;

-"Hep mi  kötüler lan,hep mi!"

-"Niye ulan,niye?"

-"Yeter!"

-"Yoruldum!"

-"Tükendim!"

-"Salsanıza  öldüm ben  öldüm."

Bunu yapmak ,bana kendimi iyi hissettirmişti.

Bunu daha sık yapmalıydım.Ama şimdi güçsüz gördüğüm saf,güçleniyordu.Bu yüzden benim onları yenmem gerekiyordu.Onlar için...Onun için...Ailem için...

Eve dönmeden önce bir Aydagül'ün okuluna uğramayı planlıyorum.Arabama doğru ilerledim ve yerleştikten sonra Ayda'nın okuluna doğru yol almaya başladım.

Yaklaşık bir saat sonra okulun önündeydim.Arabamı bir yere park halinde bırakıp,okul kapısına yöneldim.

Güvenlik gerekli kontrolleri yaptıktan sonra,Bahçede beklemeye koyuldum.2-3 dakika sonra zil çalacaktı.

Zil çaldığında Ayda'yı bahçede göremedim.Sınıfına doğru çıkmaya başladım.Sınıfına geldiğimde kapıdan miniğime seslendim.Yanıma geldi.

"Ooo siz buraların yolunu bilirmiydiniz Nihal hanım."dedi.

"Ne alaka şimdi ben seni ihmal mi ediyorum,aşkolsun."dedim.

"Yok canım şaşırdım sadece."dedi.

"Bugünde mi geç geleceksin?"diye sordum.

"Maalesef hoca bizi bir ödevle görevlendirdi."dedi.

"Ne ödeviymiş bakayım?"

"6 dakikada bir yılımızı anlatacakmışız.Bu yüzden çekim yapmamız gerekiyor.Ben de Alya'larda kalacağım.Merak etme."

"Tamam ama dikkat et."

"Neye dikkat edeyim?"

"Cevdet şerefsizi hapisten çıkıyormuş."

"Ne? Abla sen ne diyorsun?Nasıl çıkıyor?"

"Tamam rahat ol!Ben varım.Endişelenme"

"Bizi mahvedecekler."

"Edemiyecekler."

"Hep sen biliyosun değil mi Nihal Gültekin.Adamlar zarar lan.Senin babanı öldürdüler.Kalanını mı yıkamayacaklar."

"Yıkamayacaklar!"

"T-tamam  ben bugün direk eve geliyorum.Hatta şimdi benide götürüyorsun!"

"Ayda! Sakin ol!"

"Sakin filan olamam ben!Yürü gidelim."

Ayda çantasını alıp yanıma geldi.Bir süre ona öylece bakakaldım.

"Gidiyormuyuz?"dedi

"Yürü."dedim.

Arabaya doğru ilerledik.Direk eve doğru yol aldık.Ayda soluk soluğa kalmıştı.Sakin olmasını söyledim ama ne fayda,dinlemedi bile.

Bunu durdurmalıydım.Ailemi korumalıydım.Çünkü eğer bir Nihal Gültekin iseniz korumanız gerekiyordu...

Eve geldiğimizde,Ayda direk odasına çıktı.Bende üzerime rahat bir şeyler giymek için odama çıktım.Makyajımı sildim.Büyük,topuklu çizmeleri çıkarıp ,yerini beyaz spor ayakkabılara bıraktım.Siyah bir eşofman ve onun üzerine beyaz bir sweatshirt giydim.Aşağıya inip kendime bir kivi çayı yaptım.

Bu beni rahatlatmıştı ama şimdi kivi çayından öte,en büyük düşmanım kara deliğinden çıkıyordu...

Bölüm bu şekildeydi.Düşünceleri paylaşmak sizden...

DAVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin