5.Bölüm

57 24 4
                                    

Selam!

Yine ben ve yeni bölüm!

Neyse çok konuştum bölüme geçelim;)

***

Bir süre ikimizde öylece durduk.
Belkide bekliyorduk.

Ama neyi?

Arkasını döndü ve bir adım attı.
Gitmesine izin verdim.

Her zaman yaptığım gibi

Yere çöktüm.Ağlamadım.Bağırmadım.
Düşünmedim. Bir heykel gibi öylece kaldım.

Kendimi güçlü sanıyordum.

Değildim...

Bir kalbim olduğunu sanıyordum

Bana ait olan bir kalp yoktu...

Telefonumu kapattım.Kimseler bana ulaşamasın istedim.

Arabama bindim.Kenardan ikimizin fotoğrafı düştü.Beceriksizce bir gülümseme belirdi yüzümde.Aldırmadım...

Yakınlardaki bir polis merkezine doğru ilerledim.Yaklaşık kırk dakika sonra polis merkezindeydim.

Arabamın aynasından yansımamı gördüğümde biraz toparlanmam gerektiğini fark ettim.

Saçlarımı ellerimle biraz taradım.Akmış makyajımı sildim.Gözlerime hafif bir rimel sürdüm.Dudağıma çürük şeftali rengi bir parlatıcı sürüp arabadan indim.

Buraya Onu sormaya gelmiştim. Kim olduğum bile belli değildi.

Sahi kimdim ben?

Sorularımın cevap anahtarı oydu.

Annem Hayat Gültekin..

Derin bir nefes aldım ve merkeze bir adım attım.

Adımlar.... belkide yanılgıların yansımasıydı...

Sakin olmayı umarak Müdürün odasına doğru ilerledim.

Bir görevli içeriye girmemi söyledi ve girdim.

-"Sorun nedir?" dedi karşımda duran hırıltılı ve bir okadar da boğuk bir sese sahip olan yaşlı adam.

-"Ben birisini bulmanızı istiyorum efendim."

-"Peki.Kimi bulmamızı istiyorsun?"

-"Annemi."

-"Annen mi?"

-"Evet"

-"Sorgulamayacağım.Annenin ismi nedir?"

-"Hayat Gültekin."

-"Tamam biz bir gelişme olursa seni arayacağız.Görevli arkadaşlardan birisinin kendi şahsi numarasını al seni haberdar ederiz."

-"Peki efendim"

Dışarı çıktım ve yine arabama doğru ilerledim.

Arabamı eve doğru sürdümEve geldiğimde bana verilen nasihatleri dinlemeden odama çıktım.Soğuk bir duş alıp gerginlinliğimi atmaya çalıştım üzerimden.

Üzerime siyah bir eşofman takımı giyinip ıslak saçlarımla beraber kendimi yatağımın üzerine attım.

Kulaklığımı takıp bir Ahmet Kaya şarkısı açtım.Farkında olmadan neredeyse on beş dakika kadar aynı şarkıyı dinlemiştim.

Yatağımdan kalkıp sıcak çikolata yapmak için mutfağa indim.Bu sefer yine ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakan gözler üzerimdeydi.

Ama yine bir tepki göstermedim.Sıcak çikolatamı alıp tekrar odama çıktım.Kapıyı arkadan kilitledim.Rahatsız edilmek istemiyordum.

Sıcak çikolatamdan bir yudum aldım.Telefonumu açtım ve Ondan bir mesaj...

Erim:Polis'le ne işin olur senin hala buna bir anlam veremiyorum.

Nihal:Beni takip etmeyi bırakmalısın.

Anında çevrimiçi oldu.

Erim:Bir anda bırakılmıyor Nihal Gültekin.

Nihal:Ne yani birini o kişinin rızasi olmadan takip ediyorsun ve bunu bırakamayacağını söyluyorsun.Güldürüyorsun beni "ERİM KARADAĞ"

Erim:Gül zaten.Ağlamak... Sana yakışmıyor.

Nihal:İçim daralıyor Erim.Kafamı dağıtmak istiyorum biraz ama onu bile beceremiyorum.

Erim:Bana sorarsan aksini düşünüyorum.Buradayım.Yanında olamasam bile yanındayım Nihal.Geçecek.

Nihal:Hiç bir şey geçmeyecek Erim.Yine biz beraber olamayacağız ve o kanlar ben yada biz hayatta olduğumuz sürece akmaya devam edecek.

Erim:Akmayacak.Akamayacak...Sana bir şey olmasına izin vermem.

Nihal:Neden her seferinde  beni düşünmek zorundasın?

Erim:Çünkü seviyorum.

Nihal:Ben sevmiyorum.

Erim:Kırıcı oluyorsun.

Nihal:Uyuyacağım.

Erim:Ve yine kaçıyorsun....

Telefonumu komidinin  üzerine bıraktım.Ve ne kadar uyumak için çaba sarf etsem de uyuyamadım.Anılar her seferinde peşimden geliyordu.Bir zincir gibi boynuma dolanıp nefes alamamamı sağlıyordu.O doğru söylüyordu.

  Kaçıyordum...

                                ***

Bölüm bu kadardı.

Eleştirmek serbest ;)







DAVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin