BÖLÜM 27

462 51 90
                                    


Bölümde +18 içerik vardır.

***

Malikaneye döndüğünde yüreğinde bir yerde Bucky'i bir daha göremeyecek olmanın acısını yaşıyordu. İlk defa bir şeytan olarak Tanrıdan onun iyi olmasını diledi. Kendi için hiç birşey istemiyordu. Nasıl olsa o cehennem çukurunda yanacaktı. En azından yalnız olmayacaktı. Çünkü Tony'nin de o anda yanında olacağını umuyordu.

Loki onun yanına geldi. "Demek sağ kolun seni terk etti."

"En iyisi buydu."

"Belki de. Peki en iyi elemanın gittiğine göre yerini alabilir miyim?"

Steve güldü. "Bunun için hep fırsat kolluyordun değil mi Loki?"

Loki omuz silkti. "Olabilir. Endişe etme. Ben Bucky'i uzaktan izleyeceğim ve güvende olduğundan emin olacağım. Ne de olsa ona çok değerli bir hediye verdim."

Son cümlesi kaşlarını çatmasına sebep oldu. "Ne hediyesi Loki?"

"Bir hediye işte. Hediyeyi korumak ona kalmış. Her neyse. Evet, kadroya alındım mı?"

"Loki zaten seni sağ kolum olarak atayacaktım. Peter'da senin konumunu alacak. Matt zaten benim özel adamım. Clint ise dış bağlantım. Thor zaten senin yardımcın. Onu pek yanından ayırmıyorsun."

Loki sırıttı. "Mükemmel seçim Kaptan. O zaman ilk haberi vereyim. Stark buraya geldi ve her yerde seni aradı. Neyse ki yerini bir ben bir de Bucky biliyorduk. Teknolojiden ve insanlardan uzak yerini uydudan falan tespit edemedi. Resmen çıldırmış gibiydi. Emin ol 24 saattir bu durumda. Belki de daha kötü bir hâldedir."

Steve bir iç çekti. Hatasını anlamış olduğunu umut ediyordu. "Peki Natasha'ya ne oldu?"

"Bucky merhametli davrandı. Onu bıraktı. Bir nevî sürgün kararı verdi. Ne de olsa Stark'ın sözleriyle yoldan çıkmıştı."

"İyi bir karar."

"Ben artık gideyim. İyi günler Kaptan Hydra."

Bunu der demez odadan çıktı. Steve ayağa kalkıp garaja gitti. Spor arabasına atlayıp Stark gökdelenine doğru sürdü.

***

"Lânet olsun! Steve'i neden bulamadın Jarvis!!"

Çalışma masasının üzerindeki herşeyi yerlere atmıştı. Çok sinirliydi. Belki de çaresizlikten böyle hissediyordu. Steve'i kaybetme korkusu doğru düşünmesini engelliyordu.

"Efendim, benim ulaşabileceğim bir yerde değil sanırım. Yoksa bulurdum. Tüm ülkelerin güvenlik kameralarına bağlandım. Uydudan baktım. Hatta insanların telefonlarını hackledim. Ama bir iz bulamadım."

"Neredesin Steve?"

Başını ellerinin arasına alarak koltuğuna çöktü. Şimdiden o güzel kokusunu özlemişti.

"Efendim... Kaptan spor arabasıyla kulenin garajına giriş yaptı."

Tony heyecanla yerinden kalkıp koşarak asansör kapısının önünde bekledi. Ne yapıp ne edip kendini ona affettirmeliydi. Çünkü bir geceyi daha ondan ayrı geçirmek istemiyordu.

Asansör kapısı açıldı ve Steve yürüyerek onun karşısına geldi. "Beni mi bekliyordun?"

Tony gülümseyerek başını salladı. Sonra önünde diz çökerek "Seni çok seviyorum Steve. Lütfen beni affet. Barnes konusunda bundan sonra birşey yapmayacağım."dedi.

THİS WORLD İS MİNE! (STUCKY & STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin