THİS WORLD İS MİNE! (STUCKY & STONY)

BÖLÜM 8

Dikkat, bölümde +18 içerik vardır.

Steve, Hydra görevinden yeni dönmüştü ve Natasha'nın Shield binasına gelmesini istemesiyle yanına gitmek zorunda kalmıştı. Ofisine girdiği anda karşısında Nick Fury'i gördü. Kendi çapında Secret Avengers adlı ajanlardan oluşan bir grubu yönetiyordu. Bu adam kesinlikle babasının zamanından beri Hydra örgütünün başına belaydı. Ondan kurtulmayı çok isterdi ama adam kendisini o kadar çok göz önüne sokmuştu ki ortadan kaybolsa hemen yokluğu fark edilirdi. Hâliyle kendisiyle pek anlaşamadığı düşünüldüğünde insanlar için ilk şüpheli de o olabilirdi.

Masasının etrafını dolaşıp koltuğuna otururken bir an bile bakışlarını onun üzerinden çekmedi. "Bir sorun mu var bay Fury? Siz normalde benim Shield binama uğramazdınız."

Fury korsan bandıyla kapalı olmayan gözünü kıstı. "Sizin adaleti sağlamak adına yalanlar söyleyip gizlice kötü işler yaptığınızdan neredeyse eminim. Ama henüz bunu kanıtlayamadım."

Steve sakin bir tavırla ona baktı. "Bizim tek amacımız insanları korumak ve onların güvenliğini sağlamaktır."

Fury birkaç fotoğrafı onun masasına doğru attı. Steve kolunu uzatıp masadaki fotoğrafları eline aldı ve baktı. Fotoğraflarda dün baskın yaptıkları kasabanın ve birkaç Hydra ajanının görüntüleri vardı. Elbette bu Steve'i endişelendirecek bir durum değildi ama yine de bu kadar yakına birisinin gelipte fotoğraf çekmesi canını sıkmıştı.

"Bu fotoğraftan ne çıkarmam gerek bay Fury?"

Fury ondan gözünü ayırmadan "Bence sen anladın."dedi.

Steve ona fotoğrafları uzatıp "Bana birşey ifade etmiyor. Şimdi izninizle işime dönmeliyim."dedi.

Fury fotoğrafları alıp ceketinin iç cebine yerleştirdi. "Birgün senin gerçek yüzünü ortaya çıkaracağım." Bunu söyler söylemez odadan çıktı.

Steve yerinden kalkıp "Bu olduğunda Dünya çoktan avuçlarımın içinde olacak Fury."dedi kendi kendine ve ofisten dışarıya çıktı. Malikanesinde biraz vakit geçirip sinirlerini yatıştırmalıydı.

***

İki koruma dolu araçla malikanesine vardı. Arabasına yapılan saldırı gününü unutmamıştı. Neyseki Bucky onun sözüyle yaralanmadan kurtulmalarını sağlamıştı. Ama bu bir sonraki sefere böyle olmayabilirdi. Belli ki birileri ölmesini istiyor olmalıydı. Bu yüzden önlemi başından almak en iyisiydi.

Evine vardığında salonda bir misafiri olduğunu öğrendi. Buraya girecek çok fazla kişi yoktu. Derin bir nefes alıp vererek salona geçti.

Kanepede rahat bir şekilde oturmuş içkisini yudumlamakta olan Clint'i görünce kaşlarını çattı. "Barton... Buraya gelmen tehlikeli demiştim sana."

Clint rahat oturuşunu bozup sırtını dikleştirdi ve içkiyi elinden bırakıp son yudumunu yuttu. "Kaptan..."

Steve'in yumuşak bakışları yerini sert bakışlara bıraktı. Evinin içinde olduğu sürece gerçek kimliğini gizlemek zorunda değildi. Karşısındaki kişi zaten onun kim olduğunu biliyordu.

"Barton... Neden buraya geldin? Normalde buluştuğumuz yer belli. Buraya gelerek benim konumumu riske atıyorsun. Sence insanlar Shield'in liderinin evine yer altı mafyalarından birinin geldiğini görmüş olsa ne düşünür?"

Clint yutkundu. "Hiç iyi olmaz."

Steve deri eldivenlerini çıkarıp deri pardüsesinin cebine koydu. "Buraya geldiğine göre önemli bir durum söz konusu olmalı."