*\ /*
Kol Kıran BludgerPazartesi sabahı, herkes büyük salonda kahvaltısını yaparken klasik bir haftanın ilk günü sendromu içindeydiler. James esneyip duruyor, Peter yanağını eline yaslamış birkaç dakika daha uyumaya çalışıyor, Remus bugün teslim edecekleri bir ödevi baştan kontrol ediyor, Sirius'da yapmadığı o ödevin sonlarını yetiştirmeye çalışıyordu. Beth'de kahvaltısını yaparken bir yandan ona yardım ediyordu.
Bir sürü baykuş içeri girmeye başlarken, büyük salonda hareketlenme oldu. Herkes önlerine konan gazete ve mektupları heyecanla açmaya başladı.
Beth, anne ve babasından ayrı ayrı gelen mektuplara karşı göz devirdi ve elinin tersiyle itip kahvaltısına döndü.
"Açmayacak mısın?" diye sordu James. "Belki önemli haberleri vardır."
Beth umursamaz bir şekilde konuştu. "Noeli hangisinde geçirmeme karar vermemi isteyeceklerdir."
Beth'in anne ve babası geçtikleri yıl olaylı bir şekilde boşanmıştı. Çünkü babasının hayatına başka bir kadın girmişti ve annesi bunu öğrendiğinde resmen kafayı yemişti. Eh, kim yemezdi ki? Şimdi de tatillerde arada kalan, kendisi ve ondan 3 yaş büyük erkek kardeşiydi.
"Ne yapacaksın?" diye sordu Sirius.
"Babam ve sevgilisine katlanarak bir tatil geçiremem. Tüm Noeli de annemin babama nefret kusmasını dinleyerek geçirmek istemiyorum. Bunu tüm yaz yaptım zaten." Beth isyan ederken dört arkadaşı da dikkatle onu dinliyordu. "En iyisi bu sene Noeli Hogwarts'da geçirmek. Profesöre ismimi yazdırırım."
"Bize gel." dedi aniden James. "Annem ve babam çok sevinir."
"Ve annem de bunu öğrendiğinde bana cehennemi yaşatır." Beth kafasını sağa sola salladı. "Sağ ol Jam-Jam, ama olmaz."
Beş arkadaşta sessizleşirken kahvaltının kalanında pek konuşmadılar. Yarın Gryffindor ile Ravenclaw arasında bir Quidditch maçı vardı. James ve Sirius, derslerden sonra antrenman için sahaya gitmişler, Beth'de köşede oturup onları seyretmişti. Bütün saha bembeyazdı ve ara ara kar yağıyordu ama Quidditch oynamaya hiçbir şey engel olamazdı.
Beth, yanına yaklaşan birini hissettiğinde atkısına gömdüğü kırmızı burnunu çıkararak kafasını kaldırmıştı.
Ravenclaw formasıyla ona doğru yürüyen Liam Hastings ile yüzünü buruşturdu. Gryffindor'un antrenmanından sonra saha onlara ait olacaktı.
"Bakıyorum da, sizinkiler formdan düşmüş gibi." dedi Liam eğlenerek.
"Hava eksi 40 derece falan, geri zekalı." dedi Beth ciddiyetle. "Yukarıdayken dikkat et, bir tarafların donmasın."
"Hava eksi 40 değil, eksi 3 derece." diye düzeltti Liam onu. "Ayrıca daha kötülerinde de oynamışlığımız var."
"Peki bu benim umrumda gibi mi duruyor?" Beth, tüm saçlarını toplayıp beresinin içine sıkıştırdığı için hiçbir saçı gözükmüyordu. Gryffindor renklerindeki atkısını boynuna dolamış, eldivenli ellerini de montunun cebine sokmuştu. Yanakları ve burnu kıpkırmızı duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ardor • James Potter
Fanfictionİki en yakın arkadaş birbirine aşıktı. Ama bunun aşk olduğunu bile anlamayacak kadar birbirlerine değer veriyorlardı. Ardor: Romantik duygularla ilişkili sıcaklık ve sevgi.