ɪ ᴛʜɪɴᴋ ɪ ʟɪᴋᴇ ʏᴏᴜʀ ʙʀᴏᴛʜᴇʀ ✓

30 ʚ ʜʏᴜɴɢ ɪ'ᴍ ᴠᴇʀʏ ʟᴜᴄᴋʏ... ɞ

850 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

"Sunghoon hyung?"

Sunoo kapıyı açtığı an gördüğü bedenle şaşırmaya kalmadan Sunghoon onu kenara hafifçe itmiş ve içeriye girmişti.

"Jungwon! Jungwon! Neredesin?"

Süslemelerle dolu odaya girip bağırmaya devam ederken diğerlerinin doğum günü için hazırlık yaptığını fark etmesi zaman almamıştı ama şu an bu umurunda değildi.

"Jungwon bir süre önce çıktı-"

"Nereye gitti?!"

Birkaç adımla Sunoo'nun önünde dikilirken Sunoo şaşkınca gözlerine bakıyordu.

"O-oh ben... Bilmiyorum bir şey demedi."

"Ne oluyor?"

Jay odasından çıkıp geldiğinde Sunghoon'u görmesiyle o da şaşırmıştı.

"Sungho-"

"Jungwon'un nereye gittiğini biliyor musun?"

Ve onun da Sunoo gibi şaşırmaya zamanı olmamıştı. Sunghoon telaşla sorduğunda Jay kafasını iki yana salladı.

"Ne oldu ki?"

Jake de yanlarına geldiğinde Sunghoon evden hızla çıkmadan önce cevaplamıştı sorusunu.

"Öğrendi..."

*•..｡o○○o｡..•*°*•..｡o○○o｡..•*°*•..｡o○○o｡..•*

"Jungwon-ah! Jungwon-ah!"

Sunghoon aklına gelen her türlü yeri gezip boğazı acıyana kadar kardeşinin adını bağırırken elindeki telefonla her dakika başı aramayı da unutmuyordu.

"J-Jungwon-ah..."

Bacaklarının sonunda onu taşımadığını hissettiğinde dizlerinin üzerine sertçe düşmüş ve ellerini de sert betona koymuştu.

"Kardeşim..."

Dayanamayıp hıçkırdığında saatlerdir dolu olan gözlerindeki yaşlar sonunda dökülmeye başladı ve kuru zemini ıslattı. Omuzları her hıçkırışında sarsılırken Jungwon'un adını sayıklayıp duruyordu.

"Sunghoon..."

Heeseung, Jay'in onu aramasıyla dışarıya fırlamış ve o da Jungwon'u aramıştı. Az önce gözlerinin önünde düşen bedene koştu ve dizlerinin üzerine çömelip kolunu onun omzuna atarak kendine çekti.

"Benim yüzümden... Kardeşimin canını yaktım, hep benim yüzümden..."

Yanlarından geçen insanlara aldırış etmeden sesli bir şekilde ağlarken Heeseung olayı bilmese de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hyung..?"

Sunghoon duyduğu sesle düzeltmeye gerek duymadığı görüşünü bir kol hamlesiyle düzeltmiş ve kafasını Heeseung'un omzundan kaldırıp yukarı doğru bakmıştı. Jungwon yerde oturan ona bakarken yerinden hızla fırladı ve ayağa kalkıp Jungwon'a sıkıca sarıldı.

"Jungwon! Özür di-dilerim! Her şey için özür dilerim! Bir daha yapma, yalvarırım bir daha yapma... Bana bağır çağır kız ama y-yalvarırım bunu yapma..."