28 ʚ ʏᴏᴜ ᴀʀᴇ ᴀ ᴘᴇʀғᴇᴄᴛ ᴘᴇʀsᴏɴ ɞ

1.3K 151 110
                                    

858 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

Heeseung kafeteryaya girdiği an elini duvara koyup soluklandı ve etrafına baktı. Ne herhangi bir masada ne de kantinin önündeki upuzun sıralarda Sunghoon gözüküyordu. Kazanmanın verdiği sevinçle gülümsediğinde bir anda görüş açısını kaplayan kahve bardağı ile geriye çekilmişti.

"10 dakika önce geldim, rica ederim."

Sunghoon gülerek kahve bardağını biraz indirdiğinde Heeseung suratını asıp eline aldı.

"Jaehyuk beni oyalamasaydı daha erken gelirdim..."

Elindeki bardağa bakışlarını indirdiğinde Sunghoon boş bir masaya geçmiş ve onun oturmasını izlemişti. Kendine aldığı latteyi yudumlarken Heeseung'un kahve bardağına attığı sıkıntılı bakışları gözlemliyordu.

"Acı kahve sevmediğini biliyorum. Endişelenme, almadım. İçebilirsin."

Gülümseyerek söylediğinde Heeseung şaşkınca ona baktı. Sunghoon söylediğinin farkına varırken yüzündeki gülümseme düşmüş ve elini yakmasına rağmen tuttuğu bardağı bırakmamıştı.

"Yani... Yani Jungwon söylemişti. Aklıma geldi."

Gözlerini ondan çekip hızlıca sıcak içeceğinden büyük bir yudum aldığında dilinin yanmasını çaktırmadan gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Heeseung ise sırıtmış ve elindeki bardağı oynamıştı.

"Öyle mi?"

Sunghoon hızla kafa salladığında Heeseung ona baktı sonra da kahvesinden bir yudum aldı.

"Teşekkür ederim."

"Önemli değil."

Sonrasında oluşan sessizlik ikili arasında garip bir ortam yaratırken Heeseung boğazını temizlemişti.

"Bir keresinde... Jungwon'u dansa teşvik etmek için buz patenini bıraktığını söylemiştin?"

Doğru hatırlayıp hatırlamadığından emin olmak için sorar gibi konuştuğunda Sunghoon kafa salladı.

"Evet."

"Ondan biraz bahseder misin?"

Gülümseyerek istediğinde Sunghoon bir süre duraksamıştı. Ne diyebilirdi ki bunun hakkında?

"Sadece ben küçükken fazla dışa dönük biri sayılmazdım..."

Bakışlarını bardağına indirdi ve kenarlarını oynamaya başladı.

"Annem beni yönlendirmişti. Buz pistine gittiğimiz ilk gün yapmak istemedim ama annem patenlerini giymiş ve her ne kadar yeterince iyi olmasa da kayıp ne kadar eğlenceli olduğunu göstermeye çalışmıştı."

Hafifçe gülümsediğinde Heeseung onu dinliyordu.

"Ama düştü. Ve ben de işte küçüktüm, çok korktum. Ağlamaya başladığımda telaşla kalktı ve yanıma kayarak gelip sorun olmadığını, düşse de kalkabileceğini söyledi. Ve bana dedi ki..."

Yutkunduğunda görüş açısı bulanıklaşıyordu.

"'Söz ver Sunghoon. Düşsen de kalkacaksın ve her zaman daha iyi olmak için çabalayacaksın. Bana söz ver, bir gün benden daha iyi kayacaksın ve düşmeden bana ne kadar iyi olduğunu göstereceksin. Ben de seninle gurur duyacağım oğlum.'"

Heeseung üzgünce ona bakarken acıyla kısa bir şekilde gülmüş ve gözlerini koluyla silmişti.

"Benimle gurur duymasını sağlayamadım... İlk yarışmama bile katılamadı."

ɪ ᴛʜɪɴᴋ ɪ ʟɪᴋᴇ ʏᴏᴜʀ ʙʀᴏᴛʜᴇʀ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin