530 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________Sunghoon daha önceki gibi sipariş ettiği pastayı yemeden oynarken bu sefer Jungwon da arkasına yaslanmış bir şekilde kahvesini pipetiyle karıştırıp duruyordu ve içmiyordu. Heeseung bu sefer aldığı soğuk kahveyi içerken onları izliyor, bir şey der veya yaparlar umuduyla bekleyip duruyordu ama nafile. İki kardeş ne gözlerini siparişlerinden ayırıyor ne de ağızlarını açıyorlardı ve bu yarım saat devam etmişti.
"Sunghoon-ah."
Sunghoon eğik kafasını kaldırıp Heeseung'a baktığında Jungwon da göz ucuyla ona baktı.
"Daha iyi misin?"
Dün gece olanlardan dolayı endişeyle sorduğunda Sunghoon bir iki saniye Jungwon'a gözlerini çevirmiş sonra yine Heeseung'a dönmüştü.
"Evet, biraz daha iyiyim. Çok endişelenmiştim..."
"Dün bizi çok korkuttun Won..."
Heeseung sevgilisine dönüp sessizce söylediğinde Jungwon'un dudağının kenarı kalkar gibi olmuş sonra yine eski haline gelmişti. Kendini gülümseyemeyecek kadar kötü hissediyordu.
"Biliyorum. Üzgünüm hyung."
Hyung kelimesini duyduğunda Heeseung yine biraz üzerinde dursa da şimdi onunla ilgili konuşmanın iyi bir zaman olmadığının farkındaydı ve bu seferlik boş vermişti.
"Yedam yine gelecek sanıyordum."
"Finallere çalışıyor olmalı. En son Bayan Yeo'nun peşinden koşuyordu."
Sunghoon yine pastasına indirdiği bakışlarını çekmeden cevapladığında Heeseung ona bakıp yavaşça kafa salladı. Jungwon buluşma boyunca onları izliyordu. Birbirlerine attığı kaçamak bakışları ve arada göz göze gelip korkuyla çevirmelerini.
"Vay canına sizinle sessiz oturmak gerçekten garip bir ortam yaratıyor..."
Heeseung onlara bakıp konuştuğunda Sunghoon derin bir nefes almıştı. Böyle olmalarının nedeninin kendisi olduğunu biliyordu. Jungwon her ne kadar sorun olmadığını söyleyip dil dökse de Sunghoon, Jungwon'un bu denli sessiz olmasını sürekli kendine bağlayıp suçlu hissediyordu. Kardeşi susmamalıydı, gülmeli ve heyecanla konuşmaya devam etmeliydi ama onun yüzünden gözlerine bakmaya bile çekindiği kardeşi yarım saattir zorunda olmadığı sürece ağzını bile açmıyordu ve iştahı açık bir şekilde kesilmişti.
"Ben uhm... Sınava çalışmalıyım. Üzgünüm."
Jungwon ayağa kalkıp dikkatleri üzerine çektikten sonra gülümseyerek konuştuğunda konuşmalarına izin vermeden hızlı adımlarla gitti. Sunghoon o kapıdan çıktığı an elindeki çatalı bırakmış ve yüzünü elleriyle kapatmıştı. Heeseung ona şaşkınca bakarken birkaç dakikada toparlandı ve ellerini yüzünden çekip Heeseung'a baktı.
"Heeseung özür dilerim... Gerçekten çok üzgünüm..."
"Ne için özür diliyorsun?"
Heeseung'un sorusu yanıtsız kalsa bile yerinden kalkarak Sunghoon'un yanındaki boş yere oturmuş, neler olduğunu anlamasa da onu teselli etmeye çalışmıştı.
*•..。o○○o。..•*°*•..。o○○o。..•*°*•..。o○○o。..•*
"Şu Jungwon değil mi?"
Jake dirseğini Sunghoon'un karnına geçirip dikkatini zorla da olsa çektikten sonra parmağıyla küçük bedeni gösterdiğinde Sunghoon kaşlarını çatıp karnını ovuşturdu ve sonra oraya baktı. Jungwon kalabalığın arasında birini arıyor gibi gözükürken Sunghoon'un çattığı kaşları düzelmiş ve şaşkın bir hal almıştı. Hızlı adımlarla Jungwon'un yanına gelip kolundan tuttuğunda Jungwon hızla ona döndü.
"Burada ne işin var Jungwon? Okulda olman gerekmiyor mu?"
"Bugün erken çıktık."
Jungwon'un bakışlarını yakalamaya çalışsa da kardeşi kafasını bir oraya bir buraya oynatıp etrafına bakınıyor ve başkasını arıyordu.
"Heeseung hyung... Nerede biliyor musun?"
Sonunda bulamayıp kafasını kaldırarak abisine sorduğunda Sunghoon gün boyunca görmediği - görmemeye çalıştığı - kişiyi düşünüp kafasını iki yana salladı.
"O zaman ben- Oh! Gördüm."
Yanından geçip sevgilisine doğru koştuğunda Heeseung ona doğru koşan bedeni görmüş ve gülümsemişti. İkisi Sunghoon'un duymadığı birkaç şey konuşurken Heeseung'un neden burada olduğuna dair sorular sorduğu oldukça belliydi. Heeseung'un yüzündeki gülümseme yavaşça silinmiş ve Jungwon için hafifçe eğilmişti. Jungwon onun kulağına yaklaşmadan önce göz ucuyla Sunghoon'a baktı, sonra da bir iki şey fısıldadıktan sonra Heeseung'un kolundan tutup arkasından gelmesini istedi. İkili gözden kaybolduğunda Sunghoon onların gittiği yöne endişeyle bakıyordu.
___________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɪ ᴛʜɪɴᴋ ɪ ʟɪᴋᴇ ʏᴏᴜʀ ʙʀᴏᴛʜᴇʀ ✓
Fanfiction| ᴇɴʜʏᴘᴇɴ | | ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜɴɢ × ᴘᴀʀᴋ sᴜɴɢʜᴏᴏɴ | Leeseung Biliyor musun?.. Sanırım kardeşinden hoşlanıyorum. (Görüldü) (Cumartesi 16.30)