İçeri girdiğimizde Ethan ile öğle yemeğinde buluşmak üzere ayrıldık.
Silahlara doğru yöneldim. Bir yay ve ok kılıfı buldum. Sonra tuhaf görüntüler gördüm. Birer anı...
Anıda bir adam vardı. Kimdi bu adam? Çok tanıdık bir yüzdü ama bir türlü çıkartamıyordum. Bir yay yapıyordu.
Çok küçükken olmuş bir olaydı sanırım. Yaklalık 2 yaşında iken...Sonra birden iki barış muhafızı gelip onu alıyorlar. Annem de beni kucaklayıp adamın peşinden gitmeye çalışırken öbür barış muhafızları beni annemi ve ablamı alıp gidiyorlar. Bizi evimize götürüyorlar. Ben, ablam ve annem ağlamaya başlıyoruz. Annemde aynı zamanda bişeyler sayıklıyor.
Birden terler içinde yere düştüm. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Neyse ki yakınımda birileri yoktu ki kimse benim yanıma gelip yardım etmedi.
Kuytu bir köşeye çekildim ve kafamı yokladım. Yoksa bu babam olabilir miydi? Aaaahh!! Hayır! Hayır! Hayır!!! Bunu hatırlamak için bundan köyü bir zaman olabilir miydi?! Offf!! Şimdi o neredeydi? O barış muhafızları ona ne yapmıştı?! Ya öldüyse!!!!!!! Tamam biraz kendimi toparlamalıydım.
Yaklaşık bir saat sonra kendimi toparladım. Hala üstümde duygusal bir çöküntü vardı. O adamın kim olduğunu tam olarak bilmiyordum bile.
Yine silahlara doğru yöneldim. Cesaretimi toplayıp ok kılıfını ve yayı kaptım.
Issız ve sessiz bir atış tahtasının önüne geçtim ve birkaç atış yaptım. Evet yetenekliydim.
Öğle yemeğinde Ethan ile yemek yiyorduk. Yemeğimle oynuyordum, iştahım yoktu ve çok kötü hissediyordum.
Ethan bana döndü ve,
- Kötü görünüyorsun. Bir şey mi oldu? diye sordu.
- A-a şey hayır. Ben sadece... biraz kötü hissediyorum, duygusal anlamda.
- Benimle paylaşmak ister misin?
- Şey... Hayır... Ben sadece... bu konuyu konuşmak istemiyorum.
- Tamam. Sen bilirsin. Peki... Günün geri kalan kısmında birlikte çalışmak ister misin?
Utanırcasına elini ensesine koydu.
- Tabi. Çok isterim.Günün geri kalan kısmında birlikte çalıştık. O da müttefik bulamamıştı. Mızrak çalışmıştı ve gerçekten yetenekliydi. O da bana yetenekli olduğumu söyledi. Kızarmama sebep oldu ve bende ona gülümsedim.
Akşam normal gelişmelerle geçti ve yine erken yattık.
Ertesi gün yine Ethan ile öğle yemeğinde buluşmak üzere ayrıldık.
Benim yaşıtım bir kız ile tanıştım. Adı Magie idi. Bıçak kullanabiliyor ve yemiş ayırabiliyordu. Onunla iyi anlaştık.
Öğle yemeğinde Magie'yi biri çağırdı ve onunla vedalaştık. Öğleden sonra ise Ethan ile çalıştık.
Akşam odama geçtim ve Merry'nin beni yemek için çağırmasını bekledim.