~

29 4 3
                                    

- İstemiyorum baba.
- Gidiceksin.
- Cüneyt lütfen, bizimle kalsın. Kızımdan ayırma beni.
- Gidiceksin.
Kapıdan çıkıp gitti. Madem beni istemiyordu bende giderdim. Ona göstericektim. Anneme üzülüyordum, bensiz napardı? Ben dayanabilirdim, ama o çok üzülürdü. Hızlıca odama çıkıp valizimi topladım. Annem hala babamı ikna etmeye çalışıyordu. Küçük boy valiz ve bir  çantamı aldım. Odama son kez baktım ve aşağıya indim. Babam kalkmaya tenezzül bile etmedi. Anneme sarıldım. Kokusunu içime çektim, ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Kapıdan çıktım ve yavaş yavaş yürümeye başladım. İlerdeki büfeden bir sigara paketi aldım. Kulaklığımı takıp taksiye bindim. Babamın beni sevmemesine alışmıştım. Ama bu kadarını da beklemiyordum. Otobüse bindim ve kafamı cama yasladım. Gözümden bir damla yaş düştü. Elimin tersiyle sildim ve gözlerimi kapattım.

1 GÜN ÖNCE
- Günaydın
-Günaydın ben çıkıyorum. Annemin yanağına öpücük kondurdum ve hızlıca çıktım. Elime telefonu alıp saate baktım. İlk ders kimyaydı, sınav vardı ve ben dört gündür ona çalışıyordum. Son on dakika kalmıştı, koşmaya başladım. Nefes nefese kapıyı tıklayıp içeri girdim. Kağıdımı alıp sırama oturdum. Zil çaldı ve kağıtları verdik.
- Nası geçti?
- Baya iyiydi senin?
- Berbat
- Üzülme ya hallederiz. Ama yapma böyle Begüm bidahakinde ben çalıştırırım seni. Gülümse hadi ama.
Begümle uzun süre arkadaştık. Onu üzgün görmek beni mahvediyordu. Genelde sınava beraber çalışırdık ama bu sefer annesi izin vermemişti.
- Keşke bende çalışsaydım. Sen geçiceksin eminim.
- Öyle deme ya lütfen. Geçemezsem annemlere haber vericekler. Geçmek zorundaydım. Söz veriyorum bidahaki sefere beraber çalışıcaz tamam mı?
- Tamam
Nihayet son dersti, sınıfa girdik ve masaların üstünde sınav kağıtları duruyordu. Hızlı bir şekilde kağıdı elime aldım ve not yazan yere baktım. O an şoka girmiştim. Çünkü kırmızı kalemle koca bir sıfır yazıyordu. Nası olabilirdi. Sınav kağıdı bom boştu. İsim yazan yere baktım. Elya Çelik yazıyordu ama benim yazım değildi. Hızlıca sınıftan çıkıp öğretmenler odasına gittim. Serpil hocanın yanına gidip
-Hocam merhaba bu benim kağıdım değil.
- Nası değil? Kızım senin ismin yazıyo.
- Benim yazım değil bir de ben bütün soruları yaptım. Bu kağıt boş.
- Elya sen ne demeye çalışıyorsun?
- Bu kağıt benim değil. Kararlı bir şekilde kağıda bakıyordum.
- Kızım ben kağıtları alıp dolabıma koyuyorum. Yani bu kağıt senin, çalışmadıysan bu senin suçun. Benden hesap soramazsın.
- Kağıt benim değil anlamıyor musunuz?
- Sen benimle ne biçim konuşuyorsun. Terbiyesiz, hemen müdürün yanına gidiyorsun!
Arkamı döndüm ve müdürün odasına gittim. Emindim bu yazı benim yazım değildi. Kapıyı çaldım ve içeri girdim.
- Evet kızım konu neydi?
- Bu benim kağıdım değil.
- Nası değil kağıdı uzattım.
- Evet benim değil.
- Elya Çelik sen misin?
- Evet benim.
- Ozaman senin kağıdın.
-Anlamıyorsunuz benim yazım değil.
- Bak kızım çalışmayıp böyle bir yalan söylüyorsan disipline gidersin. Kaç yaşındasın utanmıyor musun böyle saçma sapan yalan söylemeye.
- Yemin ederim benim değil.
- Aileni arıyorum. Bu kadar yalan yeter!
Eliyle kapıyı gösterdi. Odadan çıktım, kim böyle bir şey yapmıştı. Benim yazım değildi. Üstelik ben bütün soruları yaptım. Sinirden ağlamaya başladım. On beş dakika sonra annem geldi ve eve gittik. Gidene kadar anneme benim olmadığını söyledim.
- Babamı aramışlar mı?
- Evet baban çok sinirliydi
- Eve gelince anlatırım. Oda bu konuyu araştırır.
Eve geldiğimiz de babam da evdeydi.
- Baba
- Nası sıfır aldın?
- O benim kağıdım değil yemin ederim.
- Nası yalan söylersin. Ailemize yakışıyor mu? Seni böyle mi yetiştirdim ben. Elya konuş, çalışmadım demiyorsun da benim kağıdım değil diyorsun. Kızım ben senin gibi salak değilm. Yalan söylediğin ortada.
Gözlerim dolmuştu. Ben bana inanır okulu alt üst eder diye düşünürken. Babam bana inanmıyordu.
- İkinci sınavda düzeltirim.
- Gerek kalmıyacak!
- Bu ne demek?
- İstanbula gidiyorsun. Benim kızım yok artık. Yalan söyleyen bir kızım yok!
- Baba istemiyorum.
- Gidiceksin.
- Lütfen Cüneyt
- İstemiyorum baba.
- Gidiceksin
- Cüneyt lütfen, bizimle kalsın kızımdan ayırma beni.
- Gidiceksin

Gözlerimi açtığımda İstanbula bir saat kalmıştı. Annem babamdan gizli bir ev almış ve orda yaşamamı istedi. İstemediğim halde her ay da bir miktar para yollayacağını da söyledi. Elime telefonumu alıp okul araştırmaya başladım. Önüme ilk çıkan Demir Kolejine okul puanımı ve bir kaç bilgi daha gönderdim. Param olmadığı için burslu alabileceklerini düşündüm. Bir saati okul araştırarak geçirmiştim. Nihayet otogara gelmiştik. Valizimi alıp bir taksiye bindim ve evi tarif ettim. Yarım saat geçtikten sonra tatlı bir sokağa girdik. Evler apartman şeklinde üç katlıydı. Herkes birbiriyle sohbet muhabbet ediyordu. Taksi durdu ve parayı verip kapıyı açtım. Beş numaraya çıktım, kapının önüne valizimi koyup alt kata indim. Annem ev sahibinin anahtarı alt kata bırakacağını söylemişti. Alt kata indim ve zili çaldım. İçerden "ben bakıyorum"
diye kalın bir ses geldi.
- Buyrun kime bakmıştınız?
- Merhaba ben üst kata yeni  taşındım da anahtar sizdeymiş onu alıcaktım.
- Aras kim gelmiş yavrum?
- Merhaba ben üst kata yeni taşındım galiba anahtar sizdeymiş.
- Aa evet yavrum dur veriyim hemen.
Çok tatlı bir teyzeydi. Tombul tombul yanakları vardı. Cana yakın dı ve çok güleçti, onu tanımadan çok sevmiştim.
-Buyur kızım.
- Teşekkür ederim.
- Sultan ben bir ihtiyacın olursa ben burdayım. Çekinme söyle.
- Teşekkür ederim Sultan teyze Elya bende. Gülümsedim oda bana gülümsedi. Tam arkamı dönücekken
- Buda torunum Aras
- Memnun oldum. Elimi uzattım ama karşılık vermedi.
- Neyse size iyi günler tekrar teşekkür ederim.
Merdivenlerden çıkıp kapıyı açtım. Valizimi evin içine koydum. Ev gayet güzeldi sade ve hoştu. Begümü aradım ve biraz dertleştik. Onunla konuşmak her zaman iyi geliyordu. Konuşurken valizimi boşaltmıştım.

Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Aslın-
da çok bağımlı değildim ama babam sayesinde daha sık içiyordum. Telefonu kapatıp duşa girdim. Bir yarım saat orda oyalanmıştım. Çıktım ve Saçımı taradım. Koltuğa oturup elime telefonumu aldım. E postamı kontrol ettim. Okuldan bir mesaj gelmemişti. Koltuktan kalkıp yatağıma yattım. Uyuyana kadar telefonla uğraştım.

Uyandığım da hava çoktan açmıştı. Telefonumu elime aldım saat 12:47' idi
Hızlıca kalktım ve yatağı topladım. Daha sonra banyoya gidip yüzümü yıkadım. Mutfağa gidip kendime kahve hazırladım. Hızlıca e postamı kontrol ettim. Kutucukta bir yeni mesaj işareti vardı, hızlıca üzerine bastım.

SEVGİLİ ÖĞRENCİMİZ;
100​% bursla Demir kolejine kabul edildiniz. 08/09/2018 tarihine kadar kayıt işlemlerinizi yüz yüze yapmanız gerekmektedir. Yeni eğitim öğretim yılımız şimdiden hayırlı olsun.

MÜDÜR : MURAT DEMİR

Mesajı bir kaç kere okudum gözlerime inanamamıştım. Yerimde dans etmeye başladım. Hızlıca Begümü aradım ve ona anlatmaya başladım. Onunla konuşurken kahvaltımı da yapmıştım. Bugün okula gidip kaydımı yaptırıcaktım. Hızlıca hazırlandım. Saçlarım düz olduğu için açık bıraktım. Telefonumu ve cüzdanımı alıp evden çıktım.

ONLY YOU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin