Ateşin bana dokunmasıyla irkildim.
- Ders bitti. Eve bırakmamı ister misin?
- Olur.
- Tamam çantanı ben alırım.
Bahçeye çıktık ve başımın döndüğünü hissettim. Ateşe yaklaştım, koluna girdim.
-Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Rahatsız olduysan söyle.
-Sorun yok. Sen iyi ol yeter.
Eve yürümeye başladık. İkimizde sessizdik. Eve yaklaştığımızda bana baktı, konuşmaya başladı.
-İyi görünmüyorsun seninle gelmemi ister misin?
- Gerek yok.
- Emin misin?
- Evet teşekkür ederim eşlik ettiğin için.
Arkamı döndüm ve apartmana doğru yürümeye başladım. İçeri girerken Ateşin ismimi seslenmesiye arkamı döndüm.
-Elya acaba şey mi yapsak bizim eve gitsek biraz vakit geçirsek olur mu?
-Bilemedim ki
-Hadi ya senin için de iyi olur. Beni yanlız bırakma.
- Peki ozaman.
Yanına ilerledim ve yürümeye başladık. Bir yarım saat sonra iki katlı bir villaya gelmiştik.
-Hoş geldiniz Ateş bey
-Hoş bulduk
Evin içi çok güzeldi. Masa'nın üstündeki ki çerçevelere doğru yaklaştım. Tatlı bir erkek çocuğu vardı. Ateş olmalıydı, yanında küçük bir kız çocuğu da vardı. Bu kimdi acaba? Ateşin seslenmesiyle arkamı döndüm ve üst kata çıktım.
- Ateş nerdesin?
- İkinci odadayım.
Odaya girdiğimde büyük bir bilardo masası vardı, büyük bir koltuk ve büyük bir televizyon vardı. Uzun siyah perdeler ve büyük bir pencere vardı.
-Ne yapmak istersin?
- Fark etmez.
- Bilardo oynaya biliriz, film izleyebiliriz yada oyun oynaya biliriz.
- Cidden fark etmez.
- Ne olduğunu anlatmak ister misin?
- Okulda aklıma babam geldi. Ben her zaman babamın beni sevmesini istedim ama o hep beni başarı için sevdi. Bir kere bile bana kızım demedi.
Ateş bana döndü ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözyaşlarımı sildi.
- Bu hayatta her istediğimiz olmaz. Bazı insanlar bizim sevdiğimiz gibi bizi sevmez. Ama biz genede üzülmemeliyiz çünkü bu onların tercihi. Lütfen kendini üzme tamam mı?
- Elimde değil ki.
Gözlerimin içine baktı. Lütfen dermiş gibi kafasını eğdi.
- Tamam tamam.
- He şöyle ya şimdi söyle bakalım ne yapmak istiyorsun.
- Oyun oynayalım.
- Tamam ben televizyonu açıyım.
Televizyondan oyunu açtı ve oynamaya başladık. Kafam dağılmıştı ve kendimi çok iyi hissediyordum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım ve saate baktım 20:43 olmuştu. Yerimden hızlıca kalktım.
- Saat çok geç olmuş ben artık kalkıyım..
- Peki, dur ben bırakırım seni
- Gerek yok
- Ne demek gerek yok hadi
Odadan çıktık ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Arabaya bindik ve Ateş sürmeye başladı. Etraf çok sessizdi ve elim radyoya gitti.Geceye yakışan bi kadın'
Ben ona tutsak o bana sağır'Şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Geceme karışan bi kadın'
Yıldızları toplanmış saçlarına'
Geceye alışan bi adam'
Yağmurlar yağsa da o zaten sırılsıklam'Ateş de şarkıyı söylemeye başladı. Birden arabayı durdu ve gözlerime uzun uzun baktı. Tekrar sürmeye başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Apartmanın önüne gelmiştik.
- Bugün için teşekkür ederim.
- Asıl ben teşekkür ederim.
- İyi geceler.
- İyi geceler bal.
Gülümsedim ve arabadan indim. Az önce bana ne demişti? Galiba bal demişti. Nedense içim kıpır kıpır olmuştu. Salak salak sırıtıyordum. Kapıyı açtım ve eve girdim. Hızlıca Üstümü değiştirip yatağa girdim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONLY YOU
Teen FictionElya: Hani insanlar bir derdi olunca veya birini özleyince gökyüzüne bakar ya ben de senin gözlerine bakıp onların hepsini unutuyorum. Ben sana aşığım. Neden anlamak istemiyorsun. O sadece kapıyı açıp çekip gitti. Sadece gitti. Elya:KAÇMA BENDEN ATE...