Elif'in doğum günü hediyelerin vermiş,masanın etrafında konuşuyoduk. Daha doğrusu onlar konuşuyor,ben kenarda dinliyordum. Sebepsizce bir baş ağrım vardı.
—Olum,dünkü maçı izledin mi? Dedi Emir, Ege ile Rüzgar'a bakarak.
—Aynen, çok iyi bitti,uzatmalar.
Dedi Ege keyifle. Oysa bende keyfin adına dair hiç bir his yoktu. Kafam içinde cümleler birbirini kovalıyordu. Herkes konuşuyodu. Ama ben anlamıyodum belki anlamazdan geliyodum. Ege'nin sesi kulaklarıma değdi.—Güzelim iyi misin? Dedi gözlerine baktığımda o ela gözlerinin içi endişeyle doluydu.
—İ-iyiyim. Dedim. Değildim başımın ağrısından ölüp kalıcaktım şuracıkta.
—Güzelim burda bekleyin beni. Dedi ama bu sefer öfkeliydi. Başım o kadar kötüydü kü nereye gittiğini sormadan, başımı salladım.
(Yazarın Anlatımıyla)
Ege sinirli şekilde Gece'ye bakan adama doğru yürüyordu.
—Lan,derdin ne senin?
Dedi Ege yüzündeki küfür dolu ifadeyle.—Noldu,kız kardeşini mi koruyosun? Dedi karşısında ki adam.
—Si*tir git, o benim sevgilim. Dedi Ege,adamı öldürmek istercesine konuşurken. Adam ise artık dolayısıyla sinirlenip,inat yapmıştı. Sonra masaya doğru ilerledi ama Gece'lerin masasına Ege ise sert adımlarla takip ediyordu adamı...
(Gece'nin anlatımıyla)
Birden kolumda bir el hissetim. Sonra beni kendisine döndürdüğünde kahve gözlü, gür saçlı 19 yaşlarında bir adam duruyordu.Tam o an başımın baya döndüğünden masaya tutundum. Ege adamın omzundan tutup dövmeye başladı. Emir ile Rüzgar her ne kadar ayırmaya çalışsada dövmeye kararlıydı. Bi anda araya girip ayırmaya çalışıcaktım ama...
(Ege'nin anlatımıyla)
Adam şerfsizin tekiydi, Sen benim geceme bakıcaksın kolundan tutup kendine çekiceksin heh. Şerefsizi ayağımın altında döverken iç sesimi susturamıyodum. Ya nasıl dokunur ona ben kendimden kıskanırken geceyi... Sonra adam bayılacak derecedeydi. Arkamdan yorgun ve bitkin bi ses duydum:—Ege...
Kulağıma sadece bu Gece'nin yorgun sesiyle içime korku yerleşti.—Gece,diyip arkamı döndüğümde Gece çok kötü bakıyodu. Sonra..
Kucağıma yığıldı. Bağırdım:—Gece, gece ne oldu ne olur uyan. Bu dünyadakı en çaresiz sesim olabilirdi.
—A-ambulansı aradım..
Dedi Yaprak titrek bir sesle.
Sonra canımdan çok sevdiğim,ilk gördüğümde aşık olduğum kız için çalan ambulans sirenleri...Kucağımdan aldılar onu..
İçimden bir parça koptu hatta diğer yarım gitti...
Hemen ambulans'a atladım.
Hemşire bana itiraz edercesine ağzını açarken—Saçma kuralları bırakın, ambulansı sürün.. Hadii.
Diyerek bağırdım,Gece çok masum duruyordu hala. Sonra telefonum çaldı. Onur amca arıyordu..
Hass... O bana güvenerek kızını bana emanet etmişti..
—Alo,dedim boğuk bir sesle.—Alo,Ege Gece telefona niye cevap vermiyor. Dedi hem sinirli hemde telaşlı bir sesle. Arkadan ses geliyodu.
—Zeynep,sakin ol. Diyodu Mert amcanın tanıdık sesi.
—O-onur amca,ambulanstayız. Lütfen, Emirleri arayın...
—Satürasyonu sabit kalmıyor,kalbi yavaşlıyor. Dedi hemşire telaşla.
Sonra telefondan gelen seslere rağmen telefonu kapatım.Hastahaneye ulaştığımızda direk muaneye aldılar. Sonra kan aldılar..
(10 dakika sonra)
Acil,ameliyathaneyi hazırlayın. Diye bağırdı,doktor.
—Ya ne ameliyatı ne diyosunuz siz?!? Dedim endişenin içinde boğulan sesimle.
Canlarım,buraya kadardı... umarım beğenirsiniz. Ege'nin anlatımıyla kısmından daha fazla isterseniz yorumlarda belirtmeyi unutmayın...
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum❤️