keyifli okumalar<3
dedim ki 10 bolumdur sadece jeongguku anlatmisim biraz da kth kisisini gorelim neymis yigidim, ilk part onun agzindan iste oyle yani
-
kim taehyung'un bakış açısından,
"Aklım almıyor," dedim elimi saçlarımdan geçirip odada bir o tarafa bir bu tarafa yürürken. "Delireceğim sinirden."
"Sakin ol," Arkamdan yükselen ses ile ona döndüm ben de. "Neye öfkelendiğinin farkında bile değilsin Taehyung."
Derin bir nefes aldım sıkıntıyla, bu böyle olmayacaktı. Saatlerdir öfkem dinmek bilmiyordu ve aklımı kaybedecektim işte.
"Hayır," dedim. "Gayet de farkındayım Mina. Tanrım, yaptığı şeyin bir açıklaması yok, beni bu kadar alaşağı etmesini kabullenemiyorum."
"Sen sadece sustuğun için yeniliyorsun." dedi oturduğu yerden geri yaslanarak. "Reddetmeyi öğrenmen gerek, dürüst olman gerek."
"Dürüstüm zaten."
"Jeongguk kolay biri değil Taehyung," dedi kendinden emin bir tavırla. "Ve siz net olmadıkça daha da zorlaşacak, sana karşı iyice kapalı bir hal alacak. Bunu istemezsin, değil mi?"
Bakışlarımı ondan kaçırdım ve öylesine boşluğa bakarken işlerin ne kadar boktan bir hale evrildiğini düşündüm.
"Canımı çok yakıyor, Mina. Bana aşıksa neden gelip söylemiyor? Nereye kadar içinde tutacak böyle?"
"Senden bir şey bekliyor olma ihtimalini her daim savunacağım. Bugün sana öylece çıkışması, günler öncesinde hakkında bildiklerini söylemesi romantik bir filmde yahut kitapta olsak hoş gelebilirdi fakat o da artık bir şeyleri içinde tutmakta zorlanıyor. Sen net değilsen o hiç değildir, sen adım atarsan Jeongguk adımlarını ardı ardınca sıralar."
Haklıydı, fazlasıyla haklıydı fakat aşamadığım şeyler vardı, biliyordu. "Jeongguk tüm asiliğinin arkasına saklıyor tüm kırıklarını. Tutarsız davranışlar sergileyip onu yıpratmam doğru değil."
"Bir tavırda karar kılacaksan bu şekilde olmasın o zaman Taehyung," dedi ilk kez Jeongguk hakkında böylesine tavsiyeler verip fikirlerini açıklarken. "Bu onu daha çok kırar."
"Ne yapacağım," dedim sıkıntı ile yanımdaki koltuğa çökerken. Dizlerime dirseklerimi dayadım ve yüzümü sıvazladım. "Yüz yüze gelsek ne diyeceğim, konuşmaz ki benimle."
"Bu kadar karamsar olmayı bırakır mısın artık? Dönüp kendine bakar mısın, bunca zaman tek derdin Jeongguk kimi seviyorken iki gün öncesinde neredeyse bu kişinin sen olduğuna emin olduk. Bundan sonrasını kolay kılabilecek tek kişi sensin."
"Aşık olduğu kişi bensem neden defterine bıraktığım şey için bir şey yapmadı? Yazdıklarımı öylesine bir yazı diye geçiştirdi, ne kadar kırıldığımı görmedi bile. Benim hislerim hiçe sayılacak şeyler değil Mina, bunca zamandır kendi içimde öyle büyüttüm ki görmezden gelmemeli."
"İkiniz de ne yaptığınızı bilmiyorsunuz," dedi alaycı bir tavırda. "Bak sana engel olan şeyler var anlıyorum, fakat onun üzülmesi seni böyle kahredecekse en azından bunun için ona yardımcı ol kendince."
"Nasıl olacak o?"
"Kendini kendi hislerine öylesine çok kaptırmışsın ki düşündün mü hiç, Jeongguk'un derdi alacağı karşılıktan çok senin ona tavırlarının sebebidir belki. Belki seni haddinden fazla kıskanıyor, seni göremeyince deliriyor, başkası ile olacak olma ihtimalin onu çılıdıracak raddeye getiriyor. Sana nazaran çok daha farkında ne istediğinin ve sen böyle oldukça o hep şüpheyle yaklaşacak." Bizi böylesine iyi gözlemlemiş oluşu ile hayretler içinde kaldım, işin bir yerinde gurur denen muhabbete takığın tekiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reformic pains // taekook
Fanfiction"bizim gibilerin en sevdiği şarkıları olmaz jeongguk." -151220, pazartesi