13|ellerimde ellerin

3.7K 424 108
                                    

keyifli okumalar

selamlar, bolume gecmeden birkac seye deginecegim, okursaniz mutlu olurum. aslinda bu aciklamayi yapmayi hic istememistim ficin ilk bolumunde bile her zaman boyle bir seyle karsilasacagimi biliyordum ama yine de ilerledikce kafanizda bu algi az da olsa azalir zannettim ama bir miktar ben de yanilmisim.

ficteki taehyung karakterinin pek cok eksikligi var, bunu hepimiz biliyoruz, kaldi ki surekli olarak on planda olan jeongguk'un aski oldugundan taehyung dunyalar kadar sevse de gozunuzde yeri olmaz ki bunu biliyorum cunku yazdigim sey bu. kendisinin elestiri alacagini hep biliyordum, yetersiz gorulecegini ve ise bakin ki taehyung bile farkinda bunun (:

sadece gercekten fice koydugum ayrintilarda onun sevgisinin cok baska oldugunu bilin, jeongguk'a dair elinde olan tek sey o ve bunun yok sayilmasi uzer beni, dilediginiz sekilde hakaret boyutunua varmadikca elestiri elbette yapabilirsiniz, istediginiz karakteri de sevip digerlerini kusurlu bulabilirsiniz, kimse buna mudahale edemez bile.

ve cok uzattim ama son bir sey soyleyip birakacagim, bu kurguyu yazarken kendim de hayatin icinden pek cok gerceklikle karsilasiyorum, belki de hayatin icinden en cikagelmis kisi de taehyung'dur, sevgi cok seydir ama her sey degildir arkadaslar, bunu anlamasini isliyor belki de bu surec, zamanla elbette gorecegiz. biz sadece keyif almaya bakalim ve bu nottan sonra da sakin fikirlerinizi belirtirken cekinmeyin sadece azicik da olsa taehyung'a isinmanizi istedim.

buraya kadar okumus olan herkese cok tesekkur ediyorum, bolume gecelim baybay<3

-

Zamanın kendisinden çok bizi harcadığı fikri zannımca tam da şu an savunulabilirdi.

Dünyaymış, evrenmiş, galaksiymiş benim olduğum yerse bunlar, ben bunca zaman neredeymişim?

Asıl o neredeymiş, bunca zaman neyi görememiş, neleri sakınıp da görmemi engellemiş? Kim Taehyung bugüne dek en çok korkularına yenilmiş.

Karşımda yere çökmüş, boynu bükük bir çiçekten farkı yoktu şimdi, belli ki zor gelmişti dilinin altında yatan tonlarca yükü yağmura akıtmak. Dinen yağmurdu çünkü onunsa omuzları çoktan çökmüştü. Dizleri dizlerimdeydi, avuçlarım dizlerimin üstünde, onunsa elleri ellerimin üzerine kapanmış haldeydi.

Tam şu an onca zamanın acısını çıkarır gibi suskunduk. Ona susarken eşlik ediyordum. Onu şu an, en iyi böyle susarken anlıyordum. Ve ben unutuyordum. Ona hitap ederken her şeyi unutuyordum.

Dakikalar evvelinde işittiğim tüm o sözler birer birer gerçekliğini döküyordu zihnime. Puslu yollarına karşımdaki adamın çiçekten varlığını ekiyordu.

Yağmur dinmişti ama gözyaşlarım gözlerimin pınarlarında taşmaya an sayıyordu. Ne desem bilemiyorum dediğim anlardan birinin orta yerine öylece konuvermiş gibiydim. Her şeyi söyleyen Taehyung'du fakat ben yine de bir şeyler söylemesini bekliyordum. Bunca zaman benden sakladığı her şey canımı yakmaktan uzaktı fakat bir yerde gücenmemiş değildim.

Onu sevdiğimi bilse bile buna dair bir şey yapmamıştı, beni sorgulamıştı, beni öperken aşıktı bana ama bunu bile sakınmıştı. Çok şey söylemişti dakikalar evvelinde fakat sanki hiçbir şeydi. Üstelik henüz zihnimin gerisine ittiğim gerçekler de vardı işin bir yerinde.

Belki de aklıma takılan detaylardan biri de buydu, Yugyeom. Şu an için onu erteliyordum. Aksi halde işin içinden çıkamazdım.

Taehyung, şu an için her şeyden daha önemliydi.

"Kalkalım mı?" dedim dakikalardır konuşmamış oluşumdan ötürü kısık çıkan sesimle. Böylece ellerimdeki bakışları bana döndüve usulca salladı başını. Benden önce o ayaklandı ve ellerini uzatıp kalkmama yardımcı oldu.

reformic pains // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin