1.5

265 27 0
                                    


"Siktir."

Git gide masamıza yaklaşan Park Jimin'den gözlerimizi sanki hiç bakmamışcasına çektik.

"Çok pardon ama-"

"Evet."

Jimin'in cümlesini kesen Jennie'ye baktık hepimiz.

"Efendim?"

Jimin anlamamış bir şekilde kaşlarını yukarı kaldırarak Jennie'nin gözlerinin içine bakıyordu.

Kendine gelmesi için masanın altından Jennie'nin bacağına vurdum. LAN HANİ SEN BU ÇOCUKTAN NEFRET EDİYORDUN?

Kafamdaki düşünceleri göz ardı ederek masadaki duruma odaklandım.

"Ha şey. Ney? Evet. Buyrun"

En sonunda kendini toparlayıp konuşabilmişti Jennie.

"Kalemim masanızın altına yuvarlandı da. Rica etsem alabilir miyim? Ya da siz verseniz olur mu?" dedi Jimin.

Bu sefer olayın daha fazla uzamasını istemediğim için kafamı masanın altına eğdim. Kalem çok uzakta değildi bu yüzden kolumu uzattığımda rahatça alabiliyordum.

Masanın altından çıkmak için kalktığım sırada nasıl olduğunu anlamadan kafamı masaya vurmuştum.

"Siktir!"

Kafamı ovalayarak doğrulttum ve kalemi Jimin'e uzattım.

Teşekkür ederek yanımızdan ayrıldığı sırada yan masaya çaktırmadan göz attım.

Beraber kart oyunu oynuyorlardı.

Jimin de sırıtarak masalarına otururken 'heheeeey' diye kalemi sallayarak Jungkook'a gösterdikten sonra kağıda -tahminimce- kazanan tarafın puanlarını yazdı.

Gözlerimi tekrar masamıza çevireceğim sırada Jungkook'un sinirli bir şekilde Jennie'ye baktığını fark ettim.

.

.

.

let's play | rosekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin