Final | Şarkıların son melodileri, acılı sözleri.

632 54 70
                                    


"Şarkıların son melodileri, acılı sözleri."

03.01.2019

Hafifçe geriye ve ileriye doğru sallanan sandalyede oturuyor ve camdan dışarıyı izliyordu Melodiam, boş bir şekilde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hafifçe geriye ve ileriye doğru sallanan sandalyede oturuyor ve camdan dışarıyı izliyordu Melodiam, boş bir şekilde. Karlıydı hava. Soğuktu da fazlasıyla. Neden rahatlamış hissetmiyordu ya da neden artık özgür hissetmiyordu? Neden değişmiyordu, neden hala boğazında bir tasma varmış gibi hissediyordu. Ayaklandı yavaşça, kapıya doğru ilerledi. Yüzünde birkaç gündür acı bir ifade vardı. Ne hüzün ne de mutluluk sadece acı. Anlam vermesin zordu, her şey bitmişti ama hiçbir şey son bulamamıştı.

Ceketini üzerine geçirdi ve hızla çıktı evden. Her şey aynıydı, Levi Ackerman'ın ölmesi yeterli değildi. Ölmesi gereken baştan beri Levi Ackerman mıydı ki zaten? Kendini arabasına attı ve tüm hız ilerledi; bu ölüme imza atan kişinin, bu kaderin mürekkebine. Birkaç saatin ardından geniş kapının önünde buldu kendini. Melodiam yeniden ve yeniden bir bir suçlu arıyordu.

Melodiam Ackerman, kendi ailesine yakışmayacak kadar aciz birisiydi. Asla sorumluluk alamayacak kadar güçsüz, sürekli bencillik edecek kadar iradesiz bir adiydi. Yılalrca kendisine olan nefretini bir ayna gibi yansımıştı Levi Ackerman'a. Şimdi gidiyordu aynayı parçalamaya kendi ayaklarıyla. Göğsünden
akacak sıcak kana her adımında yaklaşıyordu.

Kapıdan içeriye gürültü ile girdi, herhangi bir şey söylemedi. Ya da herhangi ufacık bir mimik belirtisi bile yoktu yüzünde. Duygularını Levi Ackerman'ın ölümüne bırakmış, vicdanını yıllar önce kendi mezarına gömmüştü. Ve zihnini ihanet ettiği zaman çoktan kaybetmişti. Ama kimse bilemeyecekti iki yüzlü Melodiam'ın aslınsa kime ihanet ettiğini. Kim bilir ihanetin kılıcı Melodiam belki de düşmanın zehrinin ta kendisiydi.

"Sana zamanında ödememi iş bittikten sonra alacağımı söylemiştim. Ödemeyi, hayatınla yapacaksın. Sen bir aptalsın."

Belindeki silahı hızla çıkarttı ve yüzünü buruşturdu. Bir saniye içinde büyük odada bir el mermi sesi yankılandı. Hiç tereddüt etmedi Grisha Jeager'ı öldürürken. Tek bir kurşunla yaptı bu sefer işini. Aynı Levi Ackerman'ı öldürdüğü gibi.

"Şarjörünü ellerinde doldurduğun silah gün geldi senin canını aldı Jeager. Sana acıyorum."

Kafasını sağa sola salladı ve silahı beline yerleştirdi. Hala aynı hissediyordu, hala acıyordu zihni. Ancak bu acı verici his vicdan değildi. Bu his tatminsizlikti. Melodiam asla rahat değildi. Suçlayacak birisi yoktu. Herkes ölüyor ama asla suçu kabullenemiyordu.

Ölümün siyah olduğunu söylerlerdi aslında. Bu yanlıştı. Ölüm beyazdı. Ölüm her zaman sonu getirirdi evet ama yeni bir sayfaya başlamak için önceki sayfanın dolması gerekirdi. Ölüm beyazdı, ölüm kar beyazıydı. Siyah ise acıydı, siyah yaşamdı. Ölen insan masumdu, yaşayan insan ise suçlu. Çünkü her daim kurtulan insanların omuzlarında yük olur.
Melodiam afalladı, herkes ölüyor ve beyaz oluyordu ve giderken tüm siyahı genç kadına veriyorlardı.

Kendini koltuğa attı Melodiam. Polislerin burada olması çok sürmezdi. Kim bilir soma gelmişti belki de. Hafifçe sırıttı ve gözlerini kapattı. Ve saniyeler içinde anlının ortasında soğuk metal hissetti. Hafifçe araladı gözlerini. Üzerinde gezinen açık mavi gözler, yutkunmasını sağladı.

"Dolu bir silahı düşmanına emanet edecek kadar aptal mısın yoksa intihara meyilli mi?"

"Hayır beyazı arıyorum, Zeke Jeager."

Hafifçe döküldü genç kadının dudaklarından. Kafasını geriye doğru attı. Biliyordu, daha doğrusu tahmin etmişti, açıkçası istiyordu.

"Gözlerimi kapattığımda karanlık değil beyazı görmek istiyorum."

Sessizlik oldu. Sessizlik bir sefer dahs ölürdü. Ancak bu sefer sesszilik, tüm melodilerin soluğunu kesti, boğazını sıktı.

"Acınası olan sensin. Korkaksın, sorumluluğu asla üstüne almayacak kadar acizsin. Sen korktuğun için öldürdün ve korkmadan ölüyorsun. Bu büyük bir haksızlık, en büyük beyazın en acılı kırmızı olsun Melodiam. Sessizlik melodilerini sustursun, sonsuza kadar. "

Ve genç adam tetiği çeker. Bir ses daha yankılanır. Aynı kadın gibi cevap hakkı tanımadan ateşler silahı.

"Öl Melodiam. "

-lavi.

...
Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️
Bu yazdığım en gizemli kurgu oldu aslında ama pek sizi tatmin etmedi galiba.
Her neyse bitti zaten, kısaydı.
Desteğinizi için teşekkür ederim, kendinize iyi bakın!
💜
Aklınıza takılanı sorun lütfen.
Biraz kapalı yazdığımı farkındayım, aklıma gelen bir çok yeri de yazmak istemedim ve yazmadım zaten lütfen, fikirlerinizi paylaşın.
Aslında planladığım şey sizin hoşunuza pek gitmeyeceği için bazı yerleri ucu açık bıraktım.

Sessizlik Öldürür ❦︎ Levi Ackerman | Kısa HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin