düş.
Sen benim hem düşüm hem de düş kırıklığımsın.
Bırakmayı hiç istemediğim ama vazgeçmek zorunda olduğumsun.
Canımdan çok sevdiğim ama bir o kadar da kırgın olduğumsun.
İnsan en çok sevdiğine kırılır derler. Şimdi düşündüm de gerçekten öyle. Annem, babam, sen... En çok kırıldığım üç kişi. Üçünüzde farkında olmadan birbirinize o kadar çok benziyorsunuz ki. Koşullar ne olursa olsun bende hep bir yara olarak kalmaya kararlı gibiydiniz. Ve başardınız da.
Ailemle yaşadığım süre boyunca ne annem ne de babam benim varlığımı kabullendi. Sanki bir çocukları yokmuş gibiydiler. Sanki ben hiç yokmuşum ve hiç var olmamışım gibi... Bu bazı anlar canımı çok acıtsa da ve hâlâ acıtmaya devam ediyor olsada artık buna alıştım.
Tıpkı senin yokluğuna da alıştığım gibi.
Evet, acı veriyor, canımı yakıyor ama insan elbet bir gün o gerçeği kabulleniyor. Bende kabullendim. Anne ve babamın beni hiçbir zaman sevmediklerini, senin ise bana olan duygularının artık bittiğini kabullendim. Bu çok zaman alsa da artık kendimi kandırmamam gerektiğinin farkına vardım.
Şimdi ise geriye dönüp baktığımda geçmişimin bana sadece acıyı armağan ettiğini fark ediyorum. Sadece saf acı.
Böyle olmak zorunda mıydı? Bazen düşünüyorum, tüm bu olanların tam tersi olsaydı, o zaman mutlu olabilir miydik? Bu iki kalp hiç ayrılmamak üzere birbirine tutunabilir miydi?
Merak ediyorum, eğer bu şartlar altında olmasaydık, beni sevmeye devam eder miydin? Yoksa yine unutmayı mı seçerdin?
ღ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda ও mektup.
Short Story❦ tamamlandı. ❦ vedalar can yakar sevgilim, sana veda etmeye henüz hazır olmasamda, artık bundan kaçmamam gerektiğini anladım. ve bu mektuplar da yalnızca sana veda edişimden ibaret.