16-Azkaban'dan Toplu Kaçış

1K 76 30
                                    

Bellatrix Lestrange, eşi Rodolphulus Lestrange'ın hücresinin yanındaki hücresinde kahkaha atarak geziniyordu. Normalde daha depresif kahkahaları olurken hücresinin taş oyuntusuna oturur ve şarkılar söyler, bir safkan kızın bilmesi gereken herşeyi bağırarak ruh emicilere anlatırdı.

Ruh emiciler ise artık bu kadından alacakları mutlu anılar kalmadığı için, deli kızı kendi halinde bırakmaya çalışırdı.

Kocası ise onun bu dibinde attığı yüksek kahkahaları yüzünden 14 yıldır kafayı sıyırmamaya çalışıyordu.

Eski Black kızı bir koluna bakıp iç geçiriyor, bir Azkabanın nemli ve rutubetli duvarlarının üstündeki bir el büyüklüğündeki pencereden gökyüzünde karanlık işaret görmeye çalışıyordu.

Aynı anda Regina Potter ise Azkaban'dan içeri nasıl girebileceklerini Severus Snape'in olmadığı çok önemli bir toplantıda anlatıyordu. Önce bir beyin fırtınası yapmışlardı Lord ile. Sirius Black gibi sonradan farkedilecek bir şekilde mi kaçırsalardı yoksa kitap ve filmlerdeki gibi Epey sarsıcı mı olmalıydı.

Ne olursa olsun bugün saat 15.00 da bu kurtarma yapılacaktı. Alicia hazırlanmaya başladı.

Alicia'nın giydiği ölüm yiyen kıyafeti👆👆👆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alicia'nın giydiği ölüm yiyen kıyafeti👆👆👆

Plânlar yapıldı. Görevler dağıtıldı. Bu görevde görevli olan bütün ölüm yiyenlere komut verildi. Herkes yerlerini aldı. Artık Azkaban hapishanesinin etrafı ölüm yiyen doluydu.

Regina hangi şıkkı seçmiş olurlarsa olsun kesinlikle sıkıcı bir şey yaptırmayacaktı.

Regina Potter, yaz tatili boyunca tabiki sadece büyü çalışmamıştı. Her ne kadar babasından, annesi gibi bulanık biri ile evlendiğinden dolayı pek haz etmese de sonuçta o da bir Potter'di ve Potter olmanın getirdiği bazı sorumluluklar vardı. Haylaz olmak gibi. Tabi böyle bir özelliği yoktu onun yerine babasının bu haylazlığa çalıştırdığı zeki beynini kendisi daha önemli şeylere harcamıştı. Aynı babası gibi...

Animagus olmak gibi...

Ve şimdi de kendisi bir Akromantula olmanın verdiği avantajla dev bedeni ile Azkaban hapishanesinin duvarlarını tırmanıyordu.

Bellatrix Lestange'nın hücresinin minik penceresine gelince durdu. Kendi ağı ile eline yapıştırdığı şişenin içindeki sıvıyı duvarlara döktü ve 20 saniyeden az bir süre içinde duvarların eridiğine her iki taraf da tanık oldular.

Bellatrix Lestrange ne düşüneceğini bilememişti. Hâlâ birazı yerinde olan aklında bazı sorular vardı. Hangi olaya şaşırmalıydı. Dev bir örümceğin ona yardıma gelmesine mi? Aynı dev örümceğin eline bir iksir şişesinin yapışık olduğuna mı? Bunca zamandır çetele tablosu çizdiği en sevdiği duvarının nasıl hemen erimesine mi? Yoksa daha az önce karşısında olan dev örümceğin nasıl Kızıl saçlı üstünde epey güzel bir ölüm yiyen kıyafeti olan bir kıza dönüşmesine mi?!?

Rouge Foncé Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin