•28•

7.2K 351 80
                                    

Merhabalaaar!

Nasılsınız?

Yirmi sekizinci bölüme gelmişiz, nasıl oldu anlamadım... Çok hızlı ve güzel geçti. Şimdiye kadar ve sonrasında yanımda olacak herkese teşekkür ederim.

Bölüm şarkısı: Christos Dantis - Monaksia Mou Gia Pes
**
"Önce anneme uğramam gerek ama gelmek istemezsen sen arabada bekle. Çok sürmez zaten." dedim gülerek, havalimanında ayrılmış arabaya binmiştik. Asil arkamızdaydı yine ama bu sefer uyumuyordu. Kırlangıç kucağımda uyuyordu. İkiside iki saattir yanımızda yoktu ve özlemiştik.

"Benim gelmem sorun yaratır mı?" dedi navigasyona girdiği adrese doğru yol alıyordu.

"Gelmek istiyorsan gel tabii de önce benim girip konuşmam gerekiyor." dedim göz devirerek, ne tepki vereceğinden çok emin değilim açıkçası. Bunu içimden söylüyorum ancak...

"Tamam sen haber verirsin." Dedikten sonra derin bir sessizlik oldu, yaklaşık bir yıla yakındır annemi görmemiştim. Özlemiştim ama o beni özlemiş miydi? Bilmiyordum. İki yıl önce kaçar gibi ayrıldığım şehre bu yıl yine dönmüştüm.

"Ne düşünüyorsun?" dedi Asil Merih.

"Buraya her geldiğimde düşündüklerimi," dedim ve ekledim. "Annemle bir yıla yakındır görüşmedik." dedim alayla. "Arada bir arar konuşuruz, o da herhangi bir ihtiyacım söz konusuysa." dediğimde Asil Merih'in yüzünde şaşkınlık vardı.

Telefonuma üst üste gelen bildirimle gergince Asil'e baktım: "Fanların uçuşa başladı." dedim gülerek, aniden konu değişmesiyle Asil Merih kahkaha attı.

Asil kafasını aradan çıkarıp bana uzattığında gülerek başını sevdim, "Hesabım neyse ki herkese açık değil." dedim gülmeye devam ederek.

"Kabul etme bence istekleri." dedi Asil Merih ciddiyetle.

"Menajerin arıyor." dedim telefonunu işaret ederek, başını sallayıp açtı: "Efendim?" dediğinde telefon hoparlörde olduğundan bende duyuyordum.

"Asil Merih, sevgilin olduğunu keşke benimle de paylaşsaydın. Medyadan önce öğrensem daha iyi olurdu." dedi kızgın bir sesle.

"Aklımdan çıkmış zaten çok hızlı oldu, Tuana." dediğinde çok hızlı oldunun altını çizmesi dikkatimi çekmedi değil, "İki üç gün sürecek bir şeyse fotoğraf falan paylaşmasaydın iyi olurdu." dedi aynı kızgınlıkla, saçını başını yolsam günah sayılmaz öyle bir hakaret bu ya, şok olmuş yüz ifademle Asil Merih'e bakıyordum.

"İki üç sürmeyeceği için fotoğraf attım, Tuana." dedi uyarır gibi. Tuana'yı yolabilirim.

"Kız kim?" diye sorduğunda gittikçe sinirleniyordum. Kız senin babandır.

"Elis Erguvan." dediğinde gururla söylemesi ve bana söylerken ışıltılı gözlerle bakması o çiyanı unutturmuştu.

"Elis mi? Tasarımcı olan?" dedi Tuana.

"Evet, gözde tasarımcı." dedi aynı ışıltıyla.

"Elis'in aşk hayatı hakkında çok hovarda olduğunu duymuştum." dediğinde şok olmuştum, lan benim aşk hayatım yoktu! Asil Merih'in kaşları çatıldı.

"Görüşürüz Tuana." dediğinde Tuana gülerek konuştu: "Neyse ki sosyal medya bayılmış size dizinin yapımcısı kudurdu biraz malum Leyla ile gerçek hayatta da olmanı istiyordu reyting açısından iyi olabilirdi." dedi ve ekledi: "Neyse sen daha iyi bilirsin zaten görüşürüz." dedi ve kapadı.

"Menajerini gırtlaklamak istemiyorum. Kesinlikle istemiyorum. Asla istemiyorum..."

"Tamam anladım onu gırtlaklamak istiyorsun!" dedi sinirle, mal mı bu? Asil ona doğru havladığında Asil'i yatıştırdım.

"Ne bağırıyorsun?" dedim sakin kalmaya çalışarak.

"Hovarda mısın sen?" dediğinde şaşkınlıkla bakıyordum ona.

"Hasta mısın sen? Yalan söylediği için kızdım zaten bu kadar, benim tasarım defile dışında herhangi bir haberim bile yok medyada. Ki göz önünde biri değilim." dedikten sonra ekledim: "Ayrıca olsam ne olurdu? Sen değil misin hovarda? Kadın telefonda kaç gün sürer muhabbetine getirdi, demek ki alışkın senin çapkınlıklarına." dedim sinirle.

Biri bana haksız bir şekilde yüklendiğinde gerçekten sinirlerim bozuluyordu.

"Aynı şey değil..." dediğinde hızla sözünü kestim.

"Aynı şey ben o şekilde davranmadığıma göre ve sen davrandığına göre sanırım senin az önce beni azarlamaya çalıştığın gibi bende seni azarlamalıyım?" dediğimde sesini kesti.

"Geldik." dediğinde hızla arabadan indim, "Sen beni bekleme," deyip kapıyı sertçe kapattım, Asil'in kapısını açtığım an Asil havlayarak bahçeli iki katlı müstakil eve girdi, kırlangıç da onun peşinden ilerledi. "Aç bagajı!" diye bağırdım sinirle. Asil arabadan inip yanıma geldi.

"Ne saçmalıyorsun!" dedi sinirle, damarları belirginleşti.

"Ne demek ne saçmalıyorsun, sen saçmalıyorsun! Saçmalaman geçene kadar görüşmek istemiyorum!" diye bağırdım onu iterek ellerimi tutup göğsünün üzerinde sabitlediğinde kalbinin hızlı atışlarını duyuyordum, kesinlikle öfkedendi.

"Öyle bir şey olmayacak," dedi fısıltıyla, bir eli belime kayarak beni kendine çektiğinde onu itmeye çalıştım.
"Fazla tepki gösterdim özür dilerim." dedi fısıltıyla, dudakları dudaklarımla buluşmadan önce duyduğum son şey buydu.
**
Bölüm sonu!

Aşırı uzun bir bölüm oldu umarım seversiniz, bir daha ki bölümde, sürprizlerimiz devam edecektir sizleri seviyore!

ÜNLÜ||YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin