Killing the Same Person Every Time (BL) (Türkçe Çeviri)

Bölüm 10

Gerçekte, Bu Bai'nin sevimli kahramana herhangi bir hamle yapması pek olası değildi. Yatağa yayılmış Yan Shu'ya baktığında biraz utanmış hissetti.

Neyse ki, daha önce bu tür şeyleri hiç yapmamış saf bir genç değildi. Giysileri çıkarmada bile son derece deneyimliydi. Yan Shu'nun giysilerini çıkardıktan sonra, kendi kendini soymaya başladı.

Bu ilacın tek kullanım amacı afrodizyak etkisi değildi, neden olacağı halüsinasyonlardı. Yan Shu'nun o şeyi yaptığına inanmasına izin verecek bir yanılsama yaratırdı. Ancak bu yeterli olmayacaktı.

Bu Bai eğilip Yan Shu'nun kar beyazı tenine birkaç belirsiz aşk ısırığı eklemeden önce dişlerini gıcırdattı. Bunları her yere yaptığında durdu.

Bu Bai, küçük gence karşı anlamsız davrandığını hissettiği için, ona karşı tutku duyamıyordu. Acınası bir şekilde yanına yattı sonra uykuya dalana kadar uzandı.

Uyandıktan sonra, Yan Shu'nun acınacak bir şekilde bir köşede kıvrıldığını gördü. Gözyaşlarıyla dolu puslu gözleri parlıyordu, bu kırmızı lekelerle kaplı vücuduyla büyük bir tezat oluşturuyordu. Gerçekten nefret miktarını ölçebilecek bir şey olsaydı, çoktan en üst seviyeye çıkmış olacağını varsayıyordu. Tarif edilemez bir üzüntü hissetti.

Yan Shu kükredi, "Gerçekte ne istiyorsun !?"

Bu Bai kafasında alay etti. Ne mi istiyorum?

Ancak yüzü içtenlikle ayaklar altına alınmış gibiydi. Kendini daha da küçültmeye çalışan ve başarısız olan Yan Shu'ya doğru bir adım attı ve belirsiz bir şekilde "Senden hoşlanıyorum." diyerek gencin göğsünü okşadı.

Gencin titremesi daha da şiddetli hale geldi. Bu Bai, bu korkmuş ifadeyi görmeye kesinlikle dayanamadı ve Yan Shu'nun dudaklarını şiddetle öptü. Diğerinin nefes alamadığını görünce yaramazca güldü. "Bugünden itibaren kalbimi sadece sana vereceğim, tamam mı?"

Yan Shu cevap vermedi ve Bu Bai bunu  sessiz bir onay olarak kabul etti, çıplak Yan Shu'yu mutlu bir şekilde kucakladı, yüzü tarif edilemez bir tatmin gösteriyordu.

Aslına bakarsanız Xing Yan sürekli olarak kapının önünde bekliyordu. Yan Shu'nun durmak bilmeyen çığlıklarını ve bu belirsiz susturucu sesi dinlerken, kalbi önemli bir şeyi kaybetmiş gibiydi, boş ve ıssız... Tamamen karanlıktı. Güneş ışığının kuvvetli olduğu zamandan, ay ışığının yoğun olduğu zamana kadar tek başına orada durdu. Vücudunda çiy katmanları yoğunlaşmış, on parmağı donmuştu.

Gece yarısına kadar, ruh halini bozup onu sinirlendiren ses nihayet sakinleştiğinde kolunu hareket ettirdi. Sıkıca kapatılan kapıyı yavaşça iterek loş yatak odasına girdi.

Bu Bai birisiyle yattığında, yanında Xing Yan dışında kimsenin olmasını sevmezdi. Xing Yan her zaman bu durumun bir istisnası olmuştu. Ancak, bu istisna artık geçerli değildi, o da herkes gibi olmuştu.

Bu Bai'nin yüzü kaçınılmaz olarak güzel bir renge boyanmış, dudakları hafifçe şişmişti. Sanki Xing Yan'a sessiz bir davet gönderiyordu.

Yatakta iki kişi vardı ama Xing Yan'ın gözleri sadece bir kişiyi görüyordu. Yan Shu'yu kabaca Bu Bai'nin göğsünden itti. Bu Bai derin uykudayken Xing Yan onu üstünde bir hak iddia ediyormuş gibi kucakladı ve kiraz çiçekleri gibi görünen dudaklarını öpmeye başladı. Bu masum bir öpücük değildi, daha çok Fransız öpücüğüne benziyordu.

Gücü nazik sayılmazdı ve kucağındaki kişi, sanki uyanacakmış gibi itaatsiz bir şekilde mücadele etmeye başladı. Ancak Xing Yan istediği gibi yapmasına bu kadar kolay izin vermezdi. Hâlâ yeterli olmadığını hissediyordu, istediği sadece bunlar değildi.