Evlenmek... Gerçekten zordu. Her ne kadar ben sadece seçim yapsam dahi stresi bile yetiyordu. Yani allah korusun çocuğum olsa düşerdi. Hele o gelinlik provası. Gelinliği organizasyon şirketine tabiki de bırakmamıştım. Bağdat Caddesinde bir gelinlik mağazasında seçmiştim gelinliğimin modelini. Çok güzeldi. Şimdi de gelinliğimin son provasındaydım. Yarın gelin olup gidiyordum. Kimseye veda etmiyordum.... Gelinliğin son kontrolüydü. Eteği, duvağı, göğsü... herşeyi. Bence kesinlikle çok güzel olmuştu. Tam hayalimdeki gibiydi. Burdan çıkıp son kez mekana kontrole gidicektik sonra da kocama bir aile yemeği vardı. Başka bir işimiz kalmamıştı. Ev düzmüyorduk. Berat'ın evini gayet sevdiğim için pek bir şey değiştirmemiştim. Sadece odasındaki dolap değişmişti. O da aynı modelin büyüğü alınmıştı. Kıyafetlerimi yerleştirmiştim. Ve bornoz, ped, yüz maskesi gibi kişisel bakım eşyalarımı koymuştum.
Tasarımcı Pelin Hanım yanıma geldi. Asistanı gelinliğin herşeyini kontrol etmişti. Ve ben şimdi yuvarlak basamakta karşımdaki kocaman duvar aynaya bakıyordum.
"Çisilciğim. Gerçekten... ilk seçtiğin zamada söylemiştim. Çok güzel olmuşsun. Çok güzel bir gelin olucaksın."
"Teşekkür ederim Pelin Hanım."
Bu sefer yanımda sadece kızlar vardı. Annem ve Hilal Annem evde verilecek yemekle ilgileniyorlardı.
"Çisil gerçekten İbrahim Tatlıses gibiyim şu anda. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum."
Selene bakıp öpücük attım.
"Çisil çok güzel oldun. Allahım inanamıyorum."
"Allahım arkadaşlarımın hepsi gelin oldu. Ben sap gibi kaldım."
"Sizi seviyorum kızlarrr."——————————
Üsküdar'a düğün mekanına gelmiştik.Düğün mükemmel boğaz manzarası olan bir otelde olucaktı. Köprü çok güzel gözüküyordu. Kış olduğu için düğün dış mekanda olamayacaktı ve burada iç mekanda bile manzara mükemmel gözüküyordu. After için de yer vardı. Otel olacağı için afterden sonra burada konaklayacaktık. Kahvaltıdan sonra ayrılıcaktık. Caddeden ayrılmadan kızlarla baştan aşağıya bakım yaptırmıştık. O yüzden birazcık geç kalsak da sorun yoktu. Herşey hazırdı zaten. Kontrole gelmiştik. Bununla ilgilenen Asude Hanım hemen bizi karşılamıştı.
"Hoşgeldiniz hanımlar. Nereden başlamak istersiniz?"
Hep bir ağızdan konuştuk.
"Gelin Odasını görmek istiyoruz."———————
Yürüye yürüye elimdeki poşetler ve ayağımdaki topuklularla düşmemeye dikkat ederek Üsküdardaki villaya giriş yapmaya çalışıyordum. Dört koldan bayağı kalabalık olacak bir aile yemeği vardı. Annemlerin apartman dairesine ya da bizimkine sığması imkansızdı. He bir de bu aile yemeği Berat ve benim içindi. Ve ikimizde geç kalmıştık. Evin bagajında ve evin önünde yer olmadığını tahmin ederek arabamı sokak girişine park etmiştim. Şimdi ise telefonda annemin azarını işittikten sonra eve koşuyordum.
Bu topuklu ayakkabılarım gerçekten çok güzeldi çok seviyordum ve günün şerefine giymiştim ama bu eve gelmeyeli baya olduğu için yollarının Arnavut Kaldırımı olduğunu kesinlikle unutmuştum. Yani kısacası koşmak imkansızdı. Ama koşmaya çalışmayı deneyebilirdiniz. Yürüyüp eve giderken telefonum tekrar çaldı. Çantama elimi daldırdım ve telefonumu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardinde İstanbullu Doktor Vol2
Ficción Generalİstanbuldan staja Kadın Doğuma ihtiyaç olan Mardine gelen Çisil. Ailesinin isteği üzerine Mardine dönen Berat. İkisinin karşılaşması ama aslında ikisinin daha önceden zaten tanışmış olmaları. Kadınlara çok değer veren ama üstüne kuma alan veya ka...