𝐇𝐀𝐂𝐊𝐄𝐑,, Jikook

~𝕾𝖊𝖎𝖘~

Medya kalp ben

____

"Jimin senin şu sapığınla durumlar nasıl?" jimin, jeongguk ve taehyung kantinde oturmuş ne yapacaklarını düşünüyorlardı, jeongguk hariç.

"Tae, şey aslında sana söylemem gereken bir şey var." jimin tombul parmaklarıyla oynamaya başlarken taehyung arkadaşının bir hata yaptığını anlamıştı, bu bakışı tanıyordu.

"Jimin yine ne yaptın?" jimin gözlerini parmaklarından ayırmazken jeongguk onun bu tatlı hallerine sırıtmıştı.

"Şu benim sapık, biz dün şey yaptık." taehyung anlamaz bakışlarla arkadaşına bakarken cümlesini tamamlanmasını bekliyordu, jeongguk jimin'in ne söyleyeceğini anlamış kafasını önüne eğip dudaklarını dişlemiş saniyesinde kendini toparlamıştı.

"Ne yaptınız jimin?" jimin derin nefes alıp arkadaşının gözlerinin içine baktı, ona kızmayacağını elbette biliyordu ancak sapıktan kurtulmak isterken böyle olmasını istememişti.

"Dün gece, görüntülü konuştuk ve birbirimizi rahatlattık. Huh." jimin'in tek solukta söylediği şeye taehyung ağzı açık dinlemişti, jeongguk durumdan elbette memnundu dün gece onun için unutulmazdı.

"Jimin lanet olsun bundan kurtulmak isteyen sen değil miydin?" evet jimin bunu istiyordu ancak vücudu onu çok fena etkilenmişti, etkilenmek istememişti yani bu onun elinde olan bir şey olmadığı için etkilenmişti.

"Evet tae ama onun vücudu gerçekten aklımı başımdan aldı, ve çok tanıdık geldi nedense."

Masanın başından yükselen yüksek sesli öksürükle iki bedenin de gözleri jeongguk'a çevirmişti. Jeongguk birden duyduğu cümleleri idrak etmekte zorluk çekmişti. Kendini yakalatacaktı." Dostum iyi misin?" jeongguk bakışlarını mavi saçlıya yöneltmiş kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

"Peki jimin şimdi ne yapacaksın?" Bunu jiminde bilmiyordu, ancak konuşmayı kesmeyi düşünmüyordu.

"Tae bilmiyorum konuşmak istiyorum." jeongguk buna sevinmişti kendini tutamayıp küçük bir kırkırtı bırakmıştı masaya, ikilinin bakışları siyahlı bedene dönmüş tuhaf tuhaf bakmışlardı. Jimin sinir kat sayılarının arttığını hissediyordu.

"Ne o komik bir şey mi söyledim?" kesinlikle kavga çıkacaktı, jeongguk bunu istemiyordu jimin ona ölümcül bakışlarını atana dek.

"Sen neden her şeyi üstüne alınıyorsun ki?" jimin derin nefes alıp arkasına yaslanmıştı, onunla dalga geçtiğiniden adı kadar emindi. Jeongguk fazla oluyordu ve jimin katil olmamak için zor tutuyordu kendini, jeongguk boğazlamamak için kendisiyle savaşıyordu adeta.

Jimin daha yeni fark etmişti, jeongguk buradaydı ve gay olduğunu kesinlikle öğrenmişti, Jimin bunu istemiyordu jeongguk onunla dalga geçerdi Jimin buna dayanmazdı.

"Jimin yani artık onunla mı konuşacaksın?" Jimin bakışlarını istemsizce ona merakla bakan bedene çevirmişti, neden bu kadar meraklı bakıyor sanki onunla konuşacağım diye düşündü.

"Tae saçmalama dostum, kandırıyorum onu gay değilim ben, s-sadece başımdan savmak için yaptım bunu." işte o zaman jeongguk ölmek istedi. Küçüğü onunla yine oyun oynamıştı.

"E-evet tabi gay değilsin." Jimin jeongguk'a bakıp mavi saçlı arkadaşına dönüp kafa salladı, elbette gaydi ancak bunu jeongguk'un bilmesine gerek yoktu. Onun aşağılık bir Homofobik olduğunu düşünüyordu Jimin, bir şeyi gözden kaçırıyordu...jeongguk'un ona olan derin ve anlamlı bakışlarını.

"Hem tae bak ne diyeceğim, ben bir k-kızdan hoşlanıyorum. Gerçekten çok güzel biri ona teklif edeceğim." jeongguk eğik olan kafasını küçüğüne çevirmişti, canı acımıştı kalbine koca bir hançer saplamışlardı sanki. O jimini bu kadar çok severken buna dayanamazdı.
Gay olduğunu biliyordu, yoksa bisexüel mi diye düşündü. Olabilirdi belkide Jimin bisexüeldi ve bir kızdan hoşlanıyordu. Bu iğrenç düşüncelerden ayrılıp ayağa kalktı ikiliye gülümseyip yavaş adımlarını lavaboya doğrulttu.