𝐇𝐀𝐂𝐊𝐄𝐑,, Jikook

~𝕯𝖔𝖈𝖊~

! Smut bölümdür!
Medya:)
...

"Jeongguk yavaş..." genç adam açıkta olan boynu vahşiçe emip ısırırken gözleri dönmüş gibiydi, bugün küçüğüne asla acımayı düşünmüyordu, ona güzel bir ceza verecekti. O çocuğa sırnaşmanın cezasını çekmesi gerekiyordu.

"Kes sesini! Cezan ikiye katlandı." beyaz boynu sömürmeye devam ederken ne zaman geldiklerini bilmediği kapının önüne gelmiş kollarındaki bedeni duvara doğru yaslamıştı. Dilini açlıkla dışarı çıkartarak kulak memesini şefkatle ağzına almıştı küçüğünün. Duvara yaslı beden inlemelerini daha ne kadar tutacağını düşünürken ince sesi yankılanmıştı odada.

Birbirinin bedenlerini keşfederken bütün olmuş gibilerdi.

Kafasını kızarmış boyundan çekmiş bu sefer de dudaklarına yönlendirmişti, dolgun et parçalarını dişleri arasında ezerken kollarında hapsettiği bedenin kutsal inlemeleri doluyordu kulaklarına. Her ne kadar erken olduğunu bilsede daha fazla dayanamamış kendini küçük bedene bastırmıştı jeongguk.

"A-ahh, sikeyim..." iki genç aynı anda inlerken ayrılmış dudaklarını şehvetle tekaradan birleştirmiş ve açlıkla öpüşmeye başlamışlardı. İkisi de kontrolü kaybetmiş gibi duruken devrede olan tek şey birbirini deli gibi arzulayan bedenleriydi. Jeongguk bir an önce küçüğünü yatağa atmak ve bacak arasına yerleşmek istiyordu, aynı zamanda hemen rahatlamak istemeyip saatlerce sevişmek istiyordu onunla.

Tadını çıkara çıkara ısırmak, dişleri arasında parçalamak istiyordu dolgun dudakları. Öyle yapıyordu da zaten, ağzına gelen metalik tatla ikili birbirinden ayrılmış jeongguk yüzündeki sırıtışla küçüğünün kanlı dudaklarında gezdirmişti sıcak dilini.

Jimin zevk ve acının verdiği tuhaf hisle gözlerini kapatmış büyüğünün omuzlarındaki kollarını sıkılaştırmıştı, jeongguk sadist gibi davranıp küçüğünü adeta kıvırandırıyordu.

Jimin bu sefer kontörlü eline almak istermişçesine büyüğünü duvara itmiş bedenini bedenine yaslamıştı, jeongguk onun bu hallerine bayılıyordu bunu inkar edemezdi, vahşi hallerini seviyordu küçüğünün.
Dudaklarını tekrar tekrar birleştiren bedenler bıkmadan birinin dillerini keşfediyor anlık olan ısırık ve emmeler ile derince iniyorlardı.

Jeongguk yakında aklının kaybedeceğini anladığında karşısındaki bedenin tişörtüne elini atmış tek seferde parçalara ayırmıştı. Tişörtün ardından görünen mükemmel ve beyaz teni es geçip göğüs ucunun üzerinde gezdirmişti soğuk parmakları. Soğuk temasla titreyen küçük beden büyüğünün saçlarına çıkarmıştı ellerini, senkronize hareketleri ikisinin de hoşuna gitmiş artık durmanın imkansız olduğunu anlamışlardı.

Küçüğün eli büyüğünün pantolonuna doğru yol çizerken aynı zamanda dudaklarını ayırmıyordu, Bu gece ikiside birinine zevk verip bundan zevk alacaklardı. Çünkü ikisi de bunu istiyordu, jeongguk aylardır beklediği gündü bugün. Küçüğünü altında deli gibi inletecekti.

Jimin dudaklarını ince dudaklardan ayırırken birazdan yapacağı şey için pişman olacağını bildiği halde bunu yapacaktı, siyahlara dönmüş olan irislere kendi irislerini dikmiş sırıtarak ve göz temaslarını kesmeden önünde diz çökmüş alttan bakmıştı meraklı bedene.

Ellerini kemerine alıp önce parmaklarını üstünde gezdirmiş daha sonra sakince açmıştı, sıra düğmeye gelirken onuda tek hareketle açmış üstündeki pantolonu sıyırmıştı. Jeongguk gözlerini önünde diz çökmüş olan bedene dikmiş dudaklarını dişleri arasında ezmeye başlamıştı.

O bunları yaparken jimin çoktan ellerini şişmiş alete atıp parmaklarını üstünde gezdirmişti, jeongguk o zaman tutunmak için sert bir yer ararken en sonunda elini önündeki bedenin saçlarına atmıştı. Jimin sanki onu çıldırtmak istiyormuş gibi harekelerini sakin ve yavaş tutuyordu.