~𝕾𝖎𝖊𝖙𝖊~

7K 489 539
                                    

"Tae sakın, bak seni uyarıyorum bir daha böyle bir şey yapma."jimin arkadaşının yaptığı saçmalıklardan sıkılmıştı, her fırsatta jeongguk ile yakınlaştırmaya çalışıyordu. Jimin bunu istemiyordu, jeongguk ile aynı ortamda kalmak istemiyordu. Ona kendisi söylemişti 'bir daha karşıma çıkma.' o halde jimin bunu yapacaktı bu savaşa bir son vermenin vakti gelmişti.

"Jimin ben sizin için çabalıyorum, aranız neden bu kadar gergin?" jimin susmuştu, buna kendisinin bile verecek cevabı yoktu. Jeongguk neden böyle yapıyordu bilmiyordu.

"Bilmiyorum tae, benden hoşlanmıyor galiba." jimin hem onu görmek istemeyip hemde aralarındaki bu soruna bir son vermek istiyordu, sıkılmıştı artık bu savaştan. Belkide Jeongguk bu savaşı kazanmak için elinden geleni yapıyordu, onun savaş sonucundaki ödülü jimin olacaktı. Jimini elde edecek ona istediğini yapacaktı. Tıpkı hayalindeki gibi.

Dolgun kalçalarını istediği gibi avuçlayıp pembe dudaklarını kırmızı dudaklarıyla boyayacaktı. Küçüğünü zevkten uçuracaktı, kanatsız meleğinin kanatları olacaktı.

Jimin jeongguk için imkansız değildi, jimin onun vücudundan etkileniyordu. Tek bir teklifle bu işi bitirebilirdi ancak o küçüğünü korkutmadan şevkatle yaklaşmak istiyordu. Bugün ondan özür dileyip aralarını düzeltecekti.

"Hayır jimin sen ona karşı çok sert davranıyorsun dostum, jeongguk senin nazınla uğraşmaz ki o böyle şeylere gelemez." jimin arkadaşına 'ciddi misin' der gibi bakmıştı, dün nasıl olduğunu sormak için gittiğinde jeongguk onu neredeyse öldürecekti.

"Tae sana inanamıyorum, asıl bana sert davranan o! Naz falan yapmıyorum ben."jimin sinirlenmişti, arkadaşı ona haksızlık yapıyordu. Her zaman jeongguk'un tarafını tutuyordu.

" Ben gidiyorum." jimin ayağa kalıp gitmek için hazırlanırken arkasında duyduğu ince sesle yerinde çakılı kaldı." Otur şuraya konuşacağız." jeongguk ona emir veriyordu, ve jimin emir kipiyle konuşan insanlardan hoşlanmazdı. Kimse onunla öyle konuşamazdı.

"Sen benimle böy-" jimin koluna sarılan kemikli ellerle kelimeleri yutmuş jeongguk'un onu peşinde sürüklemesine izin vermişti, tanrı aşkına herkes onlara bakıyordu.

"Jeongguk bırak kolumu!" aynı hızla ilerleyen beden pembe saçlıyı dinlemek istemiyordu. Bugün bu işi bitireceklerdi, bugün jimin ile aralarında sorun kalmayacaktı.
Jeongguk küçüğünü bodrum kata doğru sürüklerken jimin jeongguk'un attığı hızla adımlara yetişmeye çalışıyordu. Bu kadar hızlı yürümek zorunda mıydı?

Jeongguk kolları arasındaki bedeni hızla duvara itmiş ateş saçan gözlerinin küçüğünü yakmasına izin vermişti, jimin anlamaz bakışlarla sinirli bedene bakarken bu sefer gerçekten bir cevap aramaya başlamıştı, mesela şuan burada olmalarındaki amaç neydi?

Karanlık ve sessiz mekanda iki bedenin parlak gözleri ve hızlı hızlı nefes alışları duyuluyordu. "Jeongguk sen ne yaptığını sanıyorsun?" büyük olan kollarını küçük olanın omzunun üstünde birleştirerek duvar ile arasına almıştı. Jimin işte o an nefes almayı bırakmıştı,jeongguk ona gereksiz bir şekilde fazlasıyla yakın duruyordu. Öyleki sıcak nefesini yüzünün her bir zerresinde hissediyordu.

"Seninle aramı düzeltmeye çalışıyorum jimin, bunu sen istememiş miydin?" jeongguk yüzüne alaycı sırıtışını yerleştirirken küçüğüne hala sinirli olduğunu hissediyordu.

"Bu şekilde mi düzelteceksin?" jeongguk oldukları konumdan gayet memnundu, jimin'in şeker kokusu ciğerlerini dolduruyordu, beyaz tenine ve dudaklarına şimdi daha yakın duruyordu. Jimin büyüğünün kokusuyla mayışmış gibi hissediyordu. Karakterine göre ağır bir kokusu yoktu, baş döndüren bir kokusu vardı. Jimin jeongguk'un kokusunu sıktığı parfümün ardından bile alabiliyordu. Parfüm kokusu onun gerçek kokusunu gizlemeye yetmemişti.

𝐇𝐀𝐂𝐊𝐄𝐑,, JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin