°17° end

178 26 31
                                    

Changbin havaalanından çıkar çıkmaz bir taksiye binip gideceği adresi söyledi. İngilizcesi biraz sıkıntılı olduğu için zorlanmıştı ama halletmişti. Felix'in evine gelince taksiden inip hızlıca kapıya doğru ilerledi.
Kapıyı Felix'in annesi açtı ağlayarak. Changbin'in kalbi daha da sızladı. Hayır, bunu yapmış olamazdı, değil mi?
Yapmıştı ama.
Annesin anlattıklarıyla kanı dondu Changbin'in. O çocuk Changbin'in Felix'ine dokunmuştu. Changbin'in miniğine dokunmuştu. Şimdi karakoldaydı. Felix'in ailesi dava açmıştı.
Changbin onlara çok sinirliydi. Nasıl bunca zaman fark etmemişlerdi küçük çocuğu!?

Koskoca okyanusta tek başına bağırmıştı aslında ama onu kimse duymamıştı. Yorulmuş, yüzememiş ve boğulmuştu.
Changbin kendine çok kızdı. Yıllarca elinden hiçbirşey gelmedi. Sevgilisini kurtaramadı. Miniğini koruyamadı. Bulamadı onu o okyanusta. Yağmur olup yağarım demişti, yapamadı. Ağladı.

Yılın ilk karı başladı yağmaya. Changbin elinde bir kitap ile Felix'in mezarında ağlıyordu. Ona sadece bir kere miniğim diyebilmişti. Diğerlerini hep yazmak zorunda kalmıştı. Şimdi yanındaydı işte ama miniğim dese bile duymazdı.
Changbin özlemine ve pişmanlığına dayanamayıp orada, sevgilisinin yanında canına kıydı.
Haberlere çıktılar.
İzleyenler ise neden Changbin'in elindeki kitapta bir sürü kurumuş çiçek olduğunu anlamayıp kanalı değiştirdiler. Oysa ki Felix'in 20 yaşına kadar gelebilmiş olmasının sebebiydi o çiçekler ve Changbin.



















Oy verip yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz ♡

letters °changlix°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin