2016/ 01/ 15
Hyung,
Herşey çok güzeldi. Uzun zaman sonra ilk defa mutlu olduğumu hissettim. Sen de değişmişsin hyung. Arkadaşlarınlayken çok mutlusun ve çok yakınsınız. Kıskandım açıkçası.
Arkadaşlarını da çok sevdim. Jisung hyung ve Minho hyung çok tatlılardı. Hele sahildeyken Minho hyungun Jisung hyunga açılması ve sonra sevgili olmaları beni çok mutlu etti.
Sen çok güzel değişmişsin, hyung. Boyun uzamış. Çok daha yakışıklı olmuşsun. Seninle beraber merkezde gezerken herkes sana bakıp durdu hyung. Onları dövecektim.
Gözlerindeki parlaklık ve mutluluk beni çok mutlu etti. Uzun bir süre mutsuz olmayacağım, hyung.
Ayrıca beni öptüğün için teşekkür ederim. Bu çok tatlıydı. Sadece yanakların değil dudaklarında tatlı ve yumuşacıktı. Çok heyecanlandım. Bu mektubu burada bitireceğim.
.
.
.
2016/ 01/ 26
Miniğim,
Arkadaşlarımı sevmene sevdindim. Jeongin ile iyi anlaşmanız beni mutlu etti çünkü Jeongin çok içine kapanık bir çocuk. 1 haftada hemen birbirinize alıştınız ve çok tatlıydınız. İkinizde miniciksiniz.
Biliyor musun, sende değişmişsin, Felix. Beklediğim gibi göremedim seni. İlk gün buluştuğumuzda mutluydun, bunu görebiliyordum. Ama mutluluğunun altında kocaman bir yorgunluk ve mutsuzluk olduğunu da gördüm.
En son geldiğinde gülüşünle etrafını aydınlatıyordun. Ama şimdi sanki birisi senin ışığını almış gibiydi. Gülüşünde bir kırgınlık vardı.
Ne zaman bu kırgın gülüşünü görsem içim buruldu. Ama mutlu olduğunu görmekte beni mutlu etti.
Felix, sen mutsuz oldukça bende bitiyorum. Kırgın gülüşün, gözlerinden okunan yorgunluğun ve sönen ışığını fark etmek benim için çok zordu. Buna bir çare bulmalıyız.
Ve seni öptüğümde rahatsız olacağını düşünmüştüm. Ben de istemeden yaptım aslında. Hayır, isteyerek yaptım ama o an kendimden bende beklemezdim bu öpücüğü. Ama rahatsız olmamana çok sevindim.
