Menüyü elime alıp yavaşça arkama yaslandım. Hangisinden isteyeceğime karar vermeye çalışırken adım sesleri duydum. Dikkatimi verdiğim ayak sesleri masamın önünde durunca kafamı yavaşça kaldırdım. Bu karacaydı. Önümde kıpırdamadan, bir şey söylemeden bana silah çektiğini görenler korkuyla dışarı çıktı. Zaten az kişi vardı onlarda çıkınca görevliler dışında kimse kalmamıştı.
"Silahınızı bırakmazsanız polis çağıracağım hanımefendi."
Gözlerimi ondan ayırıp garsona baktım.
"Gerek yok. Biz çıkacağız zaten"
"Akın'a silah çektin."
Ayağa kalkacakken beni durdurdu.
Garson çocuk telefonunu çıkardı.
"Bırak! Bırak o telefonu. Sorun yok ."
"Hanımefendi burada böyle olay çıkaramazsınız."
Bu da amma uzatmıştı ya.
"Senin şahsına yönelik bir hareket yapıldı mı? Karışma "
Karaca'ya döndüm.
"Sen nasıl kardeşin için endişelendiysen, ben de kardeşim için korktum. O sırada bana vakit kaybettirdi. Yani ben kardeşimi ararken."
Silahını indirdi. Aslında amacı bana hesap sormak ya da beni öldürmek falan değildi. Öyle olsaydı her türlü belli ederdi. O şimdi sadece başıma gelebilecekleri göstermişti bana.
"Bir Koçovalı'ya silah çekmek sana ağır bir bedel ödetebilir ."
Tahmin ettiğim gibi.
Bir şey söylemedim. Çantamı kaptığım gibi kolundan tutup dışarı çıkardım. Ona ihtiyacım olabilirdi. Eğer Çağatay'a ulaşabilirsem belki de sorunsuz halledebilirdim her şeyi. Ya da bazı şeyleri.Kafenin uzağında yol kenarında ki bir banka oturdum. Konuşmak için onun da oturmasını bekledim. Sonunda oturmuştu.
"Çağatay'a nasıl ulaşabilirim?"
Şaşırmıştı biraz.
"O istemediği sürece onu bulamazsın"
Bana dikkatle baktı.
"Sen ne için arıyorsun onu? Senden kimi aldı?"
Kafamı iki yana salladım. Şimdi Kulkan'dan bahsedersem işler karışabilirdi.
"Sevdiğim adamın kurtuluşu ona bağlı "
Kafasını aşağıya eğdi. Sanki rahatsız olmuştu.
"Yanlış bir şey mi söyledim?"
"Yoo. Söylemedin. "
Ayağa kalktı.
"Neyse, ben gideyim artık. Bence Çağatay'a hiç bulaşma."
Gülümsedim. Ama bulaşmazsam Kulkan'nın vazgeçme ihtimali yok olurdu. O kalktığında dikkatim elinde ki yüzüğe takıldı. Kaşlarımı çattım.
Gidecekken elini tuttum. Yüzüğüne daha dikkatli bakıp gülümsedim."Evlenmek için sence de erken değil mi? Çok seviyorsun galiba"
Elini sertçe çekip hızlıca yanımdan uzaklaştığında neler olduğunu anlayamamıştım.
Telefonum çaldı. Çıkarıp baktığımda Kulkan'ın aradığını gördüm. Yine.
Açmasam ne olurdu acaba? Ama belki de önemli bir şeydir?"Ne var Kulkan?"
"Dışarıda durma tamam mı? Odana da kimseyi alma. Hatta siz gidin buradan."
"Ne ? Ne oldu ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR ~Akın Koçovalı~
Fanfiction"sen daha ne kadar kaçacaksın benden?" "Senden kaçmıyorum..." "Doğru, kendinden kaçıyorsun" Sadece kurgu . dizide ki bölümler dikkate alınmayacaktır. alınabilir de İstek üzerine yazılan bir kurgu. Okuyan herkese teşeke İnşallah sikimsonik olmaz diz...