Bütün ev halkı, Yamaç'tan sonra ailenin başına geçecek olan Akın Koçovalı'nın düğünü için son hız hazırlıklara devam ediyordu. Ben de bu sırada bana verilen odada, duvar dibine çökmüş kardeşim için gözyaşı döküyordum. Bu hikayenin masumu oydu. Onu çok özlüyordum...
Çalan telefonum düşüncelerimi bıçak gibi kesti. Arayanın Kulkan olduğunu görmemse hepsini rastgele bir yere dağıttı. Bunca zaman sonra...
Yüzü var mıydı gerçekten?
Yine de açtım. Bir şey söylemeden konuşmasını bekledim.
"Özür dilerim."
Sustum.
"Açelya bana kızgınsın biliyorum ama N'olursun susma. "
"Ne söyleyeceksen söyle Kulkan. Seninle daha fazla vaktimi ziyan edemem"
"Kaçalım" dedi.
Boğazıma bi yumru oturmuştu, yutkunamıyordum.
"Geçti Bolu'nun pazarı Kulkan bey. Bunu sana ilk teklif ettiğimde kabul etseydin şu an kardeşim yaşıyor olurdu."
Sesimin bu denli ruhsuz ve ölü çıkması beni dumura uğratmıştı. Ben nasıl bu hâle gelmiştim böyle?
"Elimden gelseydi zamanı geri alırdım güzelim ama yapamam. En azından daha fazla kaybetmeyelim. Gidelim sen, ben... Üçümüz."
Gözlerim kocaman açılmış kalakalmıştım. Ne dedi az önce o?
"Ne saçmalıyorsun Kulkan?"
Derin bir nefes verdiğini duydum.
"Birbirimize son sarılışımızda dördümüz deyip sonra da şaşırdığını söylediğinde pek inandırıcı gelmemişti bana. Malum konu sayılar olunca acayip bir takıntın var. Sonra düşündüm. Dördüncü kim olabilir? Bu soru günlerce beynimi meşgul etti..."
Gözümden yenilgi yaşları akarken o devam etti.
"Sonra şüphe düştü içime. 'ulan' dedim 'olamaz'. Ama mümkündü. Sonra hastane kayıtlarına bakmak aklıma geldi. O kadar kolaydı ki bilgileri almak. Ucuza hallettim hatta. Yani, Açelya evet. Biliyorum"
"Hayır" diye itiraz ettim. "Bilmiyorsun. Bilmeyeceksin de."
"Yapma lütfen." Dediğinde artık hıçkırarak ağlıyordum.
Bir an hayal ettim ben, Kulkan ve bebeğimiz. Ozan ve benim hayal ettiğim kocaman evde. Bebeğimiz bahçede koşuştururken... Sonra içime tuhaf bir his düştü. Yanlış bir his. Başka birisi aklımı meşgul etmeye başlayınca, "Tamam" deyiverdim bir anda. "Gidelim."
"Kalacağımız yeri ayarladım. Kalan şeyleri de halledip seni arayacağım. Görüşürüz güzelim" dedi. Hiç bir şey söylemedim. Hatta kapattım telefonu.
Gözyaşlarım kurumuştu. Gözlerimin kıpkırmızı olduğuna emindim.
Bir anda kapı açıldığında olduğum yerde sıçradım. Karaca bana çok kötü diyebileceğim bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Normalde de ortalıkta ruh gibi gezerdi ama bu sefer gözleri suçlulukla bakıyor, yıkılmış görünüyordu.
"Açelya..."
Anlık bir dürtüyle ayağa fırladım. Sorarcasına baktım. Yine ne olmuştu Allah aşkına? Kaybedecek neyim kalmıştı?
"Sana bir şey göstermem lazım. Daha doğrusu dinletmem..."
Kaşlarımı çatarak telefonundan ses kayıtlarını açıp yatağın üstüne koymasını izledim. Yanlış olan bir şeyler vardı. Bunu iliklerimde hissettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/255564863-288-k550281.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR ~Akın Koçovalı~
Fanfic"sen daha ne kadar kaçacaksın benden?" "Senden kaçmıyorum..." "Doğru, kendinden kaçıyorsun" Sadece kurgu . dizide ki bölümler dikkate alınmayacaktır. alınabilir de İstek üzerine yazılan bir kurgu. Okuyan herkese teşeke İnşallah sikimsonik olmaz diz...