2

1.2K 53 9
                                    

Müziğin adı bu bölümle çok alakasız biliyorum kdkxkdkkdkdkx neyse



"Ben banyoya giriyorum"

Ne zaman geldiğini anlamadığım Ozan'ın söylediğine karşın kafamı aşağı yukarı salladım tamam anlamında. Kahvemi alıp pencerenin yanında ki duvara yaslandım. Dün olanlar hakkında düşünüyordum. Akın Koçovalı'ya silah doğrultmuştum. Tehlikede değildim ama kardeşimin nerede olduğunu bilmemek beni delirtmeye yetmişti.

Perdeyi araladığımda aşağıda duran bir araba ve hemen yanında telefonla konuşan bir adam gördüm. Kafasını kaldırıp bana bakacağı esnada perdeyi kapattım. Ama onu görebileceğim kadar aralık bırakmıştım. Yüzünü gördüğümde pek şaşırmamıştım ama bu kızmayacağım anlamına gelmiyordu.

Telefonum çaldığında beklemediğim için sıçramıltım. Çıkarıp baktığımda Kulkan'ın aradığını gördüm. Aslında açmayacaktım ama bu konuyu konuşmamız lazımdı.

"Ne o , mantıklı olanı yapmaya mı karar verdin?"

"İyi misin diye merak ettim"

"Merak etme Kulkan. Nasıl olduğumu biliyorsundur zaten. Yani beni takip etmesini söylediğin köpeklerin sana her şeyi anlatıyordur?"

Duraksadı.

"Senin sağın solun belli olmuyor küçük hanım. Ne yapalım yani?"

"Pardon? Bu hakkı size kim veriyor Kulkan bey? Koruma falan istemiyorum. Beni takip eden olursa indiririm söyleyeyim. Hem sen önce bana verdiğin sözleri tut"

"Açelya uzatma. Yapamam dedim"

"Peki Çağatay vazgeçse ? O zaman?"

"Bilmem..." Bir an sessizlik oldu.

"Bak sakın! Çağatay'la muhattap olmuyorsun tamam mı?"

Aniden bağırmasıyla kaşlarımı çattım.

Konuyu uzatmaya gerek yoktu, ben zaten cevabımı almıştım . O yüzden şimdi sadece, "tamam" dedim.

Ama düşündüğüm şeyleri anlamaması gerekiyordu.

"Beni bir daha arama Kulkan."

Bir şey demesine izin vermeden kapattım.

"Abla? Kimdi o?"

Bir havluyla saçlarını kurulayan kardeşime baktım.

"Kulkan. Keşke beni dinlese"

"Onu çok mu seviyorsun? Yani pek sevilesi değil"

Omuz silktim. Nasıl olduğu umurumda değildi. Yani benim umurumdaydı ama kalbimin umurunda değildi.

"Seviyorum."

Yüzünü ekşitti. Sonra ise aniden gülümsedi. Bu nasıl bir dengesizlik?

"Ne oldu ? Niye gülümsüyorsun?"

"Ben aşık oldum galiba" deyip kafasını arkaya atarak güldü .

"Ciddi misin? Hadi lan oradan! Senden daha ayran gönüllü birisini tanımıyorum " deyip güldüm.

Birlikte gülüyorduk.

"Kim?"

"Adı Karaca mıydı ya? Öyle bir şeydi."

"Ya daha kızın adını hatırlamıyorsun. Bir dakika Karaca mı dedin? "

Başını salladı.

"Ya hayır Ozan . Çukurdaki kızlara aşık olmak yok tamam mı? Fazla üzerine gelmiyorum ne de olsa iki güne unutursun diye ama ciddiyim"

Kafasını salladı.

"Altı günümüz kaldı zaten. Gideceğiz yani."

Gülümsedi ve yine kafasını salladı.

"Benim canım sıkılıyor. Şöyle bir gezsem  şehri ha nasıl olur?"

"Yine kaybolma da."

"Yok yok kaybolmam. Ben gidiyorum o zaman?"

Kafamı salladım. Tam gidecekken durdurdum.

"Çukur yok tamam mı. Çukur hariç her yere gidebilirsin ama Çukur yok"

Kafasını salladı. Umarım bu dediğimi ciddiye alırdı. Daha dün bir daha gelmeyeceğiz dedim. Bugün yine oralarda gezinip birilerinin kafasına silah tutmak istemiyordum. Güldüm hafifçe. Ne macera ama.

Ozan gitti biz kaldık iyi mi

Aslında ben de bir kafeye falan gitsem iyi olurdu. İyi fikir!

Kalkıp elbise dolabına yöneldim. Kırmızı-siyah çizgili bir kazak ve siyah dar paça pantolonumu giydim. Siyah dar paça olmazsa olmazım. Aynada saçlarıma baktım. Her zamanki gibi salık bırakıp otel odasından çıktım. Tabi yanıma ne olur ne olmaz diye toka almayı ihmal etmedim.  Otelden çıktım ve Kulkan'ın hala peşimden almadığı adamını umursamadan arabama yürüdüm. Ama bir süre sonra umursayacaktım.

Arabayı bilerek alakasız ve tenha bir yere sürdüm. İnip ara sokağa geçtim. Yavaşça arkamdakine hiç bir şey hissettirmeden yürüyordum.  Bana yaklaşmaya başladığında bir anda arkamı döndüm ve karnına tekme attım. İki büklüm olduğu an kolunu tutup arkasına geçtim. Bir kolum da boğazındaydı.

"Bana bak. Benim peşimi bırak şimdi durduk yere canından olma."

Zorlukla konuştu.

"Sizi korumakla görevlendirildim."

"Kendimi gayet iyi koruyabildiğimi az çok anlamışsındır şimdi. "

Onu itip arabama doğru ilerledim. Kendimi savunmak için yeterince eğitim aldım zaten. Korumaya ihtiyacım yok. Hafifçe arkama baktığımda kulağına telefon koymuş birisiyle konuşuyordu. Kiminle konuştuğunu tahmin etmek zor değildi. Ve Kulkan bu konudaki hassasiyetimi bildiği için buna izin verecekti.

İşim gücüm yok bir de onun çakma adamlarıyla uğraşacağım!




Bu bölüm şimdilik bu kadar sonra bölümde görüşürüz.

ÇUKUR ~Akın Koçovalı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin