Lavin başını iki yana salladı, bunu kabul etmedi. Gözyaşları beyaz yanaklarına damlalar halinde süzülmüştü. Hıçkırıklarını tutamadı: "Babalık böyle bir şey değil baba, babalık ben küçükken düştüğümde, elimden tutup yardım edendi. Ama şimdi, sen beni...
Lavin elini bırakıp gözlerini açtı, kendini tutmaya çalışıyordu. "Ne istediğimi bilmiyorum ki..." Pusat gülümsedi, Lavin bunu görüp ona dönmüştü. "Belki de sadece,, yakın olmanı istiyorumdur."
Pusat Lavin'in iki elini tutup vücuduna koydu. "Bir adamın vücudunu, beni tanı o zaman." Pusat ellerini gözlerine bakarken gezdiriyor, Lavin'e kendini tanıtıyordu. Ama Pusat sonrasında ellerini bırakmış ve onun elleri vücuduna hakim olsun istemişti. Lavin ellerini bırakmasını istememişti, çünkü o gezdirirken daha iyi hissediyordu. Düşüncelerini bir kenara bırakıp gözlerini Pusat'ın gözlerinden çekerek bedenine baktı. Parmak uçlarıyla kaslarının çıkış ve inişlerine dokundu, baklava kısımlarından sonra parmak uçları aşağı doğru inen iki çizgiye, kemerine kadar sürtmüştü. Parmaklarını hemen çekmiş ve yere bakmıştı. "Gitmeliyim."
"Kabul ediyor musun Lavin?"
Bakışlarını siyah gözlere çevirdi: "Bunu yaptığımızı öğrenirse ikimizi öldürür Pusat, bu riske girebilecek kadar güçlü değilim."
Kesin bir dille konuştu Pusat: "Öğrenmeyecek, sen sadece bana cevabını söyle?" Lavin biraz düşündükten sonra cevabını, başını onaylı sallayarak verdi.
~1 Gün Sonra
Düğün günüm bügündü, evin bahçesinde düğünü yapacağımız için bir sürü insan şuan evimizdeydi. Sarp bana sadece istediklerimi soruyordu ve birşeye dokunmama izin vermiyordu...
Dün akşam odamda belki bir saat konuşmuştuk. Pusat'a davetiye verdiğim için bana az daha teşekkür edecekti, sokaktaki insanlara onunla 'adım çıkmasın' diye tekrar dost gibi olduklarını ikna edecekmiş... Dün beni bir kere öpmeye çalışmıştı ama izin vermemiştim, bana yarın nikahtan sonra herkese 'mutlu' olduğumuzu sansınlar diye bunu yapacağını baştan söylemişti; mecburen kabul ettim.
Ve bir de telefon konusu vardı, dün odada bana yeni bir telefon vermişti. Telefonda takip cihazı vardı, Sarp'ın telefonuna bağlıydı ve bu çok sinir bozucuydu. Bir kaç numaradan başka kayıtlı biri yoktu...
O kadar bir bunaldım ki evin içinde dışarı çıkmak istedim, hızlı bir şekilde hazırlandım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odadan çıkıp aşağı indim. Sarp bahçedeydi, yanına gittim. "Sarp, markete gidebilir miyim?"
Dikkatini direk bana vermişti, benimle ilgilenmesi hoştu ama onunla zorla evlendiriliyordum. Bu yüzden herşeyini bende kötü kılıyordu... Morarttığı bileğimde hafif bir iz kalmıştı, bugün kimse görmesin diye fondöten ile kapatacaktım. "Ne istiyorsan Gülten'e söyle o alsın güzelim."