Medya: SARP KARAHAN
Bismillahirrahmanirrahim
🌱🌻Çok mutsuz olabilirsin. Çok acı çekebilirsin. Mahvolabilirsin. Her şeyini kaybetmiş olabilirsin. Hüngür hüngür ağlıyor olabilirsin. Ölmek istiyor olabilirsin sen ne yaşarsan yaşa; Ne kar yağmaktan vazgeçer ne de yağmur diner. Hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman seni asla durup da beklemez. Sen ne kadar gözyaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacasına mutlu olmaya gülmeye hatta kahkaha atmaya devam eder.
Yani; Çektiğin acıları en derin sen hissedersin. Ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın.
Aslında çeker gidersin herkes kaldığını sanır.
-Anonim
2. BÖLÜM "ACILARIMA ŞAHİT SOKAK"
Bir demet çiçeğin kırılış hikayesiydi bugünün anlamını içeren acı... Bir insanın özel bir gününde, yaşanması olası ve yaşayabileceği en kötü gündü, bugün. Aklı ile kalbi bir değildi Lavin'in; aklı bavulunu al ve git derken, kalbi bunu yapma diyordu; 'belki bir gün pişman olup geri dönersin, ve işler daha çok zorlaşır'.
Sarp, Lavin'in gözlerinde gerçekten bunu istediğini görmek istedi. Lavin, onun düşüncelerini bir an merak etti, aklından şu an neler geçiyordu kim bilir?
Daha fazla cevabını bekletmedi Sarp: "Olur," Lavin başını salladı, Sarp'la geldikleri yoldan geri dönmüşlerdi eve.
Kapının ziline bastı Lavin, bir kaç saniye geçmeden açılmıştı kapı annesi tarafından. Lavin dikleşti ve göğsünü gerdi, salona geçtiklerinde hepsinin birer kahve içip sohbet ettiklerini gördü. Lavin yutkundu, karar verdiği, belki de artık geri dönüşü yolmayan bir yola adım adım ilerlemeye devam etti.
"Ben,, şimdi gidiyorum; bavulumu hazırlayıp buradan bir an önce ayrılmak istiyorum."Elvan Hanım araya girmeye çalıştı. "Kızım," Lavin annesinin sözünü elini kaldırıp susturarak kesmişti: "Ben kararımı verdim anne, siz benim için bunu çok önceden düşünmüşsünüz zaten, ben de bu karar ile sizi biraz rahatlatmak istedim, hepsi bu."
Elvan Hanım kızının kolundan hafifçe tuttu: "Rahatlatmak mı? Bu kapı sana her zaman açık kızım, bunu biliyorsun."
Lavin, annesinin tuttuğu kolunda ki elini indirdi: "Biliyordum; artık o yetkimi kaybettim. Beni yanınızda istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Artık bilmiyorum anne."
Annesinin gözleri dolmuştu, konuşamadı; kocasının yanına oturup iki eliyle yüzünü kapattı. Bu sahte görüntülere dayanamayıp yukarı çıktı; odasına girdi, köşede duran sarı bavulunu alıp yatağına bir hışımla attı. Fermuarını açıp gardırobuna ilerleyip kapağını açtı ve içinde eline ne gelirse alıp fırlatırcasına bavula koydu.
Sinirliydi, üzgündü, ne yapacağını bilmiyordu. Sadece zengin ve rahat yaşabilmek için gitmesine izin veriyorlardı Lavin'in, ve bunun için sadece ağlıyorlardı; sanki ellerinden birşey gelemezmiş gibi...
Işi bittiğinde bavulun fermuarını kapatıp yataktan indirdi, eline aldı ve aşağı yavaş yavaş indirdi. Kapının önünde duran Sarp ve babasına bir kez bakıp, ardından ebeveynlerine döndü; ayakta duruyorlardı.
Lavin artık büyüdüğü bu evden çıkmak için sabırsızlanıyordu; nedeni sadece onların yüzünü bir daha görmek istememesiydi. Bıkkın bir nefes verdi: "Elimden geldiğince sizi onların yanında kalarak rahat yaşatmaya çalışacağım. Eskiden istediğiniz gibi bir hayatınız olacak; zengin... Ama zengin olup lüks içinde yaşamak için,, beni kaybetmeliymişsiniz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİM OL
Dla nastolatkówLavin başını iki yana salladı, bunu kabul etmedi. Gözyaşları beyaz yanaklarına damlalar halinde süzülmüştü. Hıçkırıklarını tutamadı: "Babalık böyle bir şey değil baba, babalık ben küçükken düştüğümde, elimden tutup yardım edendi. Ama şimdi, sen beni...