"Ona bir şey olursa Şeval Hanım seni öldürür."
"Özür dilerim."
"Özrü benden değil Ege'den dile. Pardon, unutmuşum bayıltmıştın onu."
Elisa iğneleyici konuşmasını bitirip Ege'nin bileğini ovmaya devam etti.
Ona göz devirip Ege'nin sağ tarafına oturdum.
Yataktaki kolonyayı alıp avucumun içine döktüm. Ellerimi birbirine sürtüp sağ elimi burnuna yaklaştırdım.
Birkaç saniyenin ardından beyaz örtü aralanıp kısık mavi denizler ortaya çıktı.
"Ege."
Kısık maviler seslenmemle anında kahvelerime döndü.
"Sen-"
"Evet ben, ultra yakışıklı bakıcın Giray Öztürk."
Ege gözlerini devirip Elisa'ya döndü.
"İyi misiniz?"
"İyiyim."
"Tanrım sana şükürler olsun."
"Abartma Elisa. Daha önce bundan daha ağırlarını yaşamıştım."
Kaşlarım çatılırken bakışlarım sarı saçlı kadını buldu.
"Madem daha önce böyle bir şey yaşamıştı, ne diye beni boş yere korkuttun?"
Elisa mahçup bir ifadeyle baktı gözlerime.
"Ben sadece size göz dağı vermek istemiştim."
Dudaklarıma çapkın bir gülüş yerleştirip elimle saçlarımı düzelttim.
"Sen utanınca çok mu tatlı oluyorsun?"
"Siz fazla mı oluyorsunuz?"
"Yeter. Zaten başım ağrıyor, bir de sizin gürültünüzü çekemem."
Ege huysuzca söylenip yorganı kafasına kadar çekti.
Sırıtıp yorganın ucundan tutarak aşağı çektim.
"Nefessiz kalacaksın."
"Ben bebek değilim!"
Ege dudaklarını öne uzatıp huysuzca büzdü.
Ellerimi yanaklarına çıkartıp acıtmayacak şekilde sıktım.
"Ama şu an tam bir bebeğe benziyorsun."
Ellerimi itip kızarmış yanaklarını ovaladı.
"Sakın bir daha bana dokunmaya cüret etme."
Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırdım.
"Tamam şampiyon, sakin ol."
"Defol odamdan."
Mavilerini benden çekip Elisa'ya döndü.
"Lütfen odamdan çık."
"Odunluğun sadece bana sanırım."
Ege omuz silkip yorganı tekrar üzerine çekti ve gözlerini kapattı.
Kahvelerim Elisa'ya dönerken onun çoktan ayaklanmış ve kapıya doğru yönelmiş olduğunu gördüm.
Hızla ayağa kalkıp Elisa'yla beraber odadan çıktım.
Kapıyı arkamdan kapatıp sarı saçlı kadına döndüm.
"Bu çocuk fena."
Elisa kıkırdadı.
"Biraz. Ama korkma, yakında sana da alışır."
"Önceki bakıcılarına nasıl davranıyordu peki?"
"Aslında onlara karşı bu kadar soğuk değildi, sanırım sizi pek sevmedi."
"Peki sen?"
"Pardon?"
Hafiften kurumaya başlamış dudaklarımı dilimle ıslatıp hevesli bir şekilde tekrarladım sorumu.
"Peki ya sen sevdin mi beni?"
Elisa kırmızıya boyadığı dudaklarını büzüp gözlüklerini düzeltti.
"Aslına bakarsanız bende size pek ısınamadım."
Alt dudağımı aşağıya doğru sarkıttım.
"Başka sorunuz yoksa ben gideyim."
İç çektim.
"Yok."
"İyi günler Giray Bey."
"İyi günler Elisa."
Uzaklaşan kadına bakıp tekrar iç çektim.
"Ne kadın be."
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Büyük bir gürültüyle kırılan camın sesiyle hızla gözlerimi açıp doğruldum. Yumruk yaptığım ellerimle gözlerimi ovalayıp kendime gelmeye çalıştım.
Zihnim olanları idrak ettiğinde gözlerim korkuyla sonuna kadar açıldı.
"Siktir, Ege."
Hızla ayağa kalkıp kapıya doğru koştum.
Kapıyı açık bırakarak koşarak merdivenlere yöneldim. Basamakları hızla inip salona koştum.
Gördüğüm bedenle duraksayıp derin nefes aldım.
"Ege sen ne yapıyorsun?"
Siyahlara bürünmüş beden irkilip arkasını döndü.
Maviler tehlikeli bir parıltıyla parlayıp kahvelerime kilitlendi.
Ege gözlerindeki korkutucu ifadeye zıt olarak dudaklarını küçük bir çocuk misali büzdü.
"O vazoyu hiç sevmiyordum."
💜💜
200 olmuşuz :')
Daha nice 200'lere canlarım, hepinizi çok seviyorum, sevgiyle kalın... 💜
Güncelleme: Aga be o zamanlar 200 okunmadaydım, cidden büyümüş kurgu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakıcı (Gay)
Short StoryParaya ihtiyacı olan bir genç ve çoklu kişilik bozukluğuna sahip olan bir hasta... En fazla ne olabilir ki?