Eyepiece/16📸

346 42 132
                                    

Birazcık gayret edip yorum yazmadan geçenler yorum mu yazsa acaba? Üzüyorsunuz beni

Bari bölüm hakkında düşüncelerinizi yazın en sona

İyi okumalar

Yazım hatalarım için şimdiden özür diliyorum

○●○●○

"Babaanne, fotoğraf makinelerim nerede? Bulamıyorum."

Odamdaki dağınıklığı umursamadan hala daha dolaplarımın içinde makinelerimi arıyordum. Kulaklarım ise mutfakdan gelecek olan sesteydi.

"Yavrum, deden onları kolide tavan arasına bıraktı ya geçenlerde. Oradadır."

Nefesimi derince içime çekip büyük bir oflama bıraktım odama. Üzerimdeki tozları temizleyerek ayağa kalktım dalobın önünden.

"Ya babaanne, onlar bana lazım dedim ya, ne diye oraya bırakıyorsunuz ki?"

Odadan dışarıya çıkarken tahta zeminin bana eşlik ettiği gıcırtılar ile tavan arasına çıkmak için merdivenlere doğru ilerlemeye başlamışdım.

"Ay ben nereden bileyim yavrum. Deden zaten az önce ora çıktı. Yardım etsin sana bulmakta."

Görmeyeceğini bildiğim halde kafamı yavaşca sallayıp merdivenin bitişine ulaştım hızla. Dedemin sürekli böyle yapması resmen işlerimi aksatıyordu.

Yine tahtadan olan merdiven bitişindeki kapını açarak tozlu ve kasvetli tavan arasına merhaba demiştim. Havada uçuşan tozlar sanki boğazıma boğazıma doluyormuş gibi öksürmeye başlamışdım.

Dedemin hemen ileride kolinin birinin karşısına oturup elinde makinesiyle bir şeyler yaptığını görmemle öksürerek yanına adımlamışdım. Gürültülü gelişimle yılların yorgunluğunu taşıyan gözleri beni bulduğunda hafifce gülümsemiş, bana yanına gelmemi söyler gibi elini sallamış, ardından bakışları daha önce görmediğim makineni bulmuştu.

"Dede, benim makinelerimi sürekli neden bura taşıyıp duruyorsun ki. Bak işlerim aksıyor diyorum, onları aramakla boşuna zamanım da gidiyor. Alt ta-"

Eli ile yanına patpatlaması ile benim de sözlerimi geri ağzıma dizmişdi.

"Evlat, otur şuraya. Sana bir şey göstermem gerek."

Kaşlarım istemsizce çatılmış, ardından ikiletmeden temiz olup olmadığından emin olmadığım mindere oturmuşdum.

Dedemin konuşmaya başlaması uzun sürmüşdü. Muhtamelen söyleyecekleri şeyleri kafasında tartıyor diye düşünmüşdüm. O zaman boyunca ise garip bir bakışla elindeki eski makineni izliyordu.

"Hiç geleceği ya da bir kaç saat içinde yaşana bilecek olayları, önceden bilmek gibi bir gücün olsun istermiydin?"

Hiç beklemediğim soruyla gözlerim genişlemişdi. Dedem afalladığımı görmüş olacak ki sadece yine bana bakmış ve yüzündeki gülümsemeyi belli etmişdi. Buruk gülümsemeyi.

"B-ben bilmem ki. Hiç aklıma gelmedi daha önce, düşünmedim bu konu hakkında."

"Ne güzel işte, şimdi düşün o zaman."

Eskiye nazaran normale dönmüş bakışlarım kucağımdakı parmakları buldu. Konunun saçmalığı mı beni geriyordu yoksa işimin aksaması mı bilinmez ama garip bir hava vardı üzerimde.

•Eyepiece||Taejin|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin