Eyepiece/26📸

202 30 35
                                    


Şokla ve aynı zamanda korkuyla açılmış gözlerim gözlerini buldu. Ona zaten anlatıcaktım ama böyle öğrenmesini de istemiyordum. Eğer şimdi anlatsam ondan sakladığımı, ona güvenmediğimi ve türlü türlü başka şeyler düşünebilirdi.

"B-ben.."

Cümleyi daha toparlayamadan yarım bırakmıştım. Söylesem inanır mıydı ki? Yoksa ruh hastasıymışım gibi mi bakardı bana? Yaşamadan bilemezdik.

Çatık kaşları yüzümü turlarken yavaşça yaklaştı bana doğru ve gözlerine hafiften hakim olmak isteyen merakı daha da yakından görmeme neden oldu.

"Anlatıcak mısın yoksa bir süre daha saklayacak mısın?"

Titrek bir nefes aldım. Tam da düşündüğüm gibi sakladığımı düşünüyordu ama ben daha ilişkimize alışamamışken birden o deli cesaretini toplayıp ona her şeyi anlatamazdım.

"Sesli düşünüyorsun."

Bıkkınca çıkan sesini duyduğum gibi anlamaz bakışlarım yüzünü buldu. "Ne?"

Derin bir nefes alıp verdikten sonra bana iyice yaklaştı ve ellerimi elleri arasına aldı. Nedense bu haraketi kalbimin sızlamasına neden olmuştu. Kendimi çok gergin hissediyordum ve bunu engelleyemiyordum. Daha önce hiç kimseye bunun hakkında bir şeyler anlatmamıştım ve ilk kişinin Seokjin olması ve böyle öğrenmesi çok kötü olmuştu.

"Taehyung, tedirgin olduğunun farkındayım ama bana güven. Söyleyeceğin ne olursa olsun seni yargılamam ya da başka kötü bir tepki."

Beklentiyle gözüme baktı. Hâlâ daha endişeli olduğumu görmüş olmalı ki yavaşça yaklaştı ve dudağımın tam kenarına yumuşak bir öpücük bıraktı.

Şaka gibi ama bu gerçekten beni rahatlatmıştı.

Derin bir nefes aldım ve bakışlarımı birleşik ellerimize çevirdim.

"Benim fotoğraf makinesi koleksiyonumda bir makine var. Dedem vermişti bana."

Bakışlarımı sadece bir kaç saniyelik yüzüne çıkardım. Dikkatle beni dinliyordu.

"B-bu makineyle bir şeyleri fotoğrafladığın zaman bir süre sonra ne yaşanacaksa o-onu gösteriyor."

Bakışlarım yine yüzünü buldu.

İfadesizdi şimdi suratı. Haklı olarak. Ben de olsam ne tepki vereceğimi bilemeden öylece kalırdım.

Kaşları yine çatılınca o deminden beri hissettiğim tedirginlik bir sel olarak yayılmıştı tüm bedenime. Gözlerini delip geçecekmiş gibi bakıyordum resmen, ne düşündüğünü anlamak ister gibi.

Yavaşça elleri ellerimin arasından sıyrılmıştı. İstemsizce yaptığını biliyordum ama böyle yapması kalbimin iyiden iyiye daha da acımasına neden olmuştu. Çatık kaşları ile bakışları yavaş yavaş yatağın üzerinde bir yere sabitlendi dalgınca.

"Y-yani sen bir fotoğraf makinesi ile g-geleceği gördüğünü mü söylüyorsun?"

Sonlara yakın gözlerini gözlerime sabitlemiş, sesindeki tereddüt artmış ama sesi de kısılmıştı. Kafamı usulca salladım. Evet, daha yeni başlıyorduk.

Bakışlarındakı dalgınlık yine kendini korurken yatağın üzerinde gezdirmişti bir şeyleri iyice anlamak ister gibi. Fırtına öncesi sakinliği andırıyordu ama emindim, Seokjin kalbimi kıracak bir tepki vermezdi.

Bakışları yine yüzümü bulmuştu.

"D-dalga mı geçiyorsun?"

Kendini buna inandırmak ister gibi sonunda tereddütle gülümsedi. Ve sanki yine onu doğrulamak için gözlerime beklentiyle baktı. Ben ise kafamı 'hayır' der gibi sallamakla yetindim.

Neden bu kadar fazla tepki veriyordu bedenim bilmiyordum ama ellerim titremeye başlamıştı. Ve yine aynı şekilde titreyen bacaklarımla yataktan çıkmaya çalıştım. Gözleri sürekli üzerimdeydi, sanki gerçekten kafası bu gerçeği kaldıramıyormuş gibi merakla bakıyordu.

Küçük adımlarla makinelerimi dizdiğim rafa ilerledim ve diğerlerinden o kadar da farklı gözükmeyen, hayatımı alt üst eden ama yine de bir kere olsun şansımın iyiye gitmesiyle karşıma Seokjini çıkaran makineni elime aldım. Yine aynı küçük adımlarla Seokjinin yanına gittim bu sefer elim dolu bir şekilde. Sonrasında ise makineni ona uzatmıştım.

"İnanmak için d-denemek i-ister misin?"

Anın tedirginliği ile sesim adeta titremişti ve kendi sesimi bulmakta bile zorlanmıştım. Titreyen ellerimle ona uzattığım şeye baktığında kaşları daha fazla çatılmıştı.

Neye bu kadar tepki verdiğini anlamadan uzattığım elimden tutarak beni kendine çekti nazikce ve kucağına yan bir şekilde oturmamı sağladı.

"T-taehyung.. bu çok garip." diyebildi uzun sürenin ardından. O süre zarfında ise sırtımı okşamış, küçük küçük öpücükler de bırakmıştı saçıma. Sanki kendine gelmeye çalışıyordu, aşırı tepki vermemeye. Korkuyordu sanki. Beni kırmaktan. Oysa ki aslında hiç böyle kırılgan kişiliğim yoktu benim, onun yanında bebek oluyordum ben.

"Bu garip ama kendini böyle kasma. Seni tedirgin hissettirecek, korkutacak hiç bir durum söz konusu değil."

Elinin teki elimin üzerine yerleşti ve okşamaya başladı. Beni sakinleştirmeğe çalışıyordu ama kendisinin de hala daha inanmadığı ve kafasında sorular döndüğü belliydi. Hiç kimse bunu bu kadar kısa sürede kabullenemezdi zaten. Beni sakinleştirdikce kendisi de kendini dizginliyormuş gibi bir hali vardı.

Hâlâ daha parmaklarım arasında olan makineni inatla yine uzattım ona. Derin bir nefes alarak aldı elimden ve bana bakmaya başladı. "Cama git ve eğer birini görürsen fotoğrafla." Lesinlikle camın bu makineden çektiği vardı.

Usulca başını salladı ve beni de ayağa kaldırdıktan sonra kendisi de kalkıp cama doğru ilerledi. Akşamdı ama yine de dışarı da birileri elbet ki olurdu.

Camın önüne geçti ve sonuna kadar açtı. İçeri soğuk hava süzülürken titretmeden edemedim.

Avuç içlerinin parlamasından dahi terlediğini anladığım ellerini kaldırdı göz hizasına kadar ve bir yere odaklanarak düğmeyi bastı.

Yine o alışıldık hafif ses duyulduktan sonra ben de ona yaklaştım. Çıkan fotoğrafı eline aldı ve ben de omuzunun üzerinde bakmaya başladım. Sarhoş bir adamı fotoğraflamıştı muhtamelen, çünkü fotoğrafda adam binanın duvarına yaslanarak sızıp kalmışdı orda.

Gözlerine inanamaz gibi bir fotoğrafa bir de adama bakıyordu. Sonunda gözleri adamda sabit kaldığında ben de bakışlarımı ora çevirdim. Adam gerçekten de aynı yere oturmuş ve sona kalan bir kaç yudumu kafasına dikiyordu. Çok az bir süreden sonra ise gerçekten de ora sızıp kalmıştı.

"Tesadüftür."

Diye mırıldandı. Ardından bir kaç fotoğraf daha çekti. Her seferinde sonuç tabiki aynıydı.

Delirmiş gibi sürekli fotoğraf çekib incelemeye başlamıştı artık.

Yavaşça koluna dokundum ve dikkatini bana verdiğinde elindeki makineni aldım. Sesimi bulmaya çalışır gibi öksürdüm.

"B-benim yanımda olmana ihtiyacım var. Korkularımla yüzleşmek için v-varlığına ihtiyacım var. Yanımda olur musun?"

☆☆☆☆
Geç oldu özür dilerim

I purple you💜

•Eyepiece||Taejin|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin