4

1.2K 155 140
                                    

••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•••

Jungkook insanın duyuları ve aklıyla birtakım bilgilere ulaşılabileceğini düşünürdü. Kesin bilgi edinmede ise onların yetersiz kalacağını bilirdi. Çünkü ona göre maddi şeyleri algılayan duyular ve onların üstüne düşünen akıl, bilginin doğruluğu veya yanlışlığına karar verebilir ama tabiatı gereği içinde hata barındırmasından dolayı kesin bilgiyi vermede yüzde yüz güvenilir değildi. Bu noktada güvenilir olabilecek tek şey ise insanın kendi sezgisiydi. Ona göre sezgi, kalpte gerçekleşirdi. Gerçek bilgilerin kalbe sezgi yoluyla dolaysız olarak geldiğini düşünürdü. Yine yayladaydı. Güneş doğmadan önce gelmiş ve yeni daldığı bu okyanusu benliğine yedirmeye çalışmıştı. Saatlerce yaptığı tek eylem düşünmek, düşünmek ve düşünmekti.

Rüzgarın tenini okşamasına izin veriyordu. Büyük bir dinginliğin ortasında kapalı gözlerinin ardında Taehyung'un gülümseyen yüzünü hayaline getirdi. Doğru bilgi ancak sezgi ve akılla kavranabilirdi. Taehyung'a baktığı zaman her ikiside devre dışı kalıyordu. Bu yüzden onun doğru mu yanlış mı olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği Taehyung'un en güzel araf olduğuydu. Onu istiyordu. Taehyung'un kendisine ait olmasını her şeyden çok istiyordu. Bunun için elinden gelen her şeyi yapacağının da bilincindeydi. Taehyung'u istiyordu ve Taehyung'u alacaktı.

Gülümseyerek hayaller kurarken güneşin aydınlattığı yüzünün üzerinde gölge hissetti. Kimin geldiğinin bilincindeydi, bu yüzden gözlerini açmadan derin bir iç çekti. Yaseminler burnundan ciğerine doğru çiçek bahçesi açarken gözlerini açtı. Gözlerini yere eğilmiş kendisini izleyen çocuğun çehresinde gezdirdi. Uzun kirpiklerinin sardığı yıldızlara ev sahipliği yapan gözlerini büyüterek Jungkook'a bakıyordu. Böyle bakmaya devam ederse onu çok pis öpecekti.

Neyse ki Taehyung kıkırdayarak geri çekilmiş ve papatyaların arasından ayağa kalkmıştı. Zarif ince ellerini Jungkook'a uzattı.

"Hadi gidelim! Yol biraz uzun gerçi ama emin ol gördüğün manzaraya değecek." Jungkook kendine uzatılan eli kendi büyük elinin içine hapsederek ayağa kalktı. Ona heyecanla gidecekleri yeri gösterip orası hakkında bir şeyler söyleyen Taehyung'a baktı. Saçlarının uçları yeni yüzünü yıkadığı için olsa gerek ıslanmıştı. Dudakları konuşurken büzülüyor gözlerini ise çevrede gezdiriyordu. Üzerinde ince beyaz bir gömlek vardı ve parlak boynunu açıkta bırakıyordu. Elleri hala birbirine kenetliydi ve Taehyung'un bunu fark etmediğine emindi. Jungkook gülümseyerek ellerine çaktırmadan bakmaya başladı. İnce zarif elleri büyük elinin içinde kaybolurken içinden Taehyung'u ısırma dürtüsünü göz ardı etmeye çalışıyordu.


Yol boyunca susmayan Taehyung'u suratında yer edinen gülümseme ile izlemişti. Sürekli bir şeyler anlatıyordu ve Jungkook gerçekten onun konuşmayı çok sevdiğini fark etti. Taehyung'un çok konuşkan olması onun işine gelmişti. Bu sayede konuşan Taehyung'un suratının her bir hücresini tek tek izleyebiliyordu. Onun konuşurken şekilden şekile giren mimiklerini keşfediyor ve hayatında almadığı hazzı karşısındaki çocuğun suratını izlerken buluyordu.

Taedium vitae  [Taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin