愛を超えてジョングクの脳?
___________
Davranışın dinamiğinde kişinin biyolojik özellikleri, geçmiş yaşantıları, o andaki içsel durumu ve içinde bulunduğu fizik sosyo-kültürel çevre etkileri yatar. Bireyin suç işleme potansiyeli bu faktörlere bağlıdır. Mutlak adalet ise tüm bunları hesaba katarak bireyin cezasına karar vermektir fakat bu günümüz şartlarında pek mümkün değildir. Bu yüzden adalet kavramı kişinin farkındalık düzeyine, kavramları yorumlamasına ve biraz da o an ki içsel durumuna bağlıdır.
Bireyin kendi kendisinin ölçütü olduğu durumsa tam olarak burda başlar. Gündelik hayatta kullandığımız fakat üzerine düşündüğümüzde bocaladığımız soyut kavramların anlamını aradığımız zaman beyin süzgecinden geçen kavramlar rastgele bir anlam bulur ve kişilerin karakteristik düzeyi bu süzgeç sayesinde yoğrulur. Jungkook bu farkındalık ölçütünü olabildiğince nesnel tutmak için seyahatler eder, bulunduğu ortamdaki somutlanmış kelimelere yüklenilen anlamları yakalardı. Her coğrafyada bulunmuş biri olarak fark ettiği ilk şey şüphesiz, bu soyut ölçütün insanlar için değişkenlik gösterdiğiydi.
Uzaktan tekerlekli sandalyeli engelli bir çocuğun kahkahalarla gülmesini sağlayan Taehyung'u izlerken düşündükleri tam olarak buydu. İnsanların aradığı ölçütlerin hepsini bulmuş gibi hissediyordu. Taehyung tüm o soyut kelimelerin somutlaşmış hali gibiydi, Jungkook için Taehyung en güzel beyin süzgeciydi. Masumluğu, narinliği, sevgiyi hatta sevgiden de ötesi olan soyut her şeyi bu küçük kasabada yaşayan Taehyung'ta bulduğunu düşünüyordu.
Güneş batmak üzere olduğu için yaylada kimse bulunmuyordu. Taehyung yaklaşık iki saattir sandalyeli çocuğun portresini çiziyor, çocuk sıkıldığında ise şaklabanlıklar yaparak güldürmeye çalışıyordu. İkisinin de keyfi oldukça yerinde görünüyordu. Çocuk Taehyung'un çilekli keklerinden yerken hareket etmeye çalışıp etrafı izliyor, onu çizen Taehyungsa yüzündeki ışık saçan gülümsemeyi hiç eksik etmiyordu. Jungkook şuanda da yaptığı gibi bu manzarayı uzun süre izlemeye meyilliydi. Gizlice saklandığı büyük çınar ağacının altında oturup uzaktaki ikilinin gülüşlerini seyrediyordu. Halinden çok memnundu, oturduğu yerde duygusal anlamda boşluktan düşüyor olsa da Taehyung'un kahkahaları sayesinde kulakları şenleniyor, burnundaki sızı artıyordu.
Çocuğu yaklaşık bir hafta boyunca göremeyecekti. Seoul'e dönecek, yarım bıraktığı işleri tamamlayacak ve temelli olarak buraya yerleşecekti. Uzun süre ayrı kalacaklarının bilincinde olduğu için durduk yere burnu sızlıyor ve Taehyung'un kokusuna ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatıyordu. Elleri ipek gibi yumuşak olan saçların arasında dolaşmak için titriyor, tüm bedenini ateşe veriyordu. Taehyung sayesinde yeni bir kelimeyi öğrenecek olmak ilk defa hoşuna gitmedi. Jungkook Taehyung'u özlemek hiç mi hiç istemiyordu, onu ayakta tutan ise bu bir haftanın sonunda Taehyung'tan asla ayrılmayacak oluşuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taedium vitae [Taekook]
FanficJungkook'un varoluşsal sancıları, Taehyung'un kare gülümsemesini gördüğünden beridir dinmişti. İçinde verdiği kanlı savaşlar durmuş, düşünceleri ile yıkanmış zihni deniz kıyısında sakince kıyıya vuran dalgaları dinlemeye çekilmişti.. teARMY #semeko...