••••
Yalnızlığın çeşitli bölümleri vardır. Her bir çeşidin çıkış yolu ise hep aynıdır. Seçilmiş yalnızlık olgunlaştırırken, içine düşülen yalnızlık ise çürütür. Seçilmiş yalnızlıkta birey düşünceleri ile yoğrulur, harmanlanır ve bir ideolojiye bürünür. Farkındalık kazanarak hayatı anlamlandırma girişimine girer. İçine düşülen yalnızlık ise beklenmediktir. Ne düşündüğünü bilmeden düşünceni savunmayla eş değerdir. Kendini kurtarmak için girdiğin her bir girişimde daha da dibe çöktüğün gerçeği ile yüzleşirsin. Varoluşsal sancılar eşliğinde acı çekerek kendine yalanlar dizersin.
Jungkook yalnızlığın tüm çeşitlerini genç bedenine tattırmış biriydi. Hepsine kendi isteği ile girdiği için içine düşülen yalnızlığın ne olduğunu hiç bilememişti. Bunu deneyimlemesi için kendisine ait olan bir varlığın olması gerekti. Onu kaybedince afallayacak ve ne olduğunu anlamadığı o duygulara doğru yol katedecekti. Kendini kandırarak büyütecek, her geçen saniye ruhuna yabancılaşacaktı. Jungkook ruhuna yabancı kalmayı istemiyordu. Taehyung'u amaç haline getirene kadar içine düşülen yalnızlığı yaşamanın korkusunu hissetmemişti.
Taehyung'u uzaktan izlediği üç gün boyunca yalnızlığın diğer kısmı ile tanışmaktan delicesine korktu. Bu aralar sık sık korkuyordu. Taehyung'u kazanamadan kaybetme korkusu, Taehyung'un başına kötü bir şey gelme korkusu, Taehyung'un kendisini sevmeme korkusu... Hayatında kendisine ait olarak gördüğü tek şeyin etrafına tüm ömründe saklı tuttuğu korkuları yerleştirmişti. Yaşamı boyunca korkması gereken tüm durumları Taehyung'un çevresine dizmiş, içinde oluşturduğu korku filizlerini bunlar ile sulamıştı.
Delirdiğini düşündüğü olmuştu. Taehyung'un her bir hareketini uzaktan izlerken gerçek anlamda deliliği bulduğunu düşünüyordu. Ömrü boyunca kullanmadığı tüm duyguları Taehyung'un çevresine dizerken bunun delilik olduğunu biliyordu. Taehyung yaylada takılır gibi olup düşerken kalbinde hissettiği karıncalanma bile bir şeylerin doğru mu yanlış mı gittiğinden emin olmamasını sağlıyordu. Hal böyle olunca elinden gelen tek şeyi yapıyor ve Taehyung'a zorluk çıkaracağını düşündüğü şeyleri ortadan kaldırıyordu.
Çiçekçi dükkanı ile Taehyung'un evindeki yol üzerinde bulunan tüm taşları toplamıştı. Taehyung gül toplarken eline dikenler batmasın diye sabahın altısında kalkmış ve gül bahçesinde bulunan tüm güllerin dikenlerini koparmıştı. Yaptıklarının hepsinin farkındaydı ve ciddi anlamda delirdiğini anladığı an tam şuandı.
Taehyung ileride bir çocukla gülerek konuşurken güllerin dikenlerini kopardığı için kanayan eli istemeden de olsa yumruk olmuştu. Çocuğun üç gün önce ona sunmuş olduğu kare gülümsemeyi başkasının görüyor olmasının verdiği sinirle derin nefesler alıyordu. Taehyung'un karşısındaki çocuğun ellerini güzelinin omuzuna doğru yol aldığını görünce sinirle öne atıldı. Başkasının ona dokunma düşüncesi ile midesinde yanma oluştururken bunu canlı canlı izlemek kendisine hiç iyi gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taedium vitae [Taekook]
FanfictionJungkook'un varoluşsal sancıları, Taehyung'un kare gülümsemesini gördüğünden beridir dinmişti. İçinde verdiği kanlı savaşlar durmuş, düşünceleri ile yıkanmış zihni deniz kıyısında sakince kıyıya vuran dalgaları dinlemeye çekilmişti.. teARMY #semeko...