Bölüm 1-3

26 11 5
                                    

Sezon 1: Deneyim
Bölüm 3: Gelişim

Sabah olduğunda her şey eski rutinine göre gidiyordu. İnsanlar işlerine askerler görevlerine, yetişimciler savaşmaya, Rena ise her zamanki gibi dilenciliğe devam etti. Elbette bu yaptığından hiç haz almıyordu ancak yapabileceği bir şey yoktu. O şu an bir köleydi ve tek yapması gereken bu mührün sahibini öldürmekti.

En azından onun fikri bu yöndeydi çünkü buradan ve bu mühürden kurtulmak için aklına ne başka bir çare ne de başka bir yol gelmiyordu. Sıkıntı ve üzüntüyle göğsündeki mühre defalarca dokunup o ses ile iletişime geçmeye çalıştı.

Her seferinde o sese ne için ona yardım ettiğini sorsa da aldığı cevap belliydi. Tekrar tekrar ve yine tekrar beklemesi gerektiğini söylüyordu. Bu yüzden en sonunda oflayıp omuzlarını düşürerek ona ulaşmaktan pes etti.

Kıza bu mührü veren kişi ise ağır bir savaş halindeydi. Etrafında gerçekleşen çığlık ve bağırma seslerine aldırmayıp önündeki savaşa ve düşmanlarına odaklanıyordu. Karşısındaki kişiler El Tarikatının 2. kolu olan Kara El Tarikatıydı.

Elde ettiği güç ve hırs ile gezegen gezegen dolaşıp El Tarikatının sömürgesi haline gelmiş olan yerlerde El Tarikatının üyeleriyle savaşıyordu. Tabi bir de yanında pembe saçları ve üzerindeki nano zırh ile kadim dostu olan Aethra vardı. Sürekli birbirinin ardını kollayan ikili gelen herkese karşı ağır bir direniş gösteriyorlardı.

Yeri geldiğinde Aethra nano parçaları mermi gibi kullanıp kitlesel imha yapıyor yeri geldiğinde ise teknikleri ve büyüleriyle yıkım gerçekleştiriyorlardı. Bulundukları Kadim Evrende isimleri oldukça ünlenen bu ikili her ne kadar yetiştirici hayatına göre bebek bile sayılamayacak kadar küçük olsalar da pek çok yetişimciden daha güçlülerdi.

Potansiyelleri ve hırsları onları kadim evrendeki en korkulası insanlar haline getiriyordu. Aethra, kendi gezegenindeki tüm sorunları daha yeni çözmüşken Kaisa'dan gelen çağrı ile ona yardıma gelmişti. Kara El Tarikatı yine bir gezegeni istilaya hazırlanıyordu.

Şuanda bulundukları gezegeni kuşatmış ve savaşmak için son hazırlıklarını yapıyorlardı. Ancak nereden bilebilirlerdi ki Kaisa ve Aethra'nın onların arkalarından gelip ağır bir darbe indireceğini.

Savaş son hızıyla devam ederken Kaisa ve Aethra arkalarında kalmış olan gezegenden yayılan çok güçlü bir Evren Enerjisi hissettiler. İkisi de ne olduğunu anlayamadan bu dalga tüm gezegeni sarıp kendilerine kadar ulaştı. Kaisa, Aethra'ya işaret verip neler olduğuna bakmak için hızlıca gezegenin atmosferinden geçiş yaptı.

Enerjinin kaynağına yaklaştıkca orada yaşanan olayları inceleyip gördü. Bir klan daha yıkılmış ve yok olmuştu. Fi Klanının bu gezegendeki soyu kurutulmuştu. Klan arazisinin ortasına bırakılan enerji ise bu yıkımı kimin yaptığını kanıtlar nitelikteydi.

Yüce Fi Klanı.

Kaisa, gelen enerji dalgasının klan arazisinde hayatta kalan küçük bir kız çocuğundan geldiğini anladığında hızlıca onun yanına indi. Küçük kız yaşadıklarından dolayı kaldırım kenarında baygın düşmüştü.

Genç adam, küçük kızı kucaklayıp bir kulübeye götürdü. Elbisesinin üzerini sıyırdı ve elinde rünik desen çizdikten sonra oluşan mührü küçük kızın göğsüne işledi. Ancak o sırada kızın boynunda asılı duran kolyeyi ve yaydığı enerjiyi fark etti. Kolyeyi eline alıp incelediğinde güçsüz olan küçük kızın bu yıkımdan nasıl kurtulduğunu anladı.

Fi Klanının atalarından olan Keantu tarafından yapılan bu mühür sayesinde hayattaydı. Keantu Evren Enerjisi ile Kara Enerjiyi aynı bedende ekebilen ilk ve tek yetişimciydi. Kara enerjinin olduğu bir beden asla başka bir enerjiyi vücudunda barındırmazken Keantu bunu başarmış olan ilk kişiydi.

Kaisa bu adamın amacını şimdi anlamıştı. Keantu küçük kızın potansiyelini hissettiği için kolyeyi bu klana vermişti. Kolye ise küçük kızı benimsemiş olacak ki onu bu yıkımdan korumuştu.

Kaisa kolyeyi tekrar yerine koyduktan sonra kulübeden çıktı. Olayın getirdiği şaşkınlık ile yutkunup bir kaç nefeslik sürede bekleyip kendini toparladı. Evren enerjisi ve kara enerjiyi aynı bedende ekebilecek olan ikinci kişi şuanda kulübenin içinde baygın bir halde yatıyordu. Günü geldiğinde evrenleri bile devirebilecek kadar güçlü olabilme kapasitesine sahip olan bu çocuğun önünde her ne kadar uzun bir yol olsa da Kaisa içeride baygın yatan bu küçük kıza ustalık yapmaya ve ona yol göstermeye karar vermişti.

Genç adam nano zırhı tekrar bedenine yerleştirip bir anda gezegeni terk etti. Şu anda yapabileceği başka bir şey yoktu. Savaş bitene kadar küçük kızı yalnız başına bırakacaktı ve burada bulunan tüm tarikat üyelerini öldürdükten sonra gelip onu eğitecekti.

Aradan geçen zaman diliminde gezegenin dışındaki savaş devam etti. Sanki hiç bitmek bilmezcesine savaş sürerken gezegendeki bir kaç güçlü uzman dışında kimse bu savaşı hissedemiyordu bile. Rena günlerce dilencilik yapmaya devam etti. Geceleri parasını sakladı ve kendini güçlendirdi. Artık taşın neredeyse tamamını kaldırabilecek kapasiteye gelmişti.

Ancak şuan yapabildikleri önündeki bu uzun yol için bir toz tanesinden bile önemsizdi. Küçük kız şişman adam ile birlikte pazar alanına gitmişti. Adamın amacını anlamasa da onu dilenmeye göndermek yerine yanında götürmüştü.

Neden onu buraya getirdiğini merak etse de şişman adamın kızacağını bildiği için bir şey soramıyordu. İkili bir süre dolaştıktan sonra durdular. Adam küçük kızın önünde eğilip kulağına doğru fısıldayarak bir şeyler söylemeye başladı.

"Neden seni buraya getirdiğimi merak ediyorsun. Cevap basit. Dilencilik de bir yere kadar. Artık sayemde hırsızlık yapmayı da öğreneceksin. Şimdi beni dikkatli dinle. İlk kural şu asla fark edilmek yok! İkincisi ise bulduğun senindir."

Küçük kızın kafası karışmıştı. Ne yani şimdi de ona hırsızlığı mı öğretecekti? Maalesef ki küçüğün kaçmak gibi şansı yoktu. Hayatta kalıp onu öldürmek istiyorsa bunu yapmalıydı. Adam bir süre detayları anlattıktan sonra pazar alanındaki en kolay lokmayı bulup onu hedef gösterdi.

Rena sandalyede uykuya dalmış yağ fıçısının arkasına geçip bir süre bekledi. Etrafını hızlıca tarayıp onu gören birinin olup olmadığına baktı. Herkes kendi işiyle ilgileniyordu. Derin bir nefes alıp hemen küçük ellerini horlayarak uyuyan adamın cebine daldırdı. Cebinde bulduğu altınları alıp diğer ceplerini kontrol etti ama yağ fıçısının cepleri bomboştu. Bu yüzden aldığı 8 altınla hızlıca gözden kayboldu. Ara sokağın birine girdikten sonra cebindeki altınlardan iki tanesini çorabının tabanına saklayıp şişko adamın yanına gitti.

Cebinden çıkardığı 6 altını adama uzatıp bekledi. "Yağ fıçısının üzerinden anca bunlar çıktı."

Adam durumdan memnun olmuş bir şekilde gülümsedi. Ancak bu gülümsemeyi dışarıdan biri görseydi tiksinirdi. Çünkü uzun ve kirli sakalından, çürük ve eksik dişlerinden herifin tiksinç biri olduğu belli oluyordu.

"Bugün iyi iş çıkardın. Neredeyse yakalanacağından emindim ama beni şaşırtmayı başardın. Şimdi git ve akşama kadar toplayabildiğini topla! Kaybol!"

Küçük kız daha fazla sinirlendirmemek için hemen koşarak gözden kayboldu.

Hikaye hakkında bilgiler #3

Maalesef bu bölüm bilgilendirme yok   :(

Oyları ve yorumları eksik etmeyelim. Az çok demeyelim boş geçmeyelim lütfen :))

Kelime Sayısı: 1020
Yayımlanma Tarihi: 11.02.2020

Alem Sıralaması

Mistik Efendi Alemi
Mistik Kral Alemi
Mistik İmparator Alemi
Mistik Dao Alemi
Mistik Miras Alemi
Mistik Tanrı Alemi
Tanrı Katili Alemi

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 11, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin