9

226 25 2
                                    

Büyük anneleri hiç bir şey olmamış gibi odadan çıkarken Jaemin aşağıya indi.Jeno yerde yatıyordu.Onu yavaşça yerden kaldırıp banyoya soktu.

Jaemin,Jeno'nun sırtından akan kanları temizlerken konuştu.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum.Sana bir şey olursa ne yaparız diye düşündüm.Bunu sana nasıl yaptı?"

"Merak etme Jaemin."dedi ona dönerek.

"Buradayım,hep burada olacağım."dedi ve yavaşça  Jaemin'in dudakları ile kendi dudaklarını birleştirdi.

....

Jaemin uyku sersemi bir şekilde yataktan kalkıp masada oturan Jeno'nun yanına yaklaştı.

"Günaydın."

Jeno Jaemin'e cevap vermemiş hatta ona bakmamıştı bile.Jaemin dün öpüştüklerinden dolayı Jeno'nun böyle davrandığını düşünerek endişelendi.Jeno'nun ellerini tutup konuştu.

"Jeno...Eğer sorun dün yaptığımız şey ise unut tamam mı?Eğer beni sevdiğinden emin değilsin boşver.Ama şunu bil benim için yaşadığımız ve yaşayacağımız her şey çok özel özellikle içinde sen varsan."

İçeriye giren büyük anneleri Jeno konuşmadan içeriye girmiş birleşik ellerini görmüştü.

"Bu ne demek oluyor?"

"Hiç bir şey."

"Siz haklıydınız,biz şeytanın tohumlarıyız."dedi Jeno sakin ve soğuk bir sesle ve ayağa kalkıp konuşmasına devam etti.

"Ayartılan kişi,tanrı beni ayartıyor demesin.Çünkü tanrı kötülükle ayartılamadığı gibi kendisi de kimseyi ayartamaz.*" bunları söylerken büyük annesinin ellerini tutup diz çökmüştü.

"Bizi affedebilecek misin?"

Kadın elini Jeno'nun omzuna koyarak konuştu

"Sizi ancak tanrı affedebilir çocuğum.Kurtuluşunuzun tek anahtarı dua etmek."dedi ve odadan çıktı.

Tüm olanları Jaemin şaşkın ve kırılmış gözlerle izliyordu.Jeno daha düne kadar ondan nefret ediyordu şimdi ne olmuştu da ayaklarına kapanıyordu?Jeno kapıya bakarak gülmeye başladı.Sonra elinde anahtar izi çıkmış olan sabuna bakarak konuştu.

"Hayır,anahtarımız bu.Buradan çıkacağız Jaemin."

Jaemin şaşkınlıkla güldü ve Jenoya sarıldı.Jeno da sarılmasına karşılık vermişti.

....

"Bu ana anahtar bütün kapıları açması gerek.Ana kapıyı bile."

"Keşke bu gece kaçabilsek."

"Önce para bulmalıyız Jaem,sonra buradan çıkacağız ve yeni bir hayatımız olacak.Ama dediğim gibi önce para bulmalıyız,çok para."

"Çalabiliriz,evden."

"Büyük anne yakalarsa dövebilir,her bir kuruşun hesabını tutuyordur."

"Ama annem tutmuyor.Hatırlamıyor musun babam hep savurgan olduğunu söylerdi."

O gece ikisi de annelerinin odasına girip para aramaya başlamışlardı.

"Jaemin,bir şey buldun mu?"

"Bu kadar çok kıyafetin olduğunu söylememiştin."

"Çünkü son geldiğimde bu kadar çok şey yoktu."

"Nasıl olmuşum?"diye sordu Jaemin.Annesinin gömleklerinden ve bacaklarını saran dar bir pantolon giyinmişti.Annesinin malzemeleriyle biraz makyaj da yapmıştı.

Jeno onu baştan aşağı süzmüştü.Jaemin oldukça güzel duruyordu ama Jeno bunu ona söylemeyecekti.

"Çok...çok komik gözüküyorsun.Üzerindekileri çıkarda para ara."

Jaemin gözlerini devirip para aramaya başlamıştı.

.....

"30 dolar."

"Bu parayla komşu ilçeye bile gidemeyiz.Daha fazla para lazım."

"Ama para bulmamız haftalar sürer,hemen gitmeliyiz."

"Hayır,önce yeterli parayı toplamalıyız."

Jaemin başını salladı ve ikizlere baktı.Minho perdeyi açmış dışarı bakıyordu.

"Minho,uslu durman için sana çöreğimi vermemiş miydim?"

"Sorun mickey,çekiç seslerini hiç sevmiyor."

Jeno ve Jaemin de pencereden dışarı bakmışlardı.

"Napıyorlar?"

"Çit kuruyorlar."

....

O gece Jeno ve Jaemin tekrar evden para toplamak için odadan çıkmışlardı.

"Sen paraları topla,bende dışarı bakacağım."

"Hayır,ya yakalanırsan."

"Kaçabileceğimizden emin olmalıyım."

"Seni seviyorum Jeno."

"Bende seni seviyorum."dedi ve ikiside ayrıldılar.

Jaemin yavaşça annesinin odasına girdi.Yatakta uyuyan adamı gördüğünde bir an için korktu.Sonra adama yavaşça yaklaşıp onu inceledi.Derin bir şekilde uyuyordu.Temkinlice ceplerini karıştırdı.Bulduğu cüzdanla sırıtıp aynı sessizlikle para aradı sonrada odadan çıktı.

Jeno ise tellerin yanına gitmişti.Tellere yavaşça dokunduğunda elektrik yüzünden eli acımıştı.Elektriği nereden kesebileceğini aramaya başladı.Çitlerin az ilerisinde bir kulübede bir şalter bulmuştu.Dışarıda işi bittiğinde kimseye görünmeden içeri girmişti.Yukarıya çıkacağı sırada annesinin sesini duydu.

"Çok dikkatsizsin kendi cüzdanını bulamıyorsun."

"Hizmetliler yaptı,yemin ederim.Geçen gün de 10 dolarımı çalmışlardı."

"5-10 dolar ne fark eder ki?Beni kendi partimizde yalnız bıraktın."

"Annenin karşısında oturmak parti sayılmaz ki."

"Üzgünüm buradan en kısa sürede taşınmayı bende istiyorum."dedi ve dudaklarını birleştirdiler.

"Yolculuğa çıkalım."

"Bebeğim yapamam.İşlerim çok yoğun.Ah,bugün bir rüya gördüm."

"Rüya mı?"

"Karamel saçlı bir çocuktu.Çok genç ve bir erkeğe göre fazla güzeldi.Bana biraz seni hatırlattı."

Jeno adamın tarif ettiği kişinin Jaemin olduğunu duyduğunda sinirle yukarı çıkmıştı.Tavan arasına çıkıp koltukta kitap okuyan Jaemin'e bağırmaya başladı.

"Bu umursamazlığının sebebi ne?"

"Jeno,neden bahsediyorsun?"

"Adam seni görmüş,uyumuyormuş.Annem kapıyı açtığımızı bilmemeli.Buradan bıkan tek kişi sen misin sanıyorsun?"diye bağırdı Jaemin'in kollarını sıkarak.

"Jeno,dur canım acıyor."

Jeno,Jaemin'in ağlamaklı sesiyle sakinleşmişti.Her şey bitti diye çok korkmuş,sinirini de Jaeminden çıkarmıştı.

"Özür dilerim ben...Sinirlerime hakim olamadım."

"Sorun değil,isteyerek canımı yakmayacağını biliyorum."dedi ve Jeno'nun dudaklarına bir öpücük bıraktı.Başlangıçta masum duygular barındıran bu öpücük giderek arzu ile dolmuştu.

*yakup 1:13

kendinize iyi bakın <33










flowers in the attic |nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin