ELEMENTLER OKULU: GÜÇ KEŞFİ/ Ara Verildi.

Rüyadan Gerçeğe (Bölüm 1)

-Düzenlendi-

Yazarın ağzından

Bir peri masalında yaşayan Luna annesinin ölümüyle çok sert bir şekilde gerçekliğe döner. Ve henüz 8 yaşındadır. Annesinin ölümünden 2 sene sonra babası daha fazla dayanamaz ve başka bir kadınla evlenir. Bu kadın yüksek rütbelidir ve bir kızı vardır. Luna'yı sevmez, ona tiksintiyle bakar ama ona katlanmak zorunda olduğunu bilir. Bu yüzden onu babası yokken hizmetçi gibi çalıştırır, hor görür ve gördürür. Ama kendi kızını bir prensesmiş gibi yetiştirir.

Kısaca külkedisi masalını kendi hayatına uyarlar. Ama bilmediği şey Luna'nın bir prensese değil bir ankaya dönüşeceğidir.

---

Krallıkta çok önemli bir gün vardır. 

Kutsal kan günü.

O gün kehanetlerin, masalların baş tacıdır. Bunun sebebi ise o gün bir varisin doğacağı ve krallıkları yıkabilecek kadar güçlü birisi olacağından kaynaklıdır. Güneş ve Ay'ın varisi...

O gün o kadar önemlidir ki kimse o günde doğamaz. Layık değillerdir. Ve koskoca krallıkta o gün doğan sadece bir kişi vardır: Astrid. Ya da kayıtlara geçenlerle sadece Astrid.

Dolayısıyla Astrid herkesin açısından çok önemlidir. 18'ine geldiğinde Della elementler okuluna gidip herkese üstün olduğunu kanıtlayacak ve bir prenses olarak yaşayacaktır.

Ama masallar da anlatılmayan şeylerden biri de prenseslerin asla güçlü olamayacağıdır.

Luna Holly'nin ağzından

Açık kalmış penceremden odama yansıyan ışık beni uyandırmaya yetmişti. Gece boyunca sürekli kabus gördüğüm için uykumu alamamıştım.

Aşağı katta Astrid sevinç nidaları atarken zorla da olsa onu geçip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün onun doğum günüydü ve on sekizine girecekti. Yani Della elementler okuluna gidecekti ve ben sonunda onsuz rahat bir nefes alacaktım.

Onunla çok fazla anlaşamazdık ama bugün barış antlaşması yapmışız gibi bana iyi davranıyordu.

"Sonunda özel olduğumu kanıtlayacağım!" diye bağırdığında kulağımı kapatmak zorunda kalmıştım. Açıkçası özel olduğunu kanıtlaması için o saçma okula gitmesine gerek yoktu. Bembeyaz teni ve altın sarısı saçlarıyla iki tanrıçayı da andırıyordu.

İki tanrıça da çok özeldi. Çok güçlü ve çok güzel...

Tanrıçalardan ilki Helya'ydı. Masallarda güneşe hükmedebildiği yazardı.

Diğer tanrıça ise Artemis'di. O da ayı kullanabilirmiş.

Ben mısır gevreğimi yerken odaya üvey annem Beatris girdi. Ona anne demeye bile dilim varmıyor da... 

Astrid'e gülümseyip onu öptükten sonra bana pis bir bakış attı ve yukarı kata çıktı.

Astrid de kocaman bir şekilde gülümserken mutfaktan çıktı.

Onu ilk defa bu kadar mutlu görüyordum. Sanırım yıllardır istediği şeye ulaştığı içindi. 

Astrid valizini sürüklerken konuşmaya çalışıyordu.

"Bugün sende bizimle geleceksin değil mi Luna? Yanımda olmanı isterim."

Ona hızlıca başımı salladıktan sonra babam kapı da belirdi. İkimizi de öptükten sonra Astrid'e doğum günü hediyesini verdi.

Astrid çok istediği fular alındığı için yıkılırken ben kenarda kahkahalarla onu izliyordum. Doğum gününü tekrardan kutladıktan sonra bahçeye çıktım.

Sarmaşıkların hapsettiği salıncağıma oturduktan sonra bir süre sallandım. Sessizliğe ihtiyacım vardı. 

Orada ne kadar durdum bilmiyorum ama kendime geldiğimde güneş batıyordu. Uyuşmuş ayaklarımı biraz salladıktan sonra içeri geçtim.

Beatris ve Astrid telaştan çarpıştıklarında kapı çalındı. Hızlıca gidip açtığımda karşımda 3 tane muhafız vardı.

"Astrid Holly" diye kontrol ettiklerinde Astrid önde biz de iki adım arkasında yürümeye başladık.

Sonunda uçan arabaya bindiğimizde yanımızda bir kadın belirdi.

Astrid'e okulun üstün özelliklerini anlatırken onları dinlemeyi çok tercih etmedim. Rüzgarın uğultusu beni mayıştırmaya yetmişken göz kapaklarım daha fazla açık kalamadı.

---

Sonunda düzenlemeye aldım!!!

Baştan söyleyeyim bazı olayları ve isimleri değiştirdim sonraki bölümlerde bu ad neden böyle önceki bölümün devamı nerde falan demeyin. İkinci bölümü akşam düzenleyip atacağım o zamana kadar hoşçakalın <33