Bir dakika bu o çocuk olamazdı. Etrafıma bakıp sessizce:
- Yanın boş mu ? Dedim. Dediğimde bana şaşkınlıkla bakınıyordu. Sırıtarak :
- Tabiki evet. dedi. Zaten benim şansım bu kadar olabilirdi. Ders boyu bana baktığını hissedebiliyorum.Gözümü hocadan ayırmadan:
-Sapık gibi bakmaya devam edecek misin? dedim. Omuz silkerek:
-Sana bakan kim. dediğinde ona piç gülüşü atmıştım.Harbiden çok havalıydım vay anasını.
Herneyse. Zil çaldığında çantamı alıp hemen sınıftan çıktım. Yeni dolabıma eşyalarımı koyuyordum. Yedek makyaj malzemesi, kalem, defter ve ayna. Dolabı kapattımda önüme şirin bir oğlan çıkmıştı. Gerçekten yüz hatlarına hayran kalmıştım.Elini uzatarak :
-Merhaba ben Tyler. dediğinde eline bakıp bende uzatmıştım.
- Ben de Christina. dediğimde bana gülerek:
-Çıkışta seni evine bırakmamı ister misin ? dediğinde şaşırdım. Evet tatlıydı ama ondan hoşlanmıyordum. Yinede kırmak istemedim ve kabul ettim. Lisa arkamdan gelip
-Uu kimdi o yakışıklı. dediğinde :
-Bilmem. Tanımıyorum. dedim.
Okulun kafeteryasına inip kendime yemek seçerken bir yandan da Lisa ile konuşuyordum.Yemeklerimi alıp bir masa arıyordum. Boş bir masa bulup Lisa ile oturup eski günler hakkında konuşup gülüyorduk. Aslında ona Rehabilitasyon Merkezinde yattığımı söylemedim. Kimseye söylemeyeceğim. Çünkü sonunda insanlar bana farklı davranıyorlardı. Buna dayanamıyordum.Telefonla babama beni çıkıştan almasını istedim.Evet çocuğu ekecektim. Ama yapacak başka bir seçeneğim yoktu. Kimseyi incitemem ben. Sonra okulda onunla konuşurum diye düşündüm.
Çıkışta arabasıyla çarpan çocuğu gördüğümde yanında bir kız vardı. Sürtük olduğu heryerden belliydi. Herneyse beni ilgilendirmezdi sonuçta. Tyler denen çocuğa görünmeden babamın yanına koştum.Eve gittiğimizde babam beni bırakıp alışverişe gitti. Evde yalnızdım. Babam yokken annem sürekli aklıma geliyordu. Sigara içme ihtiyacı hissettim. Evde içersem babam farkederdi. O yüzden evin biraz uzağındaki parka gidip bir banka oturdum. Çantamdan sigarayı ve çakmağı çıkarıp yaktığımda içime her acı çektiğimde çekmiştim. Ciğerlerimi tamamen dolduruyordum.
Eve dönerken evin önünde büyük siyah bir minibüs vardı. Evimizin içinden dört beş siyah takımlı adamlar çıkarken babamı aradıklarını anladım ve yolumu değiştirerek hemen babamı aradım. Babam bana eve girmememi söyledi. Hemen ordan koşarak uzaklaştım. Babam bana ordudan bir arkadaşının evinin adresini vermişti. Orda güvende olucağımı söyledi. Babamsa yurtdışına çıkıp bir süre orda kalacağını söyledi.
Babamın verdiği adrese geldiğimde evin önünde demir büyük bir kapı vardı. Zile bastığım zaman kameradan adımı ve babamın kızı olduğunu söylediğimde benim geleceğimi biliyormuş gibi karşıladılar. Kapıyı sevimli güzel bir kadın açmıştı. Onları selamlayarak salona oturduk. Adamın oldukça asık bir suratı vardı ama içinde iyi bir insana benziyorlardı. Kadının adı Jenna ve adamın adıysa John muş. Jenna bağırarak:
-Finn aşağı gel oğlum yeni misafirimizle tanış dediğinde gözlerime inanamamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
WORTH
FanfictionBenim hikayem tamamen hayatı gittikçe kötüye giden bir kızın yaşamı. Adı Christina. Annesi 2 sene önce bir trafik kazasına kurban gitti. Babası ile hayata tutunuyor. Ancak işler daha da kötüye gidiyor. Babası bazı sorunlar yüzünden gitmek zorunda ka...