Multi :Erva Demircioğlu
Ruhum altın bir kafesin içinde can çekişiyor ,umutsuzca bir yardım eli bekliyordu.Karanlıklar sarmıştı etrafımı, artık umut benim için sönmek üzere olan bir mum aleviydi.
Yanıyor,yanıyor en ufak bir rüzgar kıpırtısında çaresizce sönüyordu.Ciğerlerim denizin tuzlu kokusuyla yanarken ,dudaklarıma minik bir tebessüm kondurdum.Huzurun tablosu bütün canlılığı ve parlaklığıyla gözlerimin önünde duruyordu.
Oturduğum bankta biraz daha dikleşerek dizlerimi kendime çektim.Tam tepede olan güneş,milyonlarca kilometre öteden saçlarımı bir anne edasıyla okşuyor ,bedenimi ısıtıyordu.Gözlerimi denize,gökyüzüne çevirdim.Tek tutkum olan maviliklere...
İçim huzurla dolarken dudaklarımdaki minik tebessüm iyice büyüdü.Sabahtan beri beynimde kasırgalar yaratan düşünceler beynimin kuytularında başladığı yerde yok oldu.Kıyıya şiddetle çarpan dalgalar kulaklarımda hoş bir ezgi bırakırken, kendimi doğanın eşsiz müziğine bıraktım.
&&&&&
Sokaklarda kalabalık biraz daha artıp, sessizlik kendini büyük bir gürültüye bırakınca denize karşı oturduğum banktan kalkıp otele gitmek için bir taksi çağırdım .İstanbul'a sabaha karşı 3 gibi gelince kimseyi rahatsız etmemek için İsra ile beraber bir otele gelmiştik.
İsra Kanada da yaşarken tanıştığım ve dostluğumuzun baki olduğu en iyi arkadaşımdı.Ülkeme geri dönmem gerektiğini söylediğimde, bağıra çağıra karşı çıksada sonunda dayanamayıp benimle birlikte gelmişti .Bu yüzden büyük bir minnet borçluydum ona.
Gelen taksi düşüncelerimi bir toz bulutu gibi dağıtırken, taksiye binip kaldığımız otelin adresini verdim.yolculuğumuz kısa bir süre sonra, otele gelmemizle son bulurken telefonuma gelen mesajı açıp taksiciye parasını ödeyerek taksiden indim.
İsra'dan bir çok cevapsız çağrı ve mesaj vardı.Kafamı toplamak için telefonumu kapattığım sırada aramış olduğunu gördüm.Otelin lobisinde elinde kahveyle oturan İsra ile göz göze geldim.Ne gibi bir açıklama yapsam diye düşünürken biricik kuzenim Utku İsranın koltuğunun kenarından geçip kollarını bana doğru açtı.koşar adımlarla yanına yaklaşıp kollarımı sımsıkı beline sardım.
"Sonunda ait olduğun yerdesin prensesim" aitlik kelimesi beni derinden sarsdı.Bu zamana kadar kendime defalarca sorupta cevabını alamadığım bir şeydi benim için.Ben kendimi hiçbir yere ait hissetmiyordum.Yüzümdeki gülümseme donuklaşınca, yerine yapmacık bir gülümseme yerleştirdim.
"Artık hep birlikte olacağız,güzel günler çok yakın Erva" bu cümleleri kalbime tohumlarını bırakırken koca bir orman yeşermesi dileğiyle "Umarım" dedim içimden.
Birkaç dakika sonra İsra hanımın dayanamayıp "yeter bu kadar hadi eve gidip yerleşelim ,bu büyülü şehri keşfetmek için can atıyorum" diye söylenmesiyle ayrıldık.Utku bavullarımızı bagaja yerleştirirken sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturup, radyodan bir müzik açtım.Bu sırada Utku ve İsra' da arabadaki yerini almıştı.
Yollar hızla akıp gidiyor eve her yaklaştığımız an duygularımın daha çok karışmasını sağlıyordu.Hem korkuyor,hem mutlu hissediyordum ve tarif edemediğim bir çok duygu daha vardı içimde.
Aradan geçen üç saatin sonunda büyük bir yalının önünde durduk. Parmaklıklar hızla açıldı ve güvenlik görevlisi gelip indiğimiz arabayı garaja park etti . Gözlerim büyük olan bahçede dolaştı. Ölü bir toprağı anımsatıyordu.Hiç çiçek görememiştim, aynı zamanda bir iki çam ağacı dışında hiçbir çiçek yoktu.Ben boş boş evi ve bahçeyi incelerken kış bahçesi olduğunu tahmin ettiğim yerin kapısı açıldı ve yengemle amcam göründü.İlk önce amcama sarıldım."Canım kızlarım hoşgeldiniz" İsra ve bana ithafen kurduğu cümle çok mutlu etmişti beni. Kollarım hafif göbekli bedenini buldu.
Sımsıkı sarıldım.Amca demek baba yarısıdır, sanki karşımda babam duruyor gibi hissediyordum. O sırada gözlerim ikinci katın açık penceresine takıldı. İnce tül perdenin arkasında zayıf ,kıvrımlı bir beden vardı.Kalbim acıyla tekledi .Sanki birisi kalbimi ellerine almış sıkıyordu.Nefesim kesildi ve kulaklarım uğuldamaya başladı. Oradaydı benim yürek yangınım ,bana bakıyordu O da.
Merhaba arkadaşlar bu platformda uzun zamandır okuyucuydum ve yazmayı çok istiyordum sonunda bu dileğimi gerçekleştirmeye karar verdim.umarım beğenirsiniz görüş ve düşünceleriniz benim için çok önemli.Yazarak daha da iyi olacağıma inanıyorum.Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANRI
ChickLitSanatçının çaldığı o eşsiz besteydik.Bazense bir annenin acı dolu çığlıkları, ama çoğu zaman uçurumun dibindeki o çaresiz çocuklardık . Hiç birimiz anlayamıyorduk,kader hep mi acımasızdı, yoksa bu acımasızlık sadece bize miydi? Vazgeçtik zamanla...