22.BÖLÜM

4K 476 2.5K
                                    

"Cehennem kapısının ardında kalan karanlık, kendini yenilmez sanmış. Hırsı onun sonunu kibrin mürekkebiyle yazmış..."

Arjin, neler olduğunu sorgulayan bakışlarını çaresizce İses'e çevirdiğinde aralarında geçen konuşmadan haberim olmamasına rağmen beklemeye de niyetim yoktu.

"N'oldu Arjin? Bir şeyini mi kaybettin? Neden öyle BOMBOŞ bakınıyorsun?"

Arjin aniden içine düştüğü bu boşluğa bir türlü anlam veremezken, beni neden serbest bıraktırdığını merak eden muhafızları ondan hala mantıklı bir açıklama bekliyorlardı. Gözleri adamlarının üstünde dolaştığında o da bunu anlamıştı. Ondan bir şeyin cevabını bekliyorlardı fakat Arjin konunun ne olduğunu bile bilmiyordu.

Çabucak yutkunup telaşını dışarı yansıtmamaya çalışsa da gözlerinden okunan tedirginliğiyle bana döndü ve beklentiyle gözlerime baktı. Onun bu haline içten bir kahkaha atmak istediysem bile alt dudağımı yaramaz bir çocuk gibi ısırıp buna engel oldum. Bu kadar mı düşmüştü? Benden medet umacak kadar mı çaresizdi? Utanmasa az önce burada neler olduğunu bana soracaktı.

Kollarımı göğsümde bağlayıp çenemi yukarı diktim ve gözlerimi gözlerinin içine sabitledikten sonra zihnine yeni bir zehirli sarmaşık daha ektim.

'Kaybediyorsun... Beklediğin her an o çok kıymetli itibarını biraz daha kaybediyorsun. Adamlarının gözünde gittikçe ufalıp yok oluyorsun Arjin... Gittikçe daha da acınası bir hale geliyorsun.'

"HAYIR!"

Benim zihnine söylediklerime sesli şekilde itiraz edişi, onu adamlarının gözünde nasıl bir pozisyona sokmuştu düşünmeden kahkaha atmaya başlayarak şovuma kaldığım yerden devam ettim.

"KES SESİNİ!"

Gülüşüme son verip suratımdaki alaylı ifadeyi silmeden "Neden burayız Arjin? Sonraki adımın ne? Bir şey söylemeyecek misin? Bak... Herkes senden bir şey söylemeni bekliyor." dedim.

Arjin birkaç saniye dişlerini sıkıp sakinleşmeye ve kafasını toparlamaya çalıştı. En sonunda yanımda dikilen ve daha önce beni kontrol etme gafletinde bulunan büyücüsüne dönüp beni kastederek "Tut onu!" dedi.

Gözlerim hızla büyücünün gözlerine çevrildiğinde, simsiyah gözleri dehşetle büyüdü. Çünkü şu an gözlerimin içinde kendi cehennemini görüyordu. Simsiyah cam gibi gözlerine benim gözlerimde parıldayan alevlerin yansıması düşüyordu. İçimdeki cehennem onun içine yansıdığında buna dayanamayan ruhu çektiği azapla birlikte acıdan kaskatı kesildi. Minicik bir yansımaya bile karşı koyamayan ruhu benim cehennemime katlanamazdı.

"Sana diyorum büyücü! Duymuyor musun beni!?"

Gözlerimi büyücünün donuklaşan bakışlarından çektim ve Arjin'e döndüm.

"Galiba adamın emirlerine karşı geliyor Arjin. Baksana hala özgürüm, hala beni tutmuyor."

Arjin şaşkınlıkla büyücüye döndükten beş saniye sonra büyücü olduğu yere yığıldı. Fazla bile dayanmıştı. Ben iki saniye daha önce ölür diye düşünmüştüm oysa...

Yapay bir şaşkınlıkla ayağımın dibine düşen büyücüden bir iki adım uzaklaştım ve bir elimi ağzıma götürüp "Aaa yazık, kaç gündür uykusuzsa artık dayanamadı zavallım. Adamların ayakta uyuyor Arjin, görüyor musun?" dedim.

Arjin gözlerimin önünde deliriyor olmalıydı çünkü an itibariyle ölen büyücüsüne dehşetle bakarken iki elini birden saçlarının arasına geçirmiş tümünü kökünden ayırmak ister gibi çekiştiriyordu.

AYKIRI: 4 BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin