Yolculuk

147 27 150
                                    

Sehun Jeep'ini, Baekhyun'un evinin önüne çektiğinde  Luhan, Kai,  Baekhyun ve Chanyeol çoktan kapı önüne çıkmıştı. Sehun arabadan inip

'Hadi hazırsanız çıkalım. Laila yok mu?' diye Chanyeol'a sordu. Chanyeol bozuk bir suratla başını sallayıp evin içine doğru

'Lailaaa hadi gidiyoruz.' diye bağırdı. İçeride ki kız verandaya adım atıp diğerlerinin yüzüne bakmadan arabanın ön koltuğuna, sürücü koltuğunun tam yanına oturdu. Sehun, kızdaki gerginliğe bakarak

'Vooov çok sinirli' dedi.  Kai, Chanyeol'un omzuna vurarak

'Hadi adamım ateşi söndürme işi sende' dediğinde arkadaş grubu güldü. Baekhyun yüzündeki gülümseme ile Chanyeol'la göz göze geldi.  Arkadaşının yüzüne bakarken çalan korna ile başlar siyah Jeep'e döndü.  Laila bağırarak

'Gideceksek gidelim şu lanet yere yoksa eve döneceğim' diyerek sitem etti. Herkes ortamda oluşan gerginlik ile arabaya yöneldi. Chanyeol, sevgilisinin oturduğu yerin kapısını açarak zayıf ve kendisine göre bayağı kısa boylu kızı arabadan indirip kucağına oturmasını sağladı. Kız sinirli gibi davransa bile ses çıkarmadan sevgilisinin kucağına yerleşti. Aynı zamanda dikiz aynasından dün sevgilisi ile kavga etmesine sebep olan sevimli surata baktı. Ondan haz etmiyordu ama Chanyeol için katlanmak zorundaydı. Sonuçta Chanyeol'a en zor zamanlarında destek veren en önemli kişilerden biriydi. Çok net biliyordu ki Chanyeol için birini öldürmesi gerekse Baekhyun tereddütsüz yapardı. O sadık bir arkadaştı. Onun hiçbir kusurunu görmemişti ama Laila yine de onu sevemiyordu. İçinde onunla ilgili tarif edemediği ve sebebini bilmediği bir şüphe vardı. Bakışlarını yola çevirip yapılan konuşmaya ortak oldu.  Arkadaşlar güle eğlene Jeep'in navigasyonuna  okutulan eve doğru ilerlerken Baekhyun titreyen sol elini çaktırmadan sıktı. Arkadaşlarının sohbeti içerisinde o bu seferlik yoktu. Kafasını araba koltuğuna yaslayıp gözlerini kapattı. Kapattığında ise aynı senaryo oynamaya başladı. Oluşturulmuş bir edit gibiydi. Parça parça ama bazı kısımlarını hatırladığı... Baekhyun kazadan öncesini pek hatırlamıyordu. Net hatırladığı tek şey....

'Hey, Baekhyun!' Baekhyun yumduğu gözlerini açarak sağında oturan Luhan'a baktı. Sehun hariç hepsi ona bakıyordu. Sehun ise arabayı kullandığı için gözü yolda olsa bile dikiz aynasından sürekli Baekhyun'a baktı. 

'Adamım iyi misin? Sol elindeki damarlar sıkmaktan şişmiş halde açmaya çalıştım ama fark etmedin bile!' dedi. Baekhyun onun demesi ile sıkılı olduğunu unuttuğu eline bakarak kızarmış elini iki üç kere açıp kapatıp kan akışını sağladı. Ardından gülümseyerek Luhan'a döndü.

'İçim geçmiş, elimi sıktığımın farkında değilim.' dedi. Luhan başını sallayarak  Kai'yi dürtükledi.

'Eeee baban sana ne dedi? Seni o sürtük ile evlendirmekte kararlı galiba?' deyip Baekhyun yüzünden kapanan konuyu yeniden açtı. Baekhyun ise dikkatini yeniden camın dışına arabayla yarışan ve çit gibi hissettiren ağaçlara çevirdi. Göğsünde yumru olan hissi uyandığından beri götürememişti. Elini cebine atarak çıkardığı müzik çalarından bir müzik açtı. İçinde kendini yerin dibine sokan ve çıkaran bir acı vardı. Ne olduğunu tam hatırlamıyordu ama ailesi o yüzden gitmiş gibiydi. Annesi ve babası... Geriye bir tek Chanyeol'un bakışları vardı. Izdırabı söndürecek tek ilacı.. Başkasını kollarına almış halde... Alt dudağı hafifçe dışarı çıkıp üst dudağını kapattı. Neredeyse ağlayacaktı ama dilini dudaklarından geçirip dişledi. Kendini ve duygularını bir kere daha zapt etmesinde sorun yoktu değil mi? Gözlerini yavaşça ön koltukta oturan çifte çevirdi. Laila, Chanyeol'un kucağında küçülmüştü. Boğazına oturan hisleri yüzünden gözleri hafifçe buğulandı. Hıçkıra hıçkıra ağlama istiyordu ama bu araba içerisinde ağladığı sebepten dolayı ona sırt çıkacak biri var mıydı ki? Gözlerini dikiz aynasına çıkardığında Chanyeol ile göz göze geldi. Ateşe değdiğini bilerek hemen kaçırdı gözlerini. 

Şeytan - Chanbaek - שָׂטָןHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin