⁰³

129 13 15
                                    

"Ne kuzeni Yifan? Biz arkadaşız, kuzen nereden çıktı?"

"Ares."

Tek kelimelik cevabı konuya açıklık getiriyordu. Önüme dönüp odaya girdim ve rastgele bir yere oturdum. O da karşıma geçip oturduğunda yüzüne bakmadan sordum.

"Sen biliyor muydun?"

"Myeon'u mu? Evet, Pluton'un çocuğu olduğunu biliyordum."

"Peki yaptıklarını?"

"Ne yapmış?"

Bilmiyordu.

"Hiçbir şey Yifan, hiçbir şey."

Ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Raftan bir bardak alıp su içtikten sonra merdivenlerin önüne gelip durdum.

"Odama çıkıyorum."

Onaylayan sesini duyduğumda merdivenlerden çıkıp odama geldim. İçeri girip kapıyı kapattığımda kendimi yatağın üzerine bıraktım. Birkaç saat içinde yaşadığım, duyduğum şeyler o kadar gerçek dışıydı ki içten içe bir rüyadan ibaret olmasını umuyordum. Ama değildi.

"Beni dinlemek zorundasın Yixing."

Aniden gelen ses korkmama neden olmuştu. Hızla yataktan kalkıp sesin geldiği tarafa baktım.

"Sen buraya nasıl girdin?"

"Anlatsam da anlamazsın. Sadece kafan daha çok karışır."

Bunları söylerken bana doğru bir adım attı, ben de geriye doğru.

"Yaklaşma Junmyeon."

"Pekâlâ, pekâlâ. Yaklaşmıyorum ama beni dinlemen gerekiyor Yixing. Her şeyi anlattıktan sonra yine git dersen giderim. Tamam mı?"

Geceki Junmyeon'dan eser yoktu. Kafamı sallayarak devam etmesi için onayladığımda eski yerine döndü, ben de yatağa oturdum. Ve anlatmaya başladı.

"Sana insanların Hades ve Pluton'u aynı kişi olarak gördüklerini söylemiştim. Yüzeysel bakarsan aynı kişiler diyebilirsin. Ama Pluton, Hades'ten daha acımasızdır. Hades ona göre daha normal. Gece gördüğün kişi... O ben değildim Yixing."

Yüzüme baktığında elimle anlatmaya devam etmesini işaret ettim.

"Bir lanet. Geceleri ortaya çıkan bir lanet. Geçmişte Pluton'un bir hatasına karşı Hades'in verdiği bir ceza. Benim bedenimi gördün, evet, ama bedenimin yönetimi Hades'teydi. Beni kullanarak babamı cezalandırmaya çalışıyor."

Tekrar bana baktığında başka tarafa döndüm.

"Yixing?"

Sesini tekrar duyduğumda bu sefer o sesteki çaresizliği de fark etmiştim.

"Git Junmyeon. Her şey o kadar hızlı oldu ki düşünecek vakit bulamadım. Beni biraz yalnız bırak."

"Tamam ama bu laneti bozmama yardım edebilecek tek kişisin Xing, bunu unutma. Ve artık bunu öğrendiğine göre seninle uğraşanlar olacaktır. Bu yüzden koruma amaçlı birilerini bırakacağım. Olur mu?"

"Olur."

Onayımla pencerenin önüne gidip açtı ve elini toprağa doğru uzatıp bir şeyler söylemeye başladı.

"Buraya gelin ve efendinize itaat edin."

Birkaç dakika içinde yaklaşık yirmi tane ölü gelmişti. Dehşetle ona baktım.

"Korkma zarar vermezler. Sadece benim emirlerimi uygulayabilirler."

Sonra ölülere döndü.

"Evi koruyun."

Aşağıdaki ölüler sesini duyunca evin etrafına dağıldılar.

"Görüşürüz Yixing."

Geldiği gibi ortadan kayboldu.

Ona inanıyordum. Saçmaydı ama inanıyordum. Çünkü Junmyeon gece gördüklerimi yapacak bir insan değildi. Onu tanıyorum, hem de uzun süredir. Ve sevdiğim çocuğun böyle bir şey yapmayacağına emindim. Ama geriye bir sıkıntı kalıyordu. Bu lanetin ortadan kalkması için yardım edebilecek tek kişi bendim ama ne yapmam gerekiyordu?

"Cevabı biliyorsun oğlum."

       
        
     
     
      
Sorular buraya.
Piçlik yapıp heyacanlı yerlerde bitirmeye bayılıyorum.

𝑯𝒂𝒅𝒆𝒔 ✎ 𝑺𝒖𝒍𝒂𝒚 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin